Bilim Adına Çok Önemli Bir Adım Atılmış Olsa da Karşılığında Bir Bebeğin Hayatını Karartan Küçük Albert Deneyi
İvan Petroviç Pavlov’u ve onun meşhur köpeğini daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Yaptığı çalışmalarla Nobel ödülü kazanan Pavlov, bilim adına pek çok araştırmacının önünü açmış ve devrim niteliğinde buluşlara imza atmış bir isimdir. Lakin onun en önemli çalışması olarak değerlendirebileceğimiz ‘Pavlov’un Köpeği’ dolaylı yoldan bir bebeğin hayatını karartmıştı…
Köpeklerdeki koşullanma sürecini inceleyen Pavlov, yaptığı deney sonrası oldukça önemli çıkarımlar elde etmiş ve bu vesileyle diğer bilim insanlarına bambaşka kapılar açılmıştı.
Asistanı Rosalie Rayner ile birlikte görev yaptıkları John Hopkins hastanesinin kreşindeki çocukları incelemeye alan Watson, savını kanıtlamak için henüz dokuz aylık olan bir bebeği kendine denek seçti. Bebeğin annesi geçimini sağlamak için sütünü satıyordu...
Bu denemelerin ardından Albert’ı boş bir odaya aldılar. Odada Albert’ı üzerine oturttukları yatak haricinde başka hiçbir nesne bulunmuyordu.
Bu durum bir süre daha böyle devam etti. Küçük Albert'ın korkusu hafızasına kazınmış ve artık yalnızca farelere değil, ona benzeyen beyaz ve tüylü olan her şeye tepki gösterir olmuştu.
Küçük Albert, her yalnız kaldığında çıkabilecek tehlikelere karşı sürekli tetikte beklemeye başlamıştı. Üstelik deney sona erdikten sonra Albert’ın psikolojisini düzeltmek için hiçbir adım atılmamıştı.
Peki, deney sonucunda başka ne gibi bulgular elde edilmişti?
Gerçek adının Douglas Merritte olduğu söylenen bebek Albert ise deney bittikten sonra beyaz ve tüylü nesnelere karşı fobi geliştirip sağlığından olmuştu.
Ruh sağlığının çok kötü bir halde olduğunu belirtmemize gerek bile yok. Annesinin bile hiç düşünmeden ona acı verilmesine rıza gösterdiği, bilim adına yaptıklarını öne süren insanların da sonrasında umursamadığı bu zavallı bebek yaşadığı bu stres yetmezmiş gibi, daha yedinci yaşını bile göremeden hidrosefali (beyinde su toplanması) yüzünden hayatını kaybetti. Büyük insanların büyük dertleri onun küçücük omuzlarına yüklenmiş ve yedi yıllık ömrünü sonlandırmıştı Albert’ın…
Yorum Yazın
Bebeğe içimiz cız ediyor da sesi soluğu çıkamayan hayvanlara neden tepki gostermiyoruz? Denek hayvanları kim bilir ne acılar icinde kıvrandırılıyordur.
Tüm kalbimle katılıyorum. İnsan denen yaratık hep bencil; önce kendi ırkını düşünür. İğrenciz...
Benim için çocuk istirmarcılarının yeri neresiyse, bu deneyi yapanların da yeri aynı yerdir. Ne bilim ne insanlığın faydası... tarih sadece bir vahşete tanık... Devamını Gör
deney adı altında eziyettir bu nasıl sırf bir şeyler yapacağım diye bu kadar gaddar olunabilir ki 7 yaşında ölüm hayatını yaşayamamış sizin yapacağınız deney... Devamını Gör