90'larda Okullu Olan Efsanevi Neslin Yaşadığı Birbirinden Heyecanlı 17 An
Seneye yine giyeriz diye, bize bir beden büyük gelen yeni ütülenmiş mavi önlüğün içerisinde kaybolduğumuz, defter kaplarken televizyondaki diziye daldığımız, okulun koridorlarında telaşla sınıfımızı aradığımız yıllara dair heyecan duyduğumuz anıları bu içerikte derledik. 😊
1. Büyük bir heyecanla okul alışverişi yapılırdı. Büyük bir yoğunluk içerisinde mağazalarda, önlük ve üniforma denenirdi.
2. Daha sonra defter-kitap alışverişine başlanırdı. O dönemde kitaplar ücretsiz olarak dağıtılmıyordu tabii ki.
3. Defterler, genelde kiloyla satın alınırdı.
4. O anda gözümüz şekilli telli defterlere kayardı. Telli defter kullanmanın farklı bir karizması vardı.
5. Kitap alırken, gözün sürekli renkli ve pahalı kalemlere kayardı. Kokulu silgiler, şekilli kalemtıraşlar hayalini süsleyip dururdu.
6. Güzel bir kalemlik olmazsa olmazlardandı.
7. Kırtasiyedeki en eğlenceli şey ise; şüphesiz ki defter kabı ve etiket seçmekti.
8. Ailenin bir büyüğüyle oturulur, alınan defterler ve kitaplar kaplanırdı.
9. Bir yandan da annemiz yeni aldığımız önlüğü ve yakalığı ütülemeye devam ederdi.
10. Televizyonda Bizimkiler başlar. Daha sonra tüm aile bir yandan yaptıkları işlere devam eder, bir yandan da ekrana kilitlenirdi.
11. Daha sonra yatma saati gelir, yatağın yolunu tutardık. Ama tüm yaz geç yattığımızdan gözümüze bir damla uyku girmezdi.
Biz de okuldaki ilk günde; ne yapacağımızı, özlediğimiz arkadaşlarımızı, yeni tanışacağımız insanları düşünüp dururduk. Böylece o yatakta saatlerce bir o köşeye döner, bir öteki köşeye döner, uykuyu kovalar dururduk. 😄
12. Sabahın ilk ışıklarıyla da uyanır, içimizi tarifi mümkün olmayan bir heyecan kaplardı.
Böyle içindeki tırtıllar kelebek olmuş da, çıkmaya çalışıyorlar gibi. ☺️
13. Sonra, akşamdan yıkanıp ütülenen önlük giyilir, annemizin ısrarlarıyla kahvaltı yapılır, onunla birlikte okulun yolu tutulurdu.
14. "İlk gün, çanta götürsem mi yoksa götürmesem mi?" ikilemi yaşanırdı.
Okula yeni başlıyorsan, o çantanın içerisine rastgele birkaç defter, kitap atılır beslenme çantası da eline alınır, öyle okulun yolu tutulurdu.
Yok hayır okulda 3. ya da 4. yılınsa, bir klasöre yalnızca bir defter konulur öyle okula gidilirdi. 😄
15. Okula vardığında ise, ilk işin sınıfını aramak olurdu. Okulun koridorları arasında koşar adım, ait olduğun sınıfın nerede olduğunu arardın.
Bu vesileyse belki de yeni birkaç kişiyle tanışırdın. Aynı sınıftan birini bulursan belki de, o senin ilk sıra arkadaşın olurdu.
16. Ve bir şekilde sınıfını bulduğunda, herkesin gözündeki o heyecana şahit olurdun. Tıpkı senin hissettiğin gibi hissettiklerini bilirdin.
Önceden kaynaşan birkaç öğrenci dışında tabii ki. Onlar çoktan sınıfın altını üstüne getirmeye başlamışlardır bile. 😁😁
17. Bir süre sonra da öğretmen sınıfa girer, herkes ne yapacağını fazla bilmese de doğaçlamayla ayağa kalkar, öğretmeni karşılardı.
Ve öğretmen, o çocukların her birinin gözlerinin içindeki parıltıya şahit olurdu. Onların birer mücevher olduğunu ve ancak kendi gösterdiği yolda işlenip, şekilleneceğini bilirdi...
Yorum Yazın
derlerdi de inanmazdım. dünyanın bütün parasını pulunu çocukluğuma değişmem. keşke aynı heyecanı hissdebilsek yeniden. hatırladıkça bile mutlu oluyorum.
90'lar güzeldi.
Kesinlikle.