Avrupa Defteri Kapandı
Norveç ligi, Avrupa’nın üst düzey liglerinden değil. Bodo Glimpt de Avrupa’nın üst düzey takımları arasında yer almıyor ama yine de Norveç’in lig lideri. Üstelik son beş yılda dört kez şampiyon olmuş.
Toplam piyasa değeri 46,6 milyon Euro. Yani Muçi ve Al Musrati’nin kulübe toplam maliyetlerinin biraz üzerinde. Buna karşın yaş ortalaması 25,3. Çok genç, fizik gücü yüksek ve mücadeleci bir takım.
Tüm bunlara rağmen, Türkiye liginde üst sıralarda yer alan tüm takımların başa baş oynayabileceği hatta yenebileceği bir takım.
Gelelim Beşiktaş’a:
(Görsel Kaynağı:Fotospor)
Bu maç öncesi ciddi sakatlıklar yaşadı. Gio’dan devralınan takımın fizik kondisyonu zaten ortada. Serdar Topraktepe’nin kısa zamandan bu takıma fizik kondisyon yüklemesi mümkün değildi. Rakip takımın fizik gücünü dikkate alarak, orta sahada Al Musrati ve N’dour’a görev verdiğini düşünüyorum. Ama her ikisi de bekleneni veremedi. Bu ikisi orta sahada rakip atakları engelleyemediler. Kanatlarda oynayan, Onur ve Rafa’da savunmaya yeterince destek olamayınca rakip oyuncular ellerini kollarını sallayarak Beşiktaş ceza sahasına girdiler.
Defansta Paulista’nın olmaması büyük kayıp. Emirhan ile Tayyip Talha ilk kez Fenerbahçe maçında birlikte oynadılar. Henüz birbirleri ile uyum sağlamış gözükmüyorlar. Bu da Beşiktaş için önemli bir handikaptı.
Beşiktaş gole kadar, kötü top oynamadı. Rafa Silva 25.dakikada ikinci golü atabilse farklı bir skorla da ayrılmak mümkün olabilirdi. Ama olmayınca olmuyor.
Ersin’le başlayan, Al Musrati ile devam eden hatalar zinciri beraberliği getirdi. Bu golden sonra moraller bozuldu. İlk yarının sonuna doğru ikinci gol gelince de maç koptu gitti. Bu maçın hakkı beraberlikti ama Beşiktaş’ın fizik gücü yetmedi.
Beşiktaş’ın Avrupa defteri Tel Aviv maçında kapanmıştı. Bu mağlubiyet de bunu perçinledi. Kalan iki maçtan altı puan çıkartması oldukça zor. Bence Beşiktaş’ın artık Türkiye Kupasına odaklanması daha mantıklı olur.
Bu yenilgiden sonra, pusuda bekleyen bazı Beşiktaş yazarları, derhal Serdar Topraktepe’ye ve Semih’e sallamaya başladılar. Topraktepe, elindeki kadroyu maksimum verimle kullanmaya çalıştı ama kapasite bu kadar. Eskilerin deyimiyle, ‘bu kumaştan palto çıkmaz’. Bu koşullarda, geçen yıl, dökülen kadro ile Türkiye Kupasını kazandıran bir hocayı harcamaya çalışmak ayıptır.
Semih’i eleştirirken de biraz insaflı olmak gerekir. Santraforun en önemli meziyeti gol pozisyonuna girmektir. Bunu becerebiliyorsa gol de atar. Semih’i maç boyunca kaç kere topla buluşturdular? Kaç kere pozisyona girmesini sağladılar. Semih, girdiği pozisyonlarda da kaleyi bulan şutlar çıkardı. Futbolda her pozisyon ve her şut gol olsaydı basket maçlarına benzer skorlar ortaya çıkardı. Semih’in o şutlarından biri gol olsaydı, onu şimdi eleştirenler göklere çıkartırlardı.
Alt yapıdan yılda kaç Semih çıkıyor? Yazıktır, günahtır, kendi değerlerimizi böyle kolay harcamayalım…
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
