onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
9 Dil Konuşabilen İngilizden Yabancı Dil Öğrenmek Konusunda 14 Çok Mantıklı Taktik

etiket 9 Dil Konuşabilen İngilizden Yabancı Dil Öğrenmek Konusunda 14 Çok Mantıklı Taktik

Manchester / İngiltere doğumlu Matthew Youlden tam 9 dil konuşabiliyor; ve hatta bundan çok daha fazlasını da henüz pek konuşamadığı halde anlayabiliyor. 

Matthew'ın Berlin'de aynı ofiste çalıştığı iş arkadaşı John-Eric Jordan, Matthew'ın bukalemunların renk değiştirmesi rahatlığında dilden dile geçebilmesine defalarca şahit olduğunu; ve hatta uzun bir zaman kendisinin İngiliz olduğunu hiç anlayamadığını anlatıyor.

9'u geçelim ikinci, üçüncü dili bile öğrenip hazmetmekte zorlananların Matthew'un bu tavsiyelerine göz gezdirip kulağına küpe etmesinde fayda var!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Çok iyi bir gerekçeniz olsun.

'İyi ki söyledin!' diyebilirsiniz. Ama gerçek şu ki bir yabancı dili öğrenmek için gerçekten sağlam bir gerekçeniz yoksa eğer, orta ve uzun vadede motive kalabilmeniz çok zor; deneyen bilir...

2. Kendinize adanmışlık sözü verin.

2. Kendinize adanmışlık sözü verin.

Gerekçeniz her ne olursa olsun, zaman ilerledikçe de bunun arkasında durabileceğinizden emin olun. O dili öğrenmek hayatınızın en kritik şeyiymiş gibi davranın. 'Bu dilde yapabileceğim ne varsa yapacağım.'

3. Aynı adanmışlığa sahip bir partneriniz olsun.

3. Aynı adanmışlığa sahip bir partneriniz olsun.

Matthew şu an konuşabildiği dillerin çoğunu, ikiz kardeşi Michael'la beraber öğrenmiş. (Hatta ilk yabancı dilleri olan Yunanca'yı öğrenmeye kalkıştıklarında yalnızca 8 yaşındalarmış...)

4. Partnerinize imrenin, hatta kıskanın.

“Beraberken çok daha iyi motive oluyoruz ve birbirimizi gaza getiriyoruz. Eğer benim ondan önde olduğumu farkerderse çok daha kuvvetli bir biçimde ve beni geçene kadar asılıyor. - Ve tabii tam tersi.'

5. Pratik yaparak öğrenme avantajını kullanın.

5. Pratik yaparak öğrenme avantajını kullanın.

İlla ikiz kardeşiniz olmasa da, herhangi bir partner'le bu işe girişmeniz her anlamda harika olacak. Böylelikle dili konuşup yaşayarak öğrenebilme ve günlük hayatınıza entegre edebilme şansınız oluyor. 'Günlük işlerden konuşabileceğiniz biri var. Zaten bir dil öğrenmenin temeldeki amacı da bu değil mi?'

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6. Kendi kendinize konuşun.

Kendi kendinizle konuşmakta da elbette hiçbir sakınca yok. Matthew özellikle de sıklıkla kullanamayacağınız bir dil öğreniyorsanız, bunun harika bir metod olduğunu söylüyor. 'O an her ne yapıyor iseniz kendi kendinize anlatın.' 

Böylelikle, çok sayıda kelime ve deyimi aklınıza daha rahat yazabiliyorsunuz.

7. Ancak sonsuza kadar o dili kendi kendinize konuşmayacaksınız.

7. Ancak sonsuza kadar o dili kendi kendinize konuşmayacaksınız.

Konuşabilme fırsatı yaratabiliyorsanız mutlaka kullanın. 'Örneğin Yunanca öğreniyorsanız, bulunduğunuz şehirde bir Yunan restoranına gidin ve Yunanca sipariş verin.'

8. Öğrendiğiniz dilde eğlenin.

Yeni öğrenmekte olduğunuz dili nasıl kullanacağınız biraz da sizin yaratıcılığınıza kalmış. Örneğin Matthew ve ikizi Michael, 8 yaşında öğrenmeye başladıkları Yunanca için şarkı sözleri yazıp teybe kaydederek bunu hem kullanma, hem eğlenme yoluna gitmiş. 

Buna benzer, tek başınıza veya partnerinizle yapabileceğiniz eğlenceler yaratabilirsiniz.

9. "Çocuklaşın".

Çocukların 'öğrenme' metodunu kullanın: Durmadan sorun, merak edin, hata yapın. 

Hata yapmak, yaşımız ilerledikçe 'tabu' gibi oluyor. Hata yapmaktan utanmak yerine, dil öğrenirken O KONUYU DAHA İŞLEMEDİK mantığını deneyin; tıpkı bir çocuk gibi. Henüz yüzme bilmiyorum, henüz araba kullanamıyorum, henüz onu öğrenmedik.  

10. Güvenli bölgenizi terk edin.

Hata yapmaya açık ve istekli olmak, elbette kendinizi utanç verici durumlara da sokmaya hazır olduğunuz anlamına gelecek. Korkutucu, kabul; ancak ilerleme ve gelişmenin de yolu bu. 

Üstelik telaffuz, gramer, kelime seçimi ve hemen her şeyde hata yapanlar sadece dil öğrenenler değil; anadil sahipleri de pek çok zaman böyle.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

11. Dinleyin.

Konuşmadan önce dinlemeyi öğrenmeniz şart. Matthew, 'Aslında telaffuz edemeyeceğimiz hiçbir sözcük yok; sadece alışkın değiliz' diyor. Matthew'a göre doğru telaffuzun yolu o sözcüğü sık sık duymak; ve o sözcüğün ağızda, boğazda yarattığı tınıyı, sesi algılayabilmek.

12. İnsanları o dili konuşurken izleyin.

Matthew'un bir dilde sinema veya TV filmi izlemek, şarkı dinlemek tavsiyesi de size 'iyi ki söyledin' dedirtebilir; ancak buna ciddi ciddi vakit ayırmak hakikaten çok önemli. Bir dile ağzınızın fiziksel olarak alışabilmesi kadar, tınısına zihnen de alışabilmeniz gerekiyor.

13. Her gün bir şekilde kullanın.

Matthew, öğrenme metodunuzu nasıl kurarsanız kurun, her gün bir şekilde kullanın diyor.

'İster kendi kendinizle konuşun, ister şiir yazın, ister şarkı dinleyin; ama bir şekilde o dili gün içinde duyup kullanmanın yolunu bulun'.

14. Hiç kimse, onun ana dilinde hata yapan bir yabancı olduğunuz için size gücenmez.

Öğreniyorum, pratik yapmaya çalışıyorum deyin, kafi olacaktır. Hatta birçoğunun son derece sabırlı ve yardımsever davranacağını da göreceksiniz.

BONUS: Kendisinden dinleyelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

ÖZEL BONUS: Matthew ve Michael'ın 7 günde Türkçe öğrenmeye çalışma macerası ☺️

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1475
294
59
49
44
20
7
Yorumlar Aşağıda
Reklam