Atatürk'ün Son Savaşı Hatay'ın Türkiye'ye Katılma Sürecinin Perde Arkasını Anımsıyoruz
Ankara Sergi Evi'nde, tüm devlet protokolü ve yabancı misyon şeflerinin katıldığı bir baloda, Türkiye Cumhuriyeti'nin 14. yaşı kutlanıyordu. Yemeğin, dans gösterilerinin, marşların ardından saatler ilerlemiş; misafirlerin bir kısmı baloyu terk etmişti. Gecenin ağırlığı salonun üstüne çökmüş, ciddi mevzuların konuşulma zamanı gelmişti... Şeref locasında ise, Atatürk ile Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Henri Ponsot sohbet ediyordu. Güzel geçen bir gecenin ardından, konuk büyükelçiye karşı nezaketi elden bırakmadı Atatürk. Sakince konuştu: 'Ben toprak büyütme meraklısı değilim; barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Meclis'in kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ı alacağım...'
Vedalaşırken Atatürk, Büyükelçi'nin elini bırakmadı. 'Mösyö Ponsot' dedi.... 'Buyursunlar Ekselans' diye yanıtladı Fransız Sefiri. 'Konuyu ciddiye almanızda fayda var. Hatay benim şahsi meselemdir.' Atatürk'ün biricik başkentinde kutladığı son Cumhuriyet Bayramı, yaşamında vereceği son savaşın da miladı olmuştu.
Yorum Yazın
Dönemin şartları göz önüne alındığında -ki almak zorundasınız- Hatay Devleti'nin kendini feshedip Türkiye'ye katılma kararı alması muazzam bir olaydır.