Fotoğraftaki iki maymuna bakın ve aralarındaki farklılığı söyleyip söyleyemediğinizi görün.
Farkı göremiyorsunuz değil mi? Onlara istediğiniz kadar bakabilirsiniz ama beyninizin alakalı olduğu kadar, iki maymun da aynı derecede çekici gözükür. Kesinlikle onları bir oda dolusu maymunun içerisinden seçemeyiz ama 6 aylık bir bebek yapabilir.
Sheffield Üniversitesi ve Londra Üniversitesi'nde yapılan bir deneyde bir grup tarafından 6 ve 9 aylık bebeğe, daha önceden gördükleri bir yüzü de içeren iki set insan ve maymun vesikalığı gösterildi. İki grup da kolay bir şekilde aşina oldukları insan suratını fotoğraflar arasından tanıdı ama maymunlara gelince sadece 6 aylıklar birbirinden ayırt edebildi.
Bu sonuçlar, fotoğraflar bebeklere tepe taklak gösterildiğinde bile değişmedi. Bu deney, 6 aylık bebeklerin dünyada gezen ve her detayı kayıt eden bir zeki yetişkinin bile ötesinde bir çeşit hiper incelik gösterdiğini gösterdi. Haklısınız. Tıpkı Dr. House gibiler.
9 aylık bebekler ise aynı performansı gösteremedi. Peki, bebekler tam olarak nasıl sadece üç ayda küçük keşişlerden primat ırkçılarına dönüşüyorlar. Araştırmacılara göre yaşlandıkça, beyinlerimiz kendilerini insan yüzlerindeki önemli değişiklere odaklanmak için yeniden ayarlıyor. Ve asla 6 aylıkken olduğu keskinliğinde olmayacak bir şekilde ayarlıyor. Bu yeniden ayarlama bizi ayrıca diğer görsel süper güçlerimizden mahrum bırakıyor: Çizgifilm Görüşü.
2008'de İngiltere'de yapılan bir çalışma ise çocukların yetişkinlere göre oldukça farklı ve derin bir şekilde çevrelerindeki dünyayı algıladıklarını belirtiyor.
Asıl mesele, yetişkin beyinlerinin çok meşgul olması ve renkleri görmek gibi önemsiz şeyler için zamanı olmamasıdır. Dil öğrendiğimiz zamandan itibaren (7-9 aylık arası) beynimiz dünyayı olduğu gibi gören bebeklerin aksine gerçek şeyden çok renk kavramını algılamaya başlar. Biz yetişkinler sürekli her gördüğümüz şeyin yalan olduğu bir kalıbın olduğu yerde yaşarız fakat bebekler gerçeği görür.