Görüş Bildir
Haberler
Bilge Uzun Yazio: Alışır Sandık, Alışmamış Enes

etiket Bilge Uzun Yazio: Alışır Sandık, Alışmamış Enes

Prof. Dr. Bilge Uzun
14.01.2022 - 10:28 Son Güncelleme: 14.01.2022 - 11:31

“Alışır sandık”

Siz bunu sanarken hiç aklınıza geldi mi “alışmak” ne demek?

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ben söyleyeyim. Alışmak, “Bir durumu ya da eylemi tekrarlayarak kolaylamak” demek ya da daha derin anlamda “Yadırgamaz duruma gelmek.”

Ben söyleyeyim. Alışmak, “Bir durumu ya da eylemi tekrarlayarak kolaylamak” demek ya da daha derin anlamda “Yadırgamaz duruma gelmek.”

Oysa hiç düşünmüş müydünüz, alışmak için niyet, niyet için istek gerek.

Diyeceğim o ki sizin söylemeye çalıştığınız “alışmak” değil “alıştırmak”

Peki hiç düşündünüz mü orada çok basit gibi görünen -tır ekinin anlamını?

Çünkü “alıştırmak”ehlileştirmek demek hatta evcilleştirmek.

İnsanı istemediği bir yere ya da bir duruma alıştırabilir misiniz?

Hayır.

Peki ya bir canlıyı?

Evet.

Ödül ya da ceza sistemini kullanarak kafeslere bırakılan canlılar misali. Ya şeker verir umdurur ya da korku salar susturursunuz.

Peki ne kadar süreyle? Bir süre sonra candan öteye bir şey geçmez. Buna alışmak istemeyen canlı ya patlamaya hazır volkan gibi bulduğu ilk fırsatta lavlarını akıtır etrafa. Ya da bunu yapmaya yetisi olmadığına inandırılanlar gibi kendinden vaz geçer. Enes Kara örneğinde olduğu gibi.

Her insan kişisinin doğumla beraber getirdiği karakteristik özellikleri vardır. Bunları değiştiremeyiz. Değiştirmemeliyiz de. Onlar bizim çocuklarımız olsa da başka bir bedende, başka bir ruh ve zihinle varolan “birey”lerdir. Kabul etmeliyiz. Kendisi istemediği sürece kimseyi değiştiremeyiz. Çok gerekliyse kendimizi değiştirebiliriz ama. Buna “uyumlanma” dendiğini biliyor muydunuz?

“Baskıcı bir aile değiliz, dindar biri olsun istedik. Doktor olacaksa da dindar bir doktor olsun istedik. Ama ateist olduğunu söylemiş, onu olumsuz etkilemiş, çok üzüldük.” Hiç düşündünüz mü bu sizin istediğiniz. Peki ona hiç sordunuz mu ne istediğini?

“Baskıcı bir aile değiliz, dindar biri olsun istedik. Doktor olacaksa da dindar bir doktor olsun istedik. Ama ateist olduğunu söylemiş, onu olumsuz etkilemiş, çok üzüldük.” Hiç düşündünüz mü bu sizin istediğiniz. Peki ona hiç sordunuz mu ne istediğini?

“Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu.”

“Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim.”

“Birkaç ay kalır sonra alışır dedim.”

“Cenazeyi aldık şu an dönüyoruz.”

25 yıldır Cemaat üyesi olduğunu gururla ifade eden bir bireyin zihni, 25 yıldır doğruluğuna inandığı bir “gerçeği” oğlunu kaybetse de değiştirecek midir? Hem çocuk zaten ateist de olmuş. Ailenin kendinde arayacağı bir sıkıntı var mı ki burada?

Zihin, meselenin ne olduğunu anlamak yerine “mesele çıkaran”ı yargılamayı tercih eder. Örnekte olduğu gibi. Dilerim Enes öğreti olur tüm anne babalara. Nur içinde uyu Enes. Yattığın yer incitmesin.

Instagram

Twitter

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
6
3
1
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın