Ak Partili Prof. Dr. Osman Can: İsrail'in Suçlanması Doğru Değil
Ak Partili Prof. Dr. Osman Can: İsrail'in Suçlanması Doğru Değil
Ak Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Osman Can, yolsuzluk operasyonu ve 'TIR krizi'nin 'Türkiye'nin egemenliğine yönelik saldırı' olduğunu söylerken, 'İsrail'in suçlanması taraftarı değilim. Devletleri suçlamak uluslararası ilişkilerimiz açısından doğru değil' dedi.Radikal.com.tr – Ak Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Osman Can, gündemi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile MİT’e ait olduğu iddia edilen TIR’ın Hatay’da durdurulması olaylarının “Türkiye’nin egemenliğine saldırı” olduğunu iddia etti. Buna karşın Can, “İsrail’in suçlanması taraftarı değilim. Devletleri suçlamak uluslararası ilişkilerimiz açısından doğru değildir” dedi.Sky 360’ta katıldığı “Kayda Geçsin” programında gazeteci Eren Eğilmez ve Fadime Özkan’ın sorularını cevaplayan Ak Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Osman Can tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Osman Can, Hatay’da durdurulan TIR’la ilgili istihbaratın İsrail’den geldiği iddialarına ilişkin soru üzerine, “Şu ya da bu devletin suçlanmasını çok doğru bulmam. Neticede ulus devletler içerisinde yaşıyoruz, her bir devlet kendi hakimiyet alanının gerektirdiği adımları atar. Bu yüzden devletleri suçlamak uluslararası ilişkilerimiz açısından doğru değildir. Ben İsrail’in suçlanması taraftarı değilim, İsrail de sonuçta egemen bir devlettir. Onunla da dostane ve komşuluk ilişkilerini sürdürmek gibi bir ihtiyacımız vardır. İsrail’in de bizimle vardır, İsrail’in daha fazla bize ihtiyacı vardır. ABD’nin bize ihtiyacı vardır bizim de ABD’ye ihtiyacımız vardır” yanıtını verdi.
‘ANAYASA MAHKEMESİ’NİN GENELKURMAYI ZİYARETİ PROBLEMLİ’
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve bazı üyelerinin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’le yemek davetine gitmesini de değerlendiren Can, “Yargı içinden bazı odakların politik kaygıyla başlattığı bir hareketle Türkiye’nin içinden geçtiği çalkantılı dönemden bahsederken Anayasa Mahkemesi Başkanı ve bazı üyelerinin Genelkurmay Başkanıyla yemek yemesi insanların kafasında haklı sorulara neden oluyor. Anayasa Mahkemesi’nin kurumsal olarak böyle bir ilişki içine girmesini problemli görüyorum. Bu olağan bir şey değil” dedi.
7 Şubat, 17 Aralık ve MİT’e ait olduğu iddia edilen tırın durdurulması olayları arasında bir bağlantı olduğunu öne süren Prof. Dr. Osman Can, “Ülkenin yürüttüğü politikaların alt yapısının hukuk normunun sağladığı maskeyle çökertilmeye çalışılması o ülkenin egemenliğine saldırıdır. Dünyanın hiçbir yerinde yargının böyle adımlar attığını göremezsiniz. Devletin egemenliğini temsil eden kurumları deşifre edecek şekilde hareket içine giriyorsanız artık savcı değilsiniz. O savcıyla hareket edenler her kimse artık başka şeylerdir. Ülkenin egemenliğine saldırı gerçekleştirilmiştir” dedi.
‘HSYK ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ESERİ’
Gazeteci Ahmet Şık’ın “HSYK’nın mimarı Osman Can” açıklamasını değerlendiren Prof. Dr. Can “ Yeni HSYK’nın mimarı Anayasa Mahkemesi’dir. Anayasa Mahkemesi 1 Temmuz 2010 yılında anayasayı ihlal ederek HSYK’nın seçim sistemine müdahale etti. Bana göre o karar yok hükmündedir. Yasama yeniden bir kanun çıkarıp ilk pakete göre düzenleme yapabilir” ifadesini kullandı.
‘HSYK ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ESERİ’
Bürokrasinin uzmanlık bilgisi nedeniyle kendini siyasetçiden daha akıllı gördüğünü belirten Prof. Dr. Osman Can HSYK’nın yapılanmasında siyasetin değil Adalet Bakanlığına bağlı bürokrasinin tayin edici olduğunu ifade etti. Siyasetin bundan bir deneyim çıkaracağını vurgulayan Prof. Dr. Can “ Siyaset boğulmaya çalışılıyor. Siyaset bunun karşılığını mutlaka verecektir. Ekim ayında HSYK’ın seçimleri yenilenecek ve siyaset aynı hatayı yapmayacaktır” dedi.
17 Aralık Operasyonu sonrası emniyetteki görevden almalarla ilgili de değerlendirme yapan Can, “İdari tasarrufları yargı inceleyecektir. Keyfilik olmadığı sürece yargının müdahale edebilmesi pek mümkün değil. Bir yargıç bir polisin nerede çalışacağına ilişkin bir karar veremez” dedi.