Almanya'da Irkçı Saldırı Sonrası Camilere de Polis Koruması Geliyor
Hanau’daki katliamdan önce de, son dönemde göçmenlere ve Yahudiler’e yönelik saldırıların artmış olması, ülkede aşırı sağ ve ırkçı tehdidin endişe verici boyuta ulaştığı şeklinde yorumlanıyor.
Amerika'nın Sesi'nin aktardığı bilgiye göre, bugün Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer ve Adalet Bakanı Christine Lambrecht, Müslüman çatı örgütlerinin temsilcileriyle istişarede bulunarak, alınacak acil önlemleri karara bağladı.
Yeni saldırılara karşı polisiye tedbirler geliyor
Son dönemde art arda gelen saldırıların aşırı sağın Almanya’da çok yüksek bir tehdit haline dönüştüğünü ispatladığını belirten Seehofer, bugünden geçerli olmak üzere tüm Almanya’da olmak üzere tren istasyonları, havalimanları gibi kamuya açık alanlarda polisin varlığının gözle görülür şekilde arttırılacağını açıkladı.
Seehofer, 'Özellikle camiler gibi hassas yerlerde de sıkı güvenlik önlemleri alacağız' dedi. Almanya’da şimdiye dek sadece diplomatik temsilcilikler ve sinagoglar sürekli olarak polis tarafından korunuyor.
Hanau’daki olaydan sonra başka ırkçıların bu saldırıyı 'taklit etme' tehlikesi bulunduğunu söyleyen İçişleri Bakanı, gerektiğinde önlemlerin daha da arttırılması için Müslümanlar’ın temsilcileriyle ilişkinin yoğunlaştırılacağını belirtti. Seehofer, Hanau'daki eylemle ilgili tüm bilgi ve bulguların 'açık bir biçimde ırkçı motivasyonlu bir terör saldırısı yaşandığını' kanıtladığını ifade etti.
AfD tetikçi olarak görülüyor
Bu arada Müslüman ve göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisi AfD’nin aşırı sağcı şiddetle arasında bir bağ olduğu ve dolaylı olarak Hanau ve diğer ırkçı saldırıların ‘tetikçisi’ görevini üstlendiği yönündeki tartışmalar da sürüyor.
AfD’nin ülkedeki toplumsal havayı değiştirdiğini belirten Adalet Bakanı Christine Lambrecht ise yeni hazırladığı yasayla bu besleyici zeminin üzerine gideceklerini vurguladı. Sosyal demokrat SPD’nin Genel Sekreteri Lars Klingbeil, AfD'nin iç istihbarat tarafından izlenmesini talep etti. İçişleri Bakanı Seehofer, bu yöndeki bir soruya, kararın siyasetin değil, istihbaratın yetkisinde olduğunu söyledi. Yeşiller Partisi eski Eş Başkanı Cem Özdemir, AfD’yi 'ırkçıların parlamentodaki yasal kolu' olarak tanımlayarak, diğer demokratik partiler tarafından izole edilmesi gerektiğini öne sürdü.
Görgü tanıkları saldırıyı anlattı
Almanya'da iki nargilkafeye düzenlenen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıdan yaralı kurtulanlar hala olayın şokunda. AA'nın aktardığına göre, saldırılara Midnight nargile kafede yakalanan Rahman Yılmaz (19) yaşadığı olayın etkisinden kurtulamadığını söyledi. 'Teröristle göz göze geldik' diyen Yılmaz saldırıyı şu sözlerle anlattı:
'Kafeye geldikten sonra Sedat Gürbüz'le selamlaştık. Masaya oturduk. Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri geldi. Ben kurusıkı sandım. 5 veya 6 silah sesi geldi. Sonra silahlı biri içeri girdi. Üzerinde yeşil bir mont vardı. Başını da kapüşonuyla örtmüştü. Elinde silahla direkt ön masada tek başına oturan Sedat abiye ateş etti. Ben hemen yanında olduğum için üç el ateş ettiğini gördüm. Sıkarken eli titriyordu. Bana baktı ve çıktı. Yaşadığım şoktan çıkmaya çalışıyorum.''
Saldırı sırasında arka masalarda oturanların bağırdığını ve masa ile kanepeleri kendilerine siper yaptığını dile getiren Yılmaz, ''Biz burada doğduk, buralıyız. Yabancıları öldürmekle nereye varacaklar. İnsanların korkup gideceklerini sanıyorlarsa bu olmaz. Burada kalacağız. Hiçbir yere gitmeyeceğiz.' ifadelerini kullandı.
"Saldırganı daha önce görmüştüm"
Saldırıya uğrayan kafede arkadaşlarıyla yemek yerken yaralanan Muhammet Beyazkendir ise tedavi gördüğü hastanede sağlık durumunun iyiye gittiğini ancak o gece vurulan arkadaşları için çok üzüldüğünü söyledi.
O gece yaşananların ve arkadaşlarının görüntülerinin gözünün önünden hiç gitmediğini anlatan Beyazkendir, 'Yemek siparişi verdik. Biz yemek yerken dışarıdan silah sesleri geldi. Bir adam içeri girdi ve ateş etmeye başladı. Bu adamı 2-3 gün önce de görmüştüm.' diye konuştu.
Beyazkendir, saldırıdan şans eseri kurtulduğunu belirterek, 'Duvarın arkasına saklandım, biri daha gelip saklandı. O vurulduğu yere yattı. Saldırgan silahı iki eliyle tutuyordu. Duvarın yanından bana doğru geldi, ateş etti kolumdan vuruldum ve kendimi yere attım.' ifadelerini kullandı.
Almanya'nın Hanau kentinde 19 Şubat gece saatlerinde iki kafeye saldırı düzenlenmişti. Saldırıda 9 kişi hayatını kaybederken Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, hayatını kaybedenlerden beşinin Türk olduğunu açıklamıştı.
Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı gerçekleştiren ırkçı 43 yaşındaki Tobias R. ve 72 yaşındaki annesi evinde ölü bulunmuştu.
Saldırgan Tobias R'nin avcılık belgesi olduğu ve ardında bir mektupla video bıraktığı kaydedilmişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel saldırıyla ilgili “Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır.” açıklamasında bulunmuştu.
Saldırının gerçekleştiği Hanau kenti başta olmak üzere çok sayıda şehirde, hayatını kaybedenler için anma töreni düzenlenmişti.
Törene Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier da katılmış ırkçı saldırıya karşı birlik beraberlik mesajı vermişti.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
yeni zelandadan sonra oldu mu?
Almanlarin got kili olmaya devam edin siz :D