Avrupa Şampiyonaları'nın Yıllar Geçse de Unutulmayacak 10 Efsaneleşmiş Anı
Avrupa Şampiyonası'nın başlamasına çok az bir süre kaldı. Sizin için Avrupa Şampiyonaları'nın en unutulmaz anlarını sıraladık. içerikte azıcık kendimize torpil yaptık, biraz da günümüze yakın şeyler seçtik.
10. Paul Gasgoinge'in İskoçya'ya attığı gol
9. Alpay'ın Vlaovic'i düşürmemesi
Avrupa Şampiyonası'na ilk defa katılan milli takımımız, şanssız bir şekilde son şampiyon Danimarka, gizli favori Hırvatistan ve bir futbol ekolü olan Portekiz'in bulunduğu turnuvanın en zorlu grubuna düşüp sıfır puanla grubu tamamlamıştı. Aslında Türkiye için her şey daha farklı olabilir, grupta puan ve puanlar alabilir hatta çeyrek finale bile çıkabilirdi. Tabii hırçınlığı ve sertliğiyle tanınan Alpay Özalan, maçın 86 dakikasında gole giden Vlaoviç'i arkadan çekip düşürseydi. Son adam olduğu için kırmızı kart görecek olan Alpay Vlaovic'i düşürmek yerine arkadan takip etmeyi tercih etti. Vlaoviç de Rüştü'yü çalımlayarak Hırvatistan'a maçı kazandıran golü attı.
Bu hareketi Alpay'a Fair Play ödülü kazandırırken belki de Türk Milli Takımı'na turnuvaya mal oldu. Alpay'ın kazandığı Fair Play Ödülü sayesinde ligi ikinci sırada bitiren Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi elemelerine katılma hakkı kazandı. Türkiye ve Yunanistan'ın eşit olan ülke puanlarını göz önünde bulunduran UEFA Şampiyonlar Ligi'ne ikinci takım gönderecek son ülkenin Fair Play ödülüne sahip olan Türkiye olmasına karar verdi ve Beşiktaş Yunan Ligi ikincisi AEK yerine Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynamaya hak kazandı. Vlaoviç yıllar sonra yaptığı bir röportajda o pozisyon için 'Alpay'ın kariyerini lekeledim' demişti.
8. Yunanistan'ın ev sahibi Portekiz'i eleyerek Avrupa şampiyonu olması
“Hücum maç kazandırır, savunma şampiyon yapar” mottosunun belki de en sağlam örneği Otto Rehnagel'in Yunanistan’ının 2004’te Avrupa Şampiyonu olmasıydı. Milan Baros’un 5 golle gol krallığına ulaştığı şampiyonada toplam 7 gol atarak kupayı kazanmaları Danimarka'dan sonraki en büyük sürpriz oldu.
Komşuya kupayı getiren gol Portekiz ile oynadıkları finalde Charisteas’ın kafasından gelmişti. Yunanistan’da kupanın kazanılması sonrasında günlerce kutlamalar yapılsa da 2004 Avrupa Şampiyonası sıkıcı futbolun oynandığı, seyir zevkinden uzak, izleyenleri ekran başında uyutan şampiyona olarak akıllara kazındı.
7. Zidane ve Fransa
1998'de Dünya Şampiyonu olan Fransa 2000'deki şampiyonanın da en büyük favorisiydi. Yine de beklediklerinden daha fazla zorlanarak şampiyon oldular. Finalde İtalya karşısında Wilthord'un son dakikada attığı golle maçı uzatmaya götürüp Trezeguet'nin altın golüyle kupaya uzandılar.
Yarı finalde de Portekiz'e karşı aynı tarifeyi uygulayıp Zidane'ın golüyle finale kalmışlardı. Bu maçın en akılda kalıcı anı ise, maç boyu muhteşem performans sergileyen Zidane'ın maçın 70. dakikasında kendi orta sahasından gönderilen topu rakip ceza alanının yanında göğsüyle kontrol edip kendi etrafında dönerek ceza sahasındaki Petit'ye aktarmasıydı. Bu hareket uzun yıllar boyunca futbol programlarında jenerik olarak kullanıldı.
6. Oliver Bierhoff'un altın golü
Euro 96 fazla uzun ömürlü olmayacak altın gol kuralının uygulandığı ilk turnuvaydı. Yarı finaldeki İngiltere - Almanya maçının uzatma dakikalarında Gasgoigne Shearer'ın ortasına kafa vurabilse hem altın golü ilk atan kişi olacak hem de İngiltere'yi finale taşıyacaktı. Ancak Gazza topu ıskaladı ve İngilizleri penaltılarla yenen Almanlar finalde Çek Cumhuriyeti'nin rakibi oldu.
Normal süresi Patrick Berger ve Oliver Bierhoff'un golleriyle 1-1 biten mücadelenin 96'ncı dakikasında Klinsmann'ın indirdiği topu ters köşeye göndererek Kouba'yı avlayan Bierhoff, Almanya'ya Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazandırmıştı. Final maçında sonradan oyuna girip iki gol atan Bierhoff dünya futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı.
5. 19 Haziran 2000 İtalya - Hollanda Maçı ve Francesco Toldo'nun performansı.
Zambrotta'nın kırmızı kartıyla 34. dakikada 10 kişi kalan İtalya, Bergkamp, Davids, Kluivert, Overmars, Seedorf'lu kadrosuyla belki de turnuva tarihinin en iyi hücum futbolunu oynayan Hollanda karşısında 84 dakika Çanakkale geçilmezi oynamak zorunda kalmıştı.
Cannavaro ve Nesta'nın tüm dünyaya defans nasıl yapılır dersi verdiği maçın asıl kahramanı ise turnuvaya yedek kaleci olarak çağrılan Albatros Lakaplı Francesco Toldo olmuştu. Maç boyunca inanılmaz kurtarışlar yapan Toldo penaltılarda da iki penaltı kurtararak İtalya'yı finale taşımıştı.
4. Semih Şentürk'ün her şey bittiği anda gelen golü
2008 Avrupa Şampiyonası son dakikalarda gelen gollerle milli takımımızın tüm ülkeye Beşiktaş taraftarı olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrettiği bir yıl olmuştu.
Gruplardan İsviçre ve Portekiz'e karşı yenik düşüp son dakikalarda Semih ve Nihat'ın attığı gollerle gruptan çıkmayı başaran milli takımımız, çeyrek finalde de istikrarından vazgeçmeyerek Avrupa Şampiyonalarındaki belalımız Hırvatistan karşısında 119. dakikada yenik düşüp 120. dakikada Semih'in efsane golüyle beraberliği sağlamıştı.
Klasnic'ten hatalı bir gol yiyen Rüştü penaltı atışları sırasında Petric'in penaltısını kurtararak kendini affettirmişti. .
3. Danimarka'nın Avrupa Şampiyonu olması
1991'de biten Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında 4. grupta Yugoslavya'nın ardından ikinci olan ve finallere katılma şansını kaybeden Danimarka, 30 Mayıs 1992'de çıkan iç savaş yüzünden Yugoslavya'nın turnuvadan men edilmesiyle bir anda kendisini Avrupa Şampiyonası'nda buldu.
Dörtlü grupta İngiltere ve Fransa'yı saf dışı bırakan Danimarka, İsveç'in ardından grup ikincisi olarak yarı finale yükseldi. Yarı finalde turnuvalar tarihinin en iyi penaltılarla elenen takımı Hollanda'yı normal süresi 2-2 biten maçta penaltılarla 5-4 yenerek finalde Almanya'nın rakibi oldu.
Peri masalı finalde de sürdü ve Almanları 2-0 yenen Danimarka Avrupa Futbol Şampiyonaları tarihinin ilk sürpriz şampiyonu oldu. Bu turnuvanın ardından Danimarka futbol dünyasına Peter Schmeichel ve Brian Laudrup gibi efsaneleri kazandırdı.
2. Marco Van Basten'in Sovyetler Birliği'ne attığı gol
Van Basten'in 1988 Avrupa Şampiyonası final maçının 56. dakikasında attığı bu gol, vuruş açısının darlığı, Hollandalı'nın topa vururkenki pozisyonu, topun kaleye gidiş şekli ve kalede Sovyetler'in efsane kalecisi Dasaev'in olması göz önüne alındığında birçoklarına göre dünya tarihinin en güzel golü olarak anılıyor.
Gol olarak kısır geçen turnuvada en yakın rakibinden yüzde 60 daha fazla gol atan Van Basten, Portakallara da tarihlerinin en büyük başarısını kazandırmıştı.
1. Panenka penaltısı
Avrupa Şampiyonası Finali'nde hem Almanya'ya hem de Sepp Maier gibi bir efsaneye karşı, son penaltıda daha önce hiç denenmemiş, yavaş, kurtarılması göreceli kolay bir aşırtma vuruşla penaltı atmak, Sir Gregor Clagence'e karşı birebir düello teklif etmek gibi bir şey olsa gerek.
Günümüzden 30 sene önce bunu deneyip başarılı olarak literatüre 'Panenka Penaltısı' kavramını kazandıran, aynı zamanda Çekoslovakya'ya ilk ve tek uluslararası şampiyonluğunu kazandıran Antonin Panenka'yı rahmetle anıyoruz. Şaka şaka anmıyoruz Panenka hala yaşıyor.
Yorum Yazın
Hiç unutmam #4 bu golden sonra gerizekalı arkadaşım bir anda sevinçten sehpaya tekme atıp ayağını kırmıştı..Millet zaferi kutlarken biz acilde bu ipneyle uğr... Devamını Gör
Gifte Zidane bayağı pozisyonu öldürmüş,günümüzde bunu tık diye önüne alacak futbolcular var
şimdi bu gascoine'in gol vuruşuna "sakin bir plase" diyen editör arkadaşa sorular hazırladım.kardeş plase nedir bildiğine emin misin sen? adam bildiğin yarad... Devamını Gör