Açığa alınan polislerden Muharrem Aydoğan’ın eşi Sevcan Aydoğan bir yıldır yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı:
“Geçtiğimiz yıl Şubat ayında peş peşe anne ve babamı kaybettim. Ardından eşimin bu şekilde açığa alınması çocuklarımla bizi çok üzdü. Herkes gülüp oynarken biz Kurban Bayramını ağlayarak geçirdik.
Acılarımı bir yana bırakıp eşimi motive etmeye çalıştım. Bu olaylar karşısında depresyon ve panik atak hastası oldum. Şu an çok kötü durumdayız. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Kelimelerle ifade edemiyorum.
Üç tane çocuğum var. Biri üniversitede, biri lisede, biri ortaokulda… Büyük kızım devletten aldığı karşılıklı bursla idare etmeye çalışıyor. Küçük kızım servise veremediğim için gece karanlığında otobüsle okula gitmek zorunda kalıyor. Korkuyorum.”
“EŞİM BİR GÜN DAHİ RAPOR ALMADI”
Gerçekten eşim diye söylemiyorum ama işini layıkıyla yapan bir insan… 21 yıllık eşiyim. Eşimin bir defa dahi rapor aldığını bilmiyorum. Görevinden geri kalmamak için. İşini şerefiyle yapan bir insan.
Hayat şartlarını da biliyorsunuz. Markete gittiğimizde alabilirsin dediğimde 10 yaşındaki oğlum “Annecim babam açıkta şu an o yüzden alamam” diyor.
Benim çocuklarım gerçekten çok üzgün. Hepsi takdir alan çocuklardı. Teşekkürü zor aldılar.
“3 ÇOCUK TEK MAAŞLA GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORDUK”
“Ben çalışmıyorum. Eşimin tek maaşıyla geçinmeye çalıyoruz. Evimizin kredi borcu var.. Ve bir yıldır maaşımızın üçte ikisini alabiliyoruz. Üçte biri kesiliyor.
Bu olay arife günü oldu. Eşim bayramın birinci günü ben namazdan geldiğini düşündüm. Kapıyı açtığımda eşim çok kötü bir vaziyette, gözleri kıpkırmızıydı. Ne oldu dediğim an, “Ya Hanım, kimliğimi silahımı teslim ettim, açığa alındım” dedi. Ben baygınlık geçirdim. Zaten panik atak hastası olmuştum anne babamın durumundan sonra. Eşim benim durumuma daha çok üzüldü. Hep beraber bayramlaşmak yerine ağladık. Çocuklarım hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Ben ağlıyorum. Eşim işine gittiği zaman, işinin verdiği gururla her gün eve geldiğinde “Hamdolsun Hanım, bugün de çalıştım, bugün de işimi layıkıyla yaptım” diyerek gelen bir insandı…
“GÜNLERCE KONUŞMADI”
Açığa alındıktan sonra günlerce konuşmadı. Bir kanepede uzandı kesinlikle sohbet etmek falan yok. Ne çocuklarımıza verimli olabildik, ne kendimize…
Hem psikolojik, hem maneviyat, hem maddi olarak çok zor günlerden geçtik.
Eşim açığa alındığında biz kimseye duyurmadık. Görüntüler çıkana kadar kayınvalidem bile bilmiyordu.
Eşime helal olsun dediler. Görevini çok iyi yapmışsın helal olsun dediler. Eşim zaten işini dört dörtlük namusuyla yaptığı için biz kimseden bir şey duymadık.
Eşim genetik olarak saçları geç beyazlayan bir aileden geliyor. Eşimin saçları şu an bembeyaz oldu. Ayağında da gut hastalığı var. Zaman zaman topallayarak yürüyor. Ameliyat oldu olduktan sonra bile fazla rapor kullanmadan göreve başladı.
“SİCİLİ TERTEMİZ, İŞİNE AŞIK BİR İNSAN”
Eşim işine aşık bir insan. Devletine, milletine… Benim eşimin asla bir yanlışı olamaz. Her zaman arkasındayım kendisinin. Hiçbir zaman yanlış yapmadı, yapmaz da… Sonsuz güvenim var kendisine…
Eşimin sicili tertemiz… Daha önce aldığı uyarı, kınama cezası, soruşturması asla olmadı. Hatta NATO’da görev aldı, G20 zirvesinde görev aldı, ödülleri olan bir insan. Eşim İstanbul’da birçok yere sürüldü. Yanındakilerle rüşvet almadığı için… Birçok yere gönderdiler. Trafiğe geçerken, “Çocuklarımın boğazından bir haram yumurta dahi geçsin istemiyorum” dedim. Eşim de zaten harama yönelecek bir insan değil.
“MÜFETTİŞ CEZA İSTEYEMEM DEDİ”
Öncelikle müfettiş atandı. Bu çok uzun sürdü. Müfettiş asla bu memura ceza isteyemem dedi. Müfettişten temiz, İl emniyetten temiz… Şu an sadece Ankara’da disiplin kurulunda… Son savunma yazısı gelmedi bize… İl disiplin kuruluna da çağırılmadık.
MİLLETVEKİLİYLE YÜZLEŞTİ
Eşim üç ay önce Zeynep Gül Hanım’ın geleceğini öğrenip AKP İl Başkanlığı’na gitti. Eşim, milletvekilinin yanına yaklaşıp kendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. Önce tanımamış, anlatınca “Bekleyin işim bitince görüşelim” demiş. Görüşmüşler, “Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı. Elimden geleni yapacağım” demiş ama üç ay geçti bir şey yapmıyor.
Buradan devlet büyüklerime, herkese sesleniyorum, lütfen duyarlı olsunlar. Çocuklarımı düşünsünler. Biz çok kötü durumdayız, hem maddi, hem manevi.
İnsanların ekmeğiyle oynanmasın. Devlet büyüklerimin sesimi duymasını istiyorum.
“ADALET BEKLİYORUZ”
Adalet bekliyorum. Allahtan başka sığınacak kimsemiz de yok. Konuyu uzatmak da istemiyoruz. Karşı tarafın bir sinir anına denk geldi diye düşünüp bir şey demek istemiyoruz.
Yorum Yazın
Millet vekili haklarına sınırlama getirilmeli, Maaş verilmemeli, Sınavla millet vekili olunmalı, 3. dereceye kadar akrabasi devlet ile bir iş yapamamali
sınavda da hile, torpil yaparlar. çok üzüldüm niye iyi insanların başına geliyor bu.
AKP ye katılmanın ön şartı başkalarının emeği ve ekmeğiyle oynamakta bir beis görmemek sanırım.
Yazık adama sadece görevini yapmak isteyen birine yapılırmı bu , ama keser döner sap döner gün gelir devran döner
Bu tiranların zulmü birgun bitecek elbet, sadece görevini yapan, görevini yapmaya devam edecek.