2025'in En Önemli 10 Arkeolojik Keşfi Seçildi: Türkiye'den Bir Yer Listenin Başını Çekiyor
Anadolu’nun kadim toprakları, insanlık tarihinin tozlu sayfalarını bir kez daha yerinden oynatıyor. Şanlıurfa’nın kalbinde, binlerce yıl boyunca sessizce toprağın altında bekleyen bir yüz, bugün modern dünyanın gözlerine bakarak bize bambaşka bir hikaye anlatıyor. Uluslararası arkeoloji dünyasının prestijli yayını Archaeology Magazine, Karahantepe’de gerçekleştirilen son keşifleri 2025 yılının dünyadaki en önemli arkeolojik keşfi ilan etti.
Detaylar 👇
Taş Tepeler’in gizemi, dünya genelinde büyük ilgi uyandırmayı sürdürüyor.

Göbeklitepe ile başlayan ve 'Taş Tepeler' projesiyle genişleyen süreç, Çömlek Öncesi Neolitik Dönem’e (yaklaşık 12 bin yıl öncesine) ışık tutmaya devam ediyor. Karahantepe, yaklaşık altı yıl önce ilk yapıların gün yüzüne çıkmasından bu yana, Güneydoğu Anadolu’daki Neolitik toplulukların öyküsünü yeniden kurguluyor. Artık biliyoruz ki bu taşlar sadece barınma ihtiyacı için dizilmemiş; onlar, insanın evrenle kurduğu bağın, inanç dünyasının ve estetik kaygısının somut birer yansıması.
Karahantepe’yi bu yıl zirveye taşıyan en çarpıcı keşif, üzerinde belirgin bir insan yüzü işlenmiş olan T biçimli dikilitaş oldu.

Kazı başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’un vurguladığı üzere, 1,4 metre yüksekliğindeki bu sütun arkeoloji dünyasında bir dönüm noktası sayılıyor. Yıllardır tartışılan 'T biçimli sütunlar insanı mı simgeliyor?' sorusu, bu keşifle birlikte net bir cevap buldu. Keskin yüz hatları, derin göz çukurları ve karakteristik burun yapısıyla bu dikilitaş, Neolitik insanın kendi suretini taşa kazıyarak ölümsüzleştirdiği ilk ve en güçlü örneklerden biri olarak kabul ediliyor.
Karahantepe’nin gizemi sadece devasa sütunlarla sınırlı değil.

Kasıtlı olarak gömülmüş bir yapının içerisinde bulunan taş kase ve etrafındaki figürler, antik insanın hikaye anlatma yeteneğini gözler önüne seriyor. Yaban domuzu, akbaba ve tilki figürlerinin kireçtaşı halkalarla çevrelenerek belirli bir düzenle yerleştirilmesi, bu koleksiyonun rastlantısal olmadığını kanıtlıyor. Bu yerleşim, dünyanın bilinen en eski üç boyutlu anlatılarından biri olarak, sembolik bir dilin ve gelişmiş bir inanç sisteminin varlığını müjdeliyor.
Bugün Taş Tepeler Projesi kapsamında on farklı noktada kazılar sürerken, Karahantepe artık sadece bir kazı alanı değil.

Karahantepe insanlığın kendini ilk kez 'anlatmaya' başladığı kutsal bir merkez olarak görülüyor. Bu buluntular, atalarımızın sadece hayatta kalma mücadelesi vermediğini, aynı zamanda soyut düşünme ve sanatsal ifade kapasitesine sahip olduklarını kanıtlıyor. Karahantepe’deki bu 'yüz', aslında bize 12 bin yıl öncesinden gönderilmiş bir mesaj gibi: Bunlar sadece taş değil; insanın kendini anlama çabasının en saf ve en eski tanıklarıdır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın