10 Maddeyle Direnişe Önceden Başlayan Yazar
Klasik Marksizm perspektifinde kapitalizm vurgusuna yapılan
vurgu, ekolojik kaygıların ekseninde ve toplumsal yapının doğayla ilişkisindeki
çatlaklıklarla kendine daha fazla yer bulmuştur. Rahmi Aydemir; görünenin arkasındaki standart düzeni
değiştirmenin yollarını arayan, ekolojinin işçi hareketine karşı olduğunu
düşünenlerin aksine farklı bir çizgiyle Gezi Olaylarından önce direnişe
başlamış bir yazar, hem de Gezi’den tek bir kelime ile bahsetmeyerek aynı
ideolojiyle beslenen kitabıyla…
Barış Doğru onun yazıp çizdiklerinin sadece takdire şayan
değil aynı zamanda gezegenin geleceği açısından bu konulara kendini
vakfetmesinin umut verici olduğunu söylüyor. Bu anlamda genç yazar Rahmi Aydemir ve “Sürdürülebilir Yaşam ve Enerji Söyleşileri”
kitabının; 10 maddeyle Gezi’nin kehanetçi yönü, sosyal adalet direnişi ve
değişimi üzerine yaklaşımlarını listeledik.
1. Gerçekten sadece ağaçlar mı?
2. Umudu yeşertenler
3. Hibrit tohuma ‘Hayır!’ diyen canım ciğerim çiftçiler
5. Katleden tasarıya aylar öncesinden tepki: 2B
6. Kadın hakları
7. Bu kadar insana yetecek tarım alanı yok!
8. Büyüyen ekonomi fakirleşen halk
9. Sosyal adalet terazisi
10. Toplumu militarizmden korumak gerek
Irak'ın, Kuveyt petrol üretim tesislerini tahrip etmeye karar vermesi sonucunda günde 5-6 milyon
varil petrol alevlerin içinde kaldı ve tonlarca kirletici gaz atmosfere
karıştı. Suudi Arabistan ve İran'da kara yağmurlar ve 1.500 mil ötede Kaşmir'de
kara kar yağışları oluştu. Yakın geçmişte Körfez Savaşı sırasında 6-8 milyon
varil ham petrol Basra Körfezine yayıldı.
30.000 deniz kuşu bu olayda yok oldu. Çöldeki petrol kuyuları tahrip edildi. Ek
olarak Mangrov ağaçlıklarının yüzde 20'si kirletildi, mercan kayalıklarının
yüzde 50'si etkilendi ve yüzlerce mil sahil şeridi kirlendi.
Bugün
Irak’ta yaşanan, gelecekte Suudi Arabistan, İran ve belki de Orta Asya’da
yaşanabilecek olayların temelinde, siyasi ve askeri hedefleri bir kenara
bırakacak olursak, büyük ölçüde dünya enerji arz ve talebindeki köklü
değişiklik beklentileri yatıyor. Durum böyle olunca militarizm kanlı yönü
kendini bir kez daha göstermeye başlayacak.
Yazar, nükleere yatırım yapmaya başlayan ve Orta Doğu gibi kaos içinde
bulunan bir coğrafyada yer alan toplumu militarizmden korumanın yollarını
arıyor.