Belirli Düşüncelerden Kurtulmak İstiyor Ama Başaramıyorsanız Bilimin Size Basit Bir Önerisi Var!
Sonu gelmeyen kaygılar belki de modern insanın en büyük problemidir. Bugün pek çoğumuz için yaşam, sayısız parametrenin hesaba katılmasını, sayısız ayrıntının düşünülmesini, sayısız sorumluluğun alınmasını ve varlığımızı nasıl sürdüreceğimizin hesabının yapılmasını gerektiren bir oyun alanıdır ve kaygı da böyle bir yaşamın kaçınılmaz sonucudur. Peki, onunla baş etmek gerçekten mümkün mü?
Düşünceleriyle boğuşan ve buna engel olamayan birine, "endişelenme" ya da "rahat ol" demenin hiçbir faydası yoktur.
Maalesef kendi zihinlerimiz üzerinde %100 kontrole sahip değiliz...
19. yüzyılda ortaya çıkan bilinçdışı kavramı, insan zihni hakkında bildiklerimizi kökten değiştirdi.
İnsan zihni bir at ve onu süren biniciye benzer.
Kimi zaman mantıksız ve bize zarar verecek seçimler yapmamızın sebebi de tam olarak budur.
Aynı şekilde, binici kimi zaman iyimser olmak isterken at onu dinlemez ve kötü şeyler yaşayacağını düşünmeye devam eder.
Carnegie Mellon Üniversitesi'nden Carey Morewedge, istenmeyen düşünceleri baskılayarak onlardan kurtulmaya çalışmanın hiçbir zaman işe yaramayacağını, aksine bu düşünceleri arttıracağını belirtiyor. Ancak doğru yaklaşım biçimi, o düşünceyi bilinçli olarak sürdürmek de değil...
Morewedge ve ekibinin konu üzerine yürüttüğü çalışma, çözümün hayal gücünde gizli olduğunu ortaya koyuyor.
Üç yüz deneğin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmada alternatif bir yöntem denendi ve kişilerin yemeyi arzuladıkları yiyeceği değil, onu yediklerini hayal etmeleri istendi. Sonuçlar şaşırtıcıydı: Kendileri için zararlı olduğunu bildikleri hâlde bir yiyeceği yemek için büyük arzu duyan insanların, o yiyeceği tükettiklerini tekrar tekrar düşündüklerinde, yiyeceğe karşı duydukları arzunun diğer insanlara göre %50 oranında azaldığı gözlemlendi.
Kısacası dikkatinizi kaygı veren durumlara değil, deneyim ve sonuçlarına çevirin.
Bize rahatsızlık veren bir durum olduğunda, dikkatimiz genellikle belirli bir nesneye ya da duruma yönelir ve onu tekrar tekrar düşünmekten kendimizi alamayız. Her ne kadar binici bu düşüncelerden kurtulmak istese de, at onunla aynı düşüncede değildir ve ikili arasındaki çatışma bizim de oradan oraya sürüklenmemize neden olur. Yapmamız gereken şey ise, dikkatimizi nesneden alıp bizi zorlayan deneyim ve onun getireceği sonuçları hayal etmektir.
Örneğin sevgilinizin sizi terk etmesinden mi korkuyorsunuz? Bir an için durun ve sizi gerçekten terk ettiğini hayal edin; her ne kadar acı verici de olsa bu durumun size hissettireceklerini ve sonrasında yaşayacaklarınızı düşünün... Sonuçları hayal etmek her zaman insanı yatıştıran ve kişiye her şeyle baş edebilecek güce sahip olduğunu gösteren bir etkinliktir. İnsana ne yaşarsa yaşasın, bunun geçici olduğunu ve o kadar da önemli olmadığını hatırlatır. Sonuçta nedir yani...
Yorum Yazın
yaşamın bir ilizyon olduğunu kabul edersek dertte tasada kalmaz. eskilerin deyimi ile yalan dünya..
yani keşke biraz daha bu durum kontrolünü açıklayan bişi olsaydı anksiyete bozukluğu olan kişilerin ''üstüne git '' durumunu tam olarak nasıl yapıcaklarını a... Devamını Gör
Tebrikler. Okuduğum en iyi yöntem. hedefe çok yaklaşmış.