Bade Türe Yazio: Sizin Mesajınız Ne?
Siz bir mesaj vermek üzerine programlandınız ve en büyük sanat, bu mesajı yaratmaktır. Nedir bu mesaj? Mesaj hayatınızdır. O mesajla önce kendi hikayenizi sonra da algıladığınız her şeye dair bir hikaye yaratırsınız.
Zihninizde bir sanal gerçeklik kurar ve o gerçeğin içinde yaşarsınız.
Kafanızın içinde konuşan, size ne olduğunuzu söyleyen, bilgiden ibaret olan sizdir, insan siz ise dinleyensiniz.
Gerçi insan siz bilginiz olmadan çok önce de vardı. Tüm o sembolleri anlamadan, konuşmayı öğrenmeden çok önce vardınız ve konuşmayı öğrenmemiş her çocuk gibi tamamıyla özgündünüz.
Olmadığınız birisiymiş gibi davranmıyordunuz. Hiç bilmeden kendinize güveniniz tamdı, sevginiz tamdı. Bilgiyi almadan gerçek benliğiniz olmakta özgürdünüz çünkü diğerlerinin tüm o görüş ve hikayeleri kafanıza girmemişti. Zihniniz bilgi dolu ama nasıl kullanıyorsunuz? iş kendinizi tanımlamaya geldiğinde hangi sözcükleri kullanırsınız? Aynaya bakınca, gördüğünüzden hoşlanıyor musunuz yoksa bedeninizi yargılayıp tüm o sembolleri kendinize yalan söylemekte mi kullanıyorsunuz? Fazla uzun, fazla kısa, fazla şişman, fazla zayıf olduğunuz gerçekten doğru mu?
Güzel olmadığınız gerçekten doğru mu? Hakkınızda verdiğiniz tüm hükümleri görebiliyor musunuz? Her hüküm yalnızca bir kanıdır; yalnızca doğduğunuzda orada olmayan bir görüş. Hakkınızdaki düşünceleriniz, kendinize dair inandığınız her şeyin nedeni öğrendiklerinizdir. Kanıları anne, baba, kardeş ve toplumdan öğrendiniz.
Size bir beden nasıl olmalı konulu imgeler yolladı onlar; sizin hallerinizle, nasıl olmanız gerektiği ile ilgili tüm fikirleri beyan ettiler. Size bir MESAJ verdiler siz de kabullendiniz şimdi nasıl olduğunuza dair birçok fikre sahipsiniz, ancak gerçek bu mu?
Mesele bilgide değil, bilginiz çarptırılmış bir şekline inanmakta işte yalan dediğimiz de budur. Hangisi gerçektir? Hangisi sanal? Farkı görebiliyor musunuz? Yoksa kafanızda konuştuğunda gerçeği çarptıran ve inandıklarınızın gerçek şeyler olduğuna size temin eden o sese mi inanıyorsunuz?
İyi bir insan olmadığınız asla olamayacağınız gerçekten doğrumu? Mutluluğu hak etmediğiniz gerçekten doğru mu? Ya da sevilmeye değer olmadığınız gerçekten doğru mu?
Kendinizi bildiğiniz her şeye göre yargılayıp yorumlarsınız. İyi insan, kötü insan, suçlu, deli, güçlü, zayıf, akıllı, güzel diye bu liste uzar gider ne olduğunuza inanırsanız artık siz o olmuşsunuzdur. O halde size bir soru; ne olduğunuza inanıyorsunuz?
Farkındalığınızı kullanırsanız inandığınız her şeyi görmeye başlarsınız. Böylelikle hayatınızı kurtarırsınız. Yaşamınızın tamamı öğrendiğiniz inanç sisteminin yönetimindedir. Her neye inanıyorsanız yaşadığınız hikayeyi o yaratır. Gerçek siz benzersiz ve tüm bildiklerinizin ötesindedir. Çünkü o hakikattir. İnsan olan siz gerçeksiniz. Bedensel varlığınız gerçektir.
Kendinizle ilgili inandıklarınız gerçek değil. Gerçek ya da kurgu yaratığınız hikaye bir sanat eseridir. Bir sanatçı olarak sanatınızı icra etmenizin hiçbir sakıncası yoktur. Güzellik var ya da yok, mutluluk var ya da yok. Sanatçı olduğunuza inanıyorsanız, o zaman her şey yeniden mümkün olur.
Kelimeler fırçanız hayat tuvalinizdir. Neyi çizerseniz çizin hatta başka bir sanatçının eserinden esinlenin önemli değil. Kendinizi en gerçek halinizle nasıl görüyorsanız onu resmedersiniz.
Şimdi bak bakalım tuvaline senin gerçekliğin neye benziyor? Hangi mesajı veriyorsun kendine ve etrafına ve ne kadarı gerçek seni yansıtıyor? Şimdi yeniden bir resim çizsen fırçan sözlerinse hayatın tuvalin nasıl bir mesajın olurdu farkında olduğun her an yeniden tuvalini resmedebilirsin şimdi dinleyen sen konuşan senle birlikte tüm gerçekliğini yaratmaya hazır mısın dünyaya ve kendine mesajın ne olacak?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın