140 Yıllık Ahşap Döküm Tesisini Restore Edip Bir Bara Dönüştüren Dekoratör: Alexey Steshak
Alexey Steshak çevresinin ona deli dekoratör demesine alışkın çünkü elleriyle insanların ağzını açık bırakacak projeler yaratabildiğinin farkında. Boredpanda'da karşımıza çıkan son projesi Black Bar'ı sizler için derledik.
Black Bar'ın öyküsü 1876'da ahşap dökümü yapan bir tesisin adım adım restore edilerek orijinaliyle günümüze taşınmasını anlatıyor.
Alexey Steshak'in Altay Cumhuriyeti'nde tam tamına 1 yıl elleriyle emek vererek kurduğu barın adı Black Bar.
Altay Cumhuriyeti neresi diyorsanız, Rusya'nın en güneyinde federasyona bağlı ama özerk bir cumhuriyet.
Alexey bu barın ilhamının 1876 yılında ahşap döküm sanatını keşfeden Profesör Melt'ten geldiğini anlatıyor.
Profesör Melt konu üserinde 25 yıl akademik düzeyde çalışmış ve buluşu daha sonra ona Nobel Ödülü getirmişti.
Paris'te düzenlenen Dünya Bilim Festivali'nde Profesör Melt yeni buluşunun tanıtımını yaptı ve çok zengin bir girişimci olan Gilbert Black ile tanıştı.
Gilbert Black bu buluştan öylesine çok etkilenmişti ki, hemen bir ahşam döküm atölyesi kurmayı teklif etti.
Birkaç ay süren hazırlıklardan sonra, ormanda gözlerden uzak bir noktada küçük tatlı bir atölye kurulmuştu bile. Türünün tek örneğiydi.
Ana döküm bölümü tesisin diğer kısımlarından ayrı tutulmuştu. Yukarıda gördüğünüz 4 ayrı kanepe işte bu döküm atölyesinden dönüştürüldü.
Atölyede sıcaklık öyle yüksek derecelere çıkıyordu ki, burada gördüğünüz gibi tavan aşağıya doğru eriyebiliyordu.
İkinci oda ise siparişlerine alındığı ve çalışanların yer aldığı bölümdü.
Palm ağacından masalar, havayı serinleten vantilatörler ve çalışanlara müzik çalan bir gramafon vardı.
Atölyede kullanılan kimyasal maddelerin bulunduğu depo ise küçük bir erkekler tuvaletine dönüştürüldü.
Bir başka küçük depo da kadınlar tuvaletine dönüştürüldü.
Lavaboda gördüğünüz bir mikser robotu prototipi.
Alexey ve ekibi mümkün olduğunca iyi bir restorasyon yapmaya çalışsa da bir patlamada zarar gördüğü için tam hacmini burada gösterilemedi.
Atölyede bir gece dev bir patlama gerçekleşmişti. Karışımlardan biri yanlış oranlandığı için havalandırma sistemi alev aldı ve bütün tesis bir patlamayla sarsıldı.
Yanan havanın ısısı koridoru doldurunca kapıyı tamamen eritti. Bu dramatik görüntünün sebebi de buydu.
Mixer robotu erimiş bir metal yığınına dönmüştü.
Ta ki yıllar sonrasına kadar kimse tesise adımını bile atmadı.
Tasarım ekibi tesisin içinde adım adım ilerlemeyi tercih etti. İlerledikçe de karşılarına farklı zorluklar ve gizemli odalar çıktı.
Bir odada döküm robotunun acil durum yaşam desteği ünitesine bağlı olduğunu fark ettiler. Profesör Melt'in buluşu gerçekten harikaydı.
Mucizevi bir şekilde patlamada zarar görmemiş resimleri barın duvarlarına astı.
En çok göze çarpan resim ise bu kadın portresiydi. Kadının Profesör Melt'in sevgilisi olduğu yönünde söylentiler var.
Alexey ve ekibi gerçekten de bu tesisin ruhuna doknmuşlardı. İlham alırken geçmişi keşfedip farklı durumları tecrübe etmiş oldular.
En önemlisi de bütün eserleri el yapımı.
Avizeler ve ışıklandırma tesisin o günlerdeki halini anımsatıyor.
Tavanın üzerine aktığı aynanın yapılışı.
Duvardaki kuşlar.
Son halleri kabartma ve dokusu 3 boyutlu.
Portre seramik mozaiklerden tekrar yapıldı.
İçinde robot mikseri çizimi olan lavabonun yapılışı.
Sonrasında yerine yerleştirilmesi.
Black Bar kapılarını artık tarih meraklılarına açmaya hazır.
Yorum Yazın
Tutkuyla yapılan her iş sonunda zafere ulaşıyor abii. Adam yapana kadar canı çıkmıştır, şimdi ekmeğini yesin...