onedio
Görüş Bildir
5 Büyük Borsa Efsanesi
Libor skandalı, London Whale skandalı, ve analistlerin çıkar çatışması gibi fiyaskolar ortaya çıktığında yatırımcıların güveni tamamen dibe çökebilir. Pek çok yatırımcı hisse senetlerine yatırım yapmanın bu karmaşaya değip değmeyeceğini merak eder. Ancak yine de borsa hakkındaki gerçekçi görüşleri korumak önemlidir. Gerçek sorunlar göz ardı edilerek ortaya borsayla ilgili bazı efsaneler ortaya atılır. İşte bu efsanelerden beş tanesi: 1. Hisse senetlerine yatırım yapmak kumar oynamak gibidir Bu düşünce pek çok kişinin borsadan uzak durmasına neden olur. Borsanın neden doğası gereği kumardan farklı olduğunu anlamak için hisse senedi satın almanın ne demek olduğuna bir göz atmamız gerekir. Bir hisse senedine sahip olmak, bir şirkete ortak olmak demektir. Hisse senetleri elinde bulunan kişiye o şirketin varlıkları ve  yarattığı kar üzerinde pay oranında hak iddia edilmesi hakkını tanır. Çoğunlukla yatırımcılar hisse senetlerinin bir al-sat (trading) aracı olduğunu düşünür ve hisse senetlerinin o şirketin hissedarlığını temsil ettiğini unuturlar. Borsa yatırımcıları durmadan hissedarlara kalan karı hesaplamaya çalışırlar. İşte bu nedenle hisse fiyatları dalgalanır. İşletmenin görünümü her zaman değişir, dolayısıyla işletmenin gelecekteki kazanımları da. Bir şirketin değerini hesaplamak gerçekte kolay değildir. Kısa dönem fiyat değişimlerinin rassal (akademide buna Rassal Yürüyüş Teorisi denir) olarak ortaya cıkmasının ardında pek çok değişken vardır, ancak uzun vadede şirketin değerinin gelecekteki karlarının bugünkü değere indirgenmiş haline eşit olması beklenir. Bir şirket kısa vadede (gelecekteki kazanımların beklentisiyle) kar olmadan ayakta kalabilir, ancak hiçbir şirket yatırımcısını sonsuza kadar kandıramaz – eninde sonunda bu şirketin hisse senedi fiyatının şirketin gercek değerini yansıtması beklenir. Öte yandan, kumar bir tarafın kaybettiği diğer tarafın kazandığı bir oyundur. Kumarda para, kaybedenden kazanana geçer, asla bir değer yaratılmaz. Borsaya yatırım yaparak ekonominin genel zenginliğinin artmasına katkı sağlarız. Yatırım yapmayı ve değer yaratmayı kumarla karıştırmamak gerekir. 2. Borsa brokerlar ve zenginlere özel bir kulüptür Pek çok piyasa danışmanı, piyasanın her hareketine karşı pozisyon alabileceğini iddia eder. Neredeyse tüm çalışmalar göstermiştir ki bu iddialar çoğunlukla asılsızdır. Piyasa kahinlerinin çoğu yanlış tahminleriyle kötü şöhrete sahip olmuşlardır; dahası internetin varlığı piyasaları daha önce hiç olmadığı kadar halka açık hale getirmiştir. Önceden tüm veriler ve araştırma araçları sadece brokerların kullanımına açıkken şimdi bireylerin de kullanımına açıktır. 3. Düşen melekler eninde sonunda geri yükselecektir Bu efsanenin çekiciğinin sebebi her ne olursa olsun, amatör bir yatırımcı için hiçbir şey 52 haftanın en düşüğündeki bir hisse senedini satın almanın iyi bir yatırım olduğunu düşünmek kadar yıkıcı olmamıştır. Bunu eski bir Wall Street atasözü gibi düşünün, “Düşen bir bıçağı yakalamaya çalışanlar sadece yaralanacaktır.” Diyelim ki iki hisse senedine bakıyorsunuz: X geçen yıl tüm zamanların en yükseğine ulaştı ve 50 dolar civarına geldi, ancak sonra 10 dolara düştü. Y daha küçük bir şirket ama son zamanlarda 5 dolardan 10 dolara cıktı. Hangisini alırdınız? İster inanın, ister inanmayın, eşit koşullarda, yatırımcıların coğu 50 dolardan düşen hisseyi almayı seçiyor, çünkü fiyatın tekrar aynı seviyelere çıkacağına inanıyorlar. Bu şekilde düşünmek yatırım dünyasında büyük bir günah! Fiyat, yatırım denkleminin sadece bir parcası (al-sat yatırımdan farklıdır, al-sat teknik analizi kullanır). Amaç, makul fiyattan iyi şirket hisselerini satın almaktır. Sadece piyasa degeri düştü diye bir şirketin hisse senedini almak sizi bir yere götürmez. Bunu hisse senetleri piyasada yanlış değerlenmiş yüksek kalitedeki şirketlerin hisselerini almakla (value investing) karıştırmayın. 4. Yükselen hisse senetleri mutlaka düşecektir Fizik kuralları borsada geçerli değildir. Hisse senetlerini aynı seviyeye çekecek bir yerçekimi gücü yoktur. 20 yıl önce Berkshire Hathaway’in hisse fiyatı yaklaşık beş yılda 7,455 dolardan 17,250 dolara çıktı. Eğer bu hissenin tekrar düşük fiyat seviyesine geri döneceğini düşünseydiniz, bu hissenin yıllar içinde 170,000 dolara çıkışını kaçırırdınız. Size hisse senetlerini asla bir düzeltmenin altına inmeyeceğini söylemeye çalışmıyoruz. Önemli olan hisse senedinin o şirketin bir yansıması olduğudur. Eğer muhteşem yöneticiler tarafından yönetilen harika bir şirket bulursanız, o şirketin hisse senedi fiyatının yukarı gitmemesi için hiçbir neden yoktur. 5. Az bilgi hiç bilgiden iyidir Genel olarak bir şeyler bilmek hiçbir şey bilmemekten iyidir, ancak borsadaki bireysel yatırımcıların paralarıyla ne yaptıklarını bilmeleri hayati önem taşır. Ödevini gerçekten iyi yapan yatırımcılar başarılı olanlardır. Paranızla ne yapacağınızı tam olarak öğrenmek için yeterli zamanınız yoksa kaygılanmayın, bu durumda bir danışman yardımı almak kötü bir fikir değildir. Ne olduğunu tamamen anlamadığınız bir şeye yatırım yapmanın malıyeti bir danışman tutmaktan daha fazladır. Bitirirken Yatırım klişeleriyle bitirdiğimiz için bizi affedin ancak başka bir eski atasözünden bahsetmekte fayda var: “Aşikar olan açıkca yanlıştır.” Bunun anlamı, biraz bilmek sizin kuzu gibi sürüyü takip etmenize neden olacaktır. Her şeyin bir bedeli oldugu gibi, başarılı yatırım yoğun çalışma ve emek gerektirir. Az bilgisi olan bir yatırımcıyı az bilgisi olan bir cerrah gibi düşünün; yapılacak hatalar finansal sağlığınızı feci şekilde sakatlayabilir. Çeviren: Görkem Meral - http://gorkemmeral.blogspot.com.tr/2014/02/bes-buyuk-borsa-efsanesi.htmlYazının orijinali: http://www.investopedia.com/articles/02/061902.asp
'Başbakan'ın Ailesinde Kriptolu Telefon Bulunmasının Gerekçesi Nedir?'
Umut Oran: Aile fertlerinizde kriptolu telefon bulunmasının gerekçesi nedir?“Montajlar yaparak muhalefete yönelik ses ve görüntü kayıtları mı yayınlayacaksınız?”“Bugüne kadar “robot”la birlikte tam 20 tane lobiyi suçlamanızın gerekçesi nedir?”“Danışmanınızın Mustafa Varank’ın sözünü ettiğiniz robot lobisi ile ilişkisi var mıdır, bu kapsamda hangi özel görevleri yürütmektedir?”Başbakan’ın saydığı lobilerin listesini çıkardı!ANKARACHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son grup konuşmasında gündeme getirdiği kriptolu telefonların dinlenmesi ve “robot lobisi” sözüyle ilgili çelişkileri TBMM gündemine taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan Erdoğan’a, “Aile fertlerinizde kriptolu telefon bulunmasının gerekçesi nedir? Kriptolu telefonlar devletin güvenliği ve devlet sırrın korunması amacıyla kullanılması gerekmiyor mu? Montajlar yaparak muhalefete yönelik ses ve görüntü kayıtları mı yayınlayacaksınız? Bugüne kadar “robot”la birlikte tam 20 tane hayali lobiyi suçlamanızın gerekçesi nedir? Danışmanınızın Mustafa Varank’ın sözünü ettiğiniz robot lobisi ile ilişkisi var mıdır, bu kapsamda hangi özel görevleri yürütmektedir?”CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasının ardından iki ayrı soru önergesi hazırlayarak TBMM’ye sundu.Kriptolu telefondan dinlendiğini açıkladı!İlk önergesinde kriptolu telefon konusuna değinen Umut Oran, “ 24 Şubat 2014 tarihinde akşam saatlerindetwitter’daki @BASCALAN  adresi üzerinden oğlunuz Bilal ile aranızda geçtiği öne sürülen 5 ayrı telefon görüşmesi yayınlandı. Siz de b ugün yaptığınız grup konuşmasında kriptolu telefonlarınızın dahi dinlenildiğini söylediniz” dedi.“Aynısını biz de izleteceğiz”  ne demek?Grup konuşmanızda, Erdoğan’ın “Şimdi bu bir hafta içerisinde onların karşıtlarını biz de bu teknolojiden hareketle biz de izleteceğiz. Aynısını biz de sizlere izleteceğiz. Teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımından çok önemli” dediğini de anımsatan Oran, Erdoğan’a şu soruları yöneltti:İşte kriptolu sorularHalen siz ve Bakanlar Kurulu üyeleriniz ASELSAN’ın geliştirdiği milli kripto yazılımı içeren telefon cihazlarını mı kullanmaktasınız?Kriptolu telefonlarla güvenli görüşme yapabilmek için görüşmeyi gerçekleştiren iki kişinin de aynı kripto kodunu veya atlamalı frekansı kullanan telefonları kullanması gerekmiyor mu?Aile üyeleri niye kriptolu telefon kullanıyor?Bu açıklamanız, Başbakan olarak size verilen kriptolu telefonun dışında, oğlunuz Bilal Erdoğan’ın da aynı kriptolu telefonu kullandığını mı ortaya koymaktadır?Oğlunuz Bilal Erdoğan ile eşiniz ve diğer çocuklarınızda da kriptolu telefonlar mevcut mu? Aile fertlerinizde kriptolu telefon bulunmasının gerekçesi nedir?Devletin zirvesinde olması gerekiyorKriptolu telefonların size ve bakanlar kurulu üyeleri ile TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı gibi devletin üst düzey bürokratlarına verilme gerekçesi nedir? Kriptolu telefonlar ve iletişim cihazları çok gizli devlet görüşmeleri ve devlet sırları ifşa olmasın diye kullanılmıyor mu?Ses kaydındaki rahatlık kriptodan mı?Size ait olduğu öne sürülen telefon görüşmesinde, “buradan da olsa böyle şeyleri konuşma” demenizin gerekçesi kriptolu telefon kullanmanız mıdır? “Buradan” diyerek kastettiğiniz kriptolu telefon mudur?Arayan numara kriptoluda görünmüyorSize ait olduğu öne sürülen telefon görüşmesinde arayan ve aranan kişilerin, sizin ve oğlunuz Bilal’in “Baba sen misin”, “Oğlum sen misin” diyerek birbirinizi teyit yoluna gitmeniz, kriptolu telefonda arayan numaranın görünmemesinden mi kaynaklanmaktadır?Muhalefete karşı montaj mı yapacaksınız?30 Mart’ta yapılacak seçim öncesinde, konuşmanızda sözünü ettiğiniz biçimde “aynı teknolojiyi kullanarak montajlar yaparak” muhalefet partilerine yönelik yeni ses ve görüntü kayıtları mı yayınlayacaksınız? Bu sözünüzü anlamı nedir?MİT neden 4 yıldır kaset komplosunu ortaya çıkarmadıMayıs 2010’da CHP ve MHP’ye yönelik olarak gerçekleştirilen kaset komplosu üzerine MİT Müsteşarı’na verdiğiniz failleri bulun talimatı niçin yerine getirilmedi? MİT neden 4 yıldır bu komployu düzenleyenleri bulup yargı önüne çıkartamadı?Sayı 20’ye ulaştı “Lobiler”in sonu gelmiyorErdoğan’ın dünkü (25 Şubat 2014) AKP grup konuşmasında “Sosyal medyada kurdukları robot lobisi, Tweetlerle vuracaktı” dediğini anımsatan Umut Oran, “Yine daha önce yaptığınız açıklamalarda şu lobilere değindiğiniz görülmektedir: “Faiz lobisi, Yahudi lobisi, borsa lobisi, sermaye lobisi, medya lobisi, aydınlıktan gözleri kamaşan kan lobisi, karanlığı özleyenler lobisi, kaybedenler lobisi, huzurdan barıştan rahatsız olanlar lobisi, içki lobisi, porno lobisi, patates lobisi, kuru fasulye lobisi, vaiz lobisi, milletten yüz bulamayanlar lobisi, ananas lobisi, savaş lobisi, terör lobisi, kaos lobisi” dedi.Robot lobisi münferit midir?Oran bu konuyla ilgili olarak da Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti:Robot lobisi ile yukarıda yer verilen lobiler arasında herhangi bir ilişki var mıdır? Robot lobisi de bu lobilerden herhangi birine dahil midir yoksa münferit bir lobi midir?Robot lobisinin kurucuları ve üyeleri kimlerdir, hangi tarihte kurulmuştur, o tarihten beri yaptıkları eylemler nelerdir?Lobilerin tam listesi Başbakanlıkta var mı?Türkiye’de bildiğiniz kaç adet lobi faaliyet yürütmektedir? Bunun sıralı tam listesi Başbakanlık’ta mı tutulmaktadır? Bu lobilerin tam listesinin ne zaman yayınlanması planlanmaktadır?Bilginiz dahilinde “Yolsuzluk lobisi”, “Hırsızlık lobisi”, “Rüşvet lobisi”,  “Kamu ihalelerine fesat karıştırma lobisi”, “Kamu bankalarından usulsüz kredi alanlar lobisi” var mıdır?Yolsuzluk lobisinin eylemleri arasında “yalan ve iftiralarla yolsuzluğun üstünü kapatmak” da var mıdır? Bu lobinin üyeleri kimlerdir, tarafınızla bir bağlantısı var mıdır?Sosyal medyada sahte hesapla destekSize bağlı sosyal medya danışmanları da sosyal medyada sahte hesap oluşturarak bir script üzerinden partinizin veya şahsınızın propagandasını yapmakta mıdır?Danışman Varank’ın hangi özel görevleri vardır?Danışmanınız Mustafa Varank’a bağlı olarak çalışan, kendisinin “bizim Troller” diye bahsettiği kaç sosyal medya elemanı vardır, bunlara Başbakanlık bünyesinden verilen ücret nedir? Danışmanınızın Mustafa Varank’ın sözünü ettiğiniz robot lobisi ile ilişkisi var mıdır, bu kapsamda hangi özel görevleri yürütmektedir?
Borsaya Nasıl Girilir?
Menkul kıymetlerin resmi ortamlarda el değiştirmesini mümkün kılan borsalar, hisse senetleri ile birlikte anılmaktadır. Borsanın tanımı içerisinde geçen piyasa kelimesi de ticari malların alım – satım işlemlerinin gerçekleştirildiği yerler olmalarından dolayıdır. Borsanın tanımı yapılacak olursa; ticarete konu olan malların ve ticari evrakların alım – satım işlemlerinin yapıldığı kurumsal piyasalardır. Borsaların kendilerine özgü kuralları ve özellikleri vardır. Ekonomiye büyük katkıları bulunmaktadır ve bu nedenlerden dolayı da kurumsal kimliğe sahiplerdir.Borsalar tarihi açıdan da en eski finansal piyasa olma özelliği taşımaktadır ve deniz ticaretinin yaygınlaşmaya başlaması ile liman kenti olan ülkelerde ilk borsalar görülmeye başlamıştır. İlk olarak emtia denilen tarım ürünleri, değerli madenlerin alım satım işlemlerinin yapılması pazar ve panayırlardan borsacılığın başlamasından kaynaklanmaktadır. Hisse senetleri gibi ticari evraklarla birlikte anılmasının nedeni ise ticaretin yaygınlaşmaya başlaması ile borsaların tam anlamını kazanmaya başlamasıdır.Küçük birikimlerin değerlendirilmesi için bankalara göre iyi olanaklar sunan borsa piyasasında kazanç elde edebilmek için bilgi ve deneyime ihtiyaç vardır. Günümüzde internet kullanımının da yaygınlaşması ile borsalar hakkında geniş bilgilerin elde edilebileceği birçok kaynak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda borsa işlemlerinin de internet üzerinden yapılmaya başlaması da vakit kaybı ve borsa seans salonlarının karmaşasından yatırımcıları kurtarmıştır. İnternet bağlantılı bir bilgisayar yardımıyla borsa seans saatleri içerisinde rahatlıkla yatırım yapma imkanı sunulmaktadır.Borsalar küçük birikimlerin büyütülmesi açısında yatırımcılara iyi bankalara göre daha iyi olanaklar sunmaktadır. Tasarruf sahipleri ile orta ve uzun vadeli fon talep eden kuruluşlar arasında iletişim kurulmasını, sermaye mobilizasyonunda araçların ortadan kalkmasını ve fonksiyonların azalmasına ortam sunarlar. Küçük birikimlerin doğrudan veya dolaylı olarak hızlı bir şekilde yatırımlara aktarılmasını mümkün kılar. Yatırımcıların borsalarda birikimlerini değerlendirmek dışında eğer şirketleri varsa şirketlerinin hisse senetlerinin el değiştirmesini sağlamaktadır. Bunun nedeni borsaların şirketlere öz kaynak sağlamasından kaynaklanmaktadır. Borsalar bu şekilde iktisadi kalkınmanın hızlanmasına ve sağlıklı finansman kaynaklarına kavuşulmasına yardımcı olurlar.Borsa yatırımcısı olmak isteyen kişilerin;Borsalar hakkında bilgi sahibi olmaları, nasıl işlem yapacaklarını, piyasa özelliklerini öğrenmeleri gerekir.Yatırım araçlarını ve nelerden etkilendiklerini bilmeleri gerekir.Psikolojik olarak piyasada işlem yapmaya hazır olmaları gerekir.Piyasa takibinin nasıl en iyi şekilde yapılacağını öğrenmeleri gerekir.İyi bir analiz bilgisine sahip olmaları gerekir. Yatırım yapmak isteyen kişilerin hangi piyasada olursa olsun öncelikli olarak yatırım yapacakları piyasayı tanımaları gerekir. Piyasanın özelliklerini, yatırım araçlarını ve yatırım araçlarının nasıl işlem gördüklerini, fiyatların nasıl oluştuğunu ve hangi faktörlerden etkilendiğini bilmeleri gerekir. Borsaların kurumsal kişiliklerinden dolayı kendilerine özgü kuralları vardır. Yatırımcı olmak isteyen kişinin öncelikle borsa piyasasını tam olarak tanıması gerekir. Bunun için günümüzde çeşitli eğitim olanakları bulunmaktadır. İnternet üzerinden borsalar hakkında bilgi alınabilecek birçok kaynak bulunmaktadır. Aynı zamanda aracı kurumların bazıları demo hesap denilen sanal para ile çalışan bir platform imkanı da sunmaktadır. Yatırımcılar bu platformlarda sermayelerini riske atmadan nasıl yatırım yapmaları gerektiğini uygulamalı olarak öğrenebilmektedir.Yatırımcıların aynı zamanda psikolojik olarak da kendilerini piyasada işlem yapmaya hazırlamaları gerekmektedir. Başka yatırımcıların işlemlerinden ve stratejilerinden etkilenmeden kendi stratejileri ile işlem yapabilmelilerdir. Stresle başa çıkmalı, kazanmaya ve kaybetmeye hazırlıklı olmaları gereklidir.Borsada işlem yapmak için;Yatırım hesabı açtırmak,İnternetten yatırım işlemini başlatmak,Şirketlerin haber ve gelişmelerini takip etmek,Piyasayı takip etmek gerekmektedir.Yatırım HesabıYatırımcının vadesiz bir hesabı yoksa bir banka veya aracı kurumdan yatırım hesabı açtırması gerekir. Ülkemizde Borsa İstanbul’un internet sitesinden yasal olan aracı kurumların listesine ulaşılabilir ve bu aracı kurumlar ile görüşülerek en iyi olanakları sunan kurum ile anlaşılabilir. Seçilecek aracı kurumun yasal olması özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur. Aracı kurumların denetlenmelerinin öncesinde kendilerini aracı kurum olarak tanıtan birçok kişi nedeniyle yatırımcı olmak isteyenler büyük kayıplar yaşamışlardır ve ülkemizde borsaların gelişmesinin önüne geçmiştir.Bir banka veya aracı kurumda yatırım hesabı açtırılmak istendiğinde görevli kişi birçok evrak imzalayıp doldurulmasını isteyecektir. Bu bilgilerin eksiksiz bir şekilde yerine getirilerek görevliye teslim edilmesi sonrasında 2 – 3 iş günü içerisinde yatırım hesabı aktif hale gelecektir. Hesap aktif hale geldikten sonra yatırımcı belirli miktardaki teminatı hesabına yatırarak işlem yapmaya başlayabilir.İnternetten YatırımEskiden döviz büroları, bankaların seans salonları, borsaların seans salonları gibi yerlerden gerçekleştirilen işlemler günümüzde internet üzerinden aracılara iletilerek kolaylıkla yapılabilmektedir. Aynı zamanda eskiye göre çok daha hızlı bir şekilde yatırım yapma ve piyasa takibi imkanı internet üzerinden yatırım yapılmaya başlanması ile sağlanmıştır.Yatırım hesabının açtırıldığı kurum veya bankanın internet sayfası ziyaret edilerek yatırım hesabı sekmesinden yatırım işlemleri kolaylıkla başlatılabilir. Yatırım hesabı sekmesinden işlem yapılacak olan yatırım aracının seçilmesi ile işleme başlanır. Yatırım aracı olarak hisse senedi seçilecekse her şeyden önce hisse senedinin ait olduğu şirket ile ilgili araştırmaların yapılması gerekir ve şirketin gelecekte büyüyerek yükseleceği öngörülmelidir. Şirketin büyümesi ile hisse senetleri de değer kazanacaktır.Hangi şirkete ait hisse senedine yatırım yapılacaksa o şirketin ve hisse senedinin kodunun girilmesi gerekecektir. Ayrıca kaç adet hisse alınacağına ve süresine karar verilmelidir. Hisse senetleri alım süreleri seanslık veya günlük olabilir. Seanslık ve günlük işlemlerden kazanç elde edebilmek için ise yatırımcıların kısa vadede işlem yapabilme konusunda kendini geliştirmesi gerekmektedir.Şirket TakibiHisse senedinin ait olduğu şirketin haberlerinin ve gelişmelerinin takip edilmesi geleceğe yönelik öngörü sahibi olunması adına büyük bir önem taşımaktadır. Yatırım işlemlerinde internet üzerinden yapılmasının bir kolaylığı da şirketlerin takibinde ortaya çıkmaktadır. Şirket takibi internet üzerinden şirketin web sayfası üzerinden, aracı kurumların sayfalarından ve bu hizmeti veren diğer web sayfaları üzerinden kolaylıkla yapılabilir.Şirket takibinde yapılmasında, seçilen hisse senedine ait grafiklerin, fiyat değişimlerinin, fiyatların en yüksek ve en düşük seviyelerini, günlük işlem hacimlerini, fiyatların yönü, yıllara göre hisse senedinin istatistiğini, şirketin piyasa değerini, sermayesini, yıllık kar oranlarını, halka açıklık oranlarını takip etmek gerekir.Piyasa TakibiPiyasanın özelliklerinin bilinmesinin yanında yatırımcıların iyi bir piyasa takipçisi olmaları gerekir. Piyasa takibi de hangi piyasa olduğu fark etmeden etkin bir şekilde yapılması gereken bir konudur. Piyasa takibinin tam anlamıyla yapılması yatırımcının yatırımlarını yönlendirmesi adına büyük bir önem taşımaktadır. Ek olarak iyi bir analiz bilgisine de sahip olmalıdır ve piyasadan edindiği bilgiler ile analizler sonucunda edindiği bilgileri birlikte yorumlayabilmelidir. Ancak bu şekilde kazanç getirecek yatırım işlemleri gerçekleştirebilir.Hisse senetleri ile yatırım yapılırken hisse senedinin ait olduğu şirketin takip edilmesinin yanında, şirketin ait olduğu sektöründe takip edilmesi gerekir. Sektörel bir değişim görüldüğünde dolaylı veya direkt olarak şirkette mutlaka etkilenecektir. Aynı zamanda merkez bankalarının para politikaları, hükümetlerde yaşanan ekonomik ve siyasi krizler, ekonomik verileri de hisse senetlerini etkileyecektir. Bu nedenle yalnızca şirketin takip edilmesi değil, piyasa üzerine etkili olabilecek tüm faktörlerin takip edilmesi gerekmektedir.Şirketlerin ve piyasanın takip edilmesi ile edinilen bilgiler analiz edilmelidir. Analizler sonucunda fiyatların gelecekte ne yöne ilerleyecekleri hakkında bilgi sahibi olunacaktır ve risk faktörü de sınırlandırılmış olacaktır.Borsalarda yatırım yapmak isteyen kişilerin öncelikle piyasayı tam anlamıyla tanıması gerekir. Ancak bu şekilde kazanç elde edebilirler ve mevcut risklerin önüne geçebilirler. Son olarak yatırımcıların psikolojik açıdan kendilerini borsada işlem yapmaya hazırlamaları gerekir ve başka yatırımcıların işlemlerinden etkilenmemeleri, aşırı getiri beklentisine girmemeleri gereklidir._http://www.borsanasiloynanir1.com/borsaya-nasil-girilir/_
Borsada Kazanmanın Püf Noktaları
En eski finans piyasalarından olan ve dünya ekonomisi adına büyük katkısı olan borsa piyasası, birikimlerinizi değerlendirerek kazanç elde edebileceğiniz piyasalardandır. Ama borsada kazanç elde edebilmek için ciddi bir çalışma gerektiği unutulmamalıdır. Birçok değişken üzerine kurulu olması ve manipülasyon gibi kayıp yaşanmasına neden olacak durumlar borsada meydana gelmektedir. Tüm bunlardan korunmanın yolunu bilmeniz gerekmektedir.Birçok değişken üzerine kurulu olmaları nedeniyle borsada işlem yapacak olan yatırımcıların öncelikli olarak piyasayı iyi bir şekilde tanımaları gerekmektedir. Borsa nedir, nasıl oynanır, dikkat edilmesi gerekenler nelerdir, yatırım araçları nelerdir ve nasıl işlem görürler, piyasada dalgalanmaya neden olan faktörler nelerdir gibi daha birçok önemli konu hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Günümüz olanakları göz önünde bulundurulduğu zaman da, bu bilgilerin edinilmesi için birçok kaynağın olduğu görülecektir.Öncelikle Borsa Nedir ÖğreninBirikimlerinizi değerlendireceğiniz piyasayı tanımadan işlem yapmanın veya başarılı işlemler gerçekleştirmenin mümkün olmadığını tahmin edebilirsiniz. Özellikle de borsa piyasası gibi kurumsal özelliğe sahip ve ülkelerde meydana gelen gelişmelerin direkt olarak fiyatlara yansıdığı bir piyasada başarılı olabilmeniz için önce piyasayı tanımanın önemli olduğunu bilmeniz gerekir.Borsadan para kazanmak üzerine duymuş olduğunuz meblağlar size çok cazip gelecektir ve büyük bir hevesle borsadan sizde bu parayı kazanmak isteyeceksiniz. Ama yalnızca bu duyuma göre hareket ederseniz, en büyük hatayı yapmış olursunuz. Hele ki, borsa piyasası nedir, ne değildir hakkında bilginiz yoksa… Piyasayı anlamanız açısından biyografi ve tarihi bilgi anlamı taşıyan borsa belgeselleri de izleyerek geçmişten günümüze piyasada meydana gelen olumlu – olumsuz olayları öğrenebilirsiniz.Bu duyum üzerine borsadan para kazanmak istiyorsanız, öncelikli olarak borsa nedir öğrenin! İnternet üzerinden yapacağınız araştırmalar size birçok bilgiyi zaten kolay bir şekilde verecektir. Ama aracı kurumların eğitimlerine başvurarak en doğru bilgilere erişebilirsiniz. Kısaca borsa tanımını yapacak olursam; ticarete konu olan kıymetli evrak ve malların alım – satım işlemlerinin gerçekleştirildiği kurumsal piyasalardır. Kıymetli evraklar olarak hisse senetleri, tahvil, bono akla ilk gelenlerdir. Ticari mallar ise emtia denilen, değerli madenler, sanayi metalleri, tarım ürünleri, enerji ürünleri gibi geniş bir grubu kapsamaktadır. Aynı zamanda dövizler de borsada işlem gören yatırım araçlarıdır.Portföyünüzü Doğru Bir Şekilde OluşturunBirikimlerinizi yıllar boyunca çalışarak edindiğinizi aklınızdan çıkarmayın ve bu birikimin bir anda kaybolup gitmesine izin vermeyin. Bunun için borsada adım atmadan önce nasıl işlem yapmanız gerektiğini bilin. Borsada işlem yapmadan önce piyasayı iyi bir şekilde tanıyın, meydana gelen dalgalanmaları yorumlayabilin. Bu sayede de borsada nasıl işlem yapmanız gerektiğini belirleyin.Borsada işlem yapmaya başlamadan önce borsadan ne beklediğinizi karar verin ve portföyünüzü de buna göre oluşturun. Genel anlamıyla 4 borsa beklentisi belirlenmiştir. Bunlar; güvence, gelir ve randıman, likidite, değer artışı. Bu tercihlerden yalnızca birini tercih edebilirsiniz. Bunun nedeni ise bu seçeneklerin birbirini etkisiz hale getirmesidir. Örnek vermek gerekirse; likidite isteyen yatırımcının güvence seçeceğinden vazgeçmesi gerekir. Çünkü likidite yüksek kazanç anlamına geldiği gibi yüksek oranda risk anlamına da gelmektedir.Yatırım yapacağını yatırım araçları için analizler ile iyi bir değerlendirme yaparak bu beklentilerinizi karşılayıp karşılamadıklarına bakın. Borsadan istikrarlı kazanç elde etmek için portföyünüzde yer alan yatırım araçlarını iyi bir şekilde belirleyin ve gelecekleri hakkında bilgi sahibi olun. Tüm paranızı tek bir yatırım aracına yatırmak yerine çeşitli yatırım araçlarından oluşan risk dağılımı sağlanmış bir portföy hazırlayın.DEVAMI: http://www.borsanasiloynanir1.com/borsada-kazanmanin-puf-noktalari/
Borsa Teknikleri
Birikimlerini değerlendirmek ve yüksek kazanç elde etmek isteyen kişiler borsalarda işlem yapmayı tercih etmişlerse öncelikli olarak borsaların işleyiş mekanizmasını çözmelidir ve daha sonra kendilerine en uygun borsa tekniklerini geliştirerek işlem yapmaya başlamalıdır. Borsalar hakkında çok fazla bilgisi olmamasına rağmen aldığı duyumlar ile borsada yatırım yapmak isteyen kişilerin öncelikli olarak borsalar hakkında bilgi sahibi olmaları, belirli derece bir deneyime sahip olmaları ve daha sonra yatırım yapmaya başlamaları gerekir. Bu aşamaları izleyerek ancak borsalardan kazanç beklenebilir.Borsada nasıl işlem yapılır bilmeden aldığı duyumlara göre borsaya giren ve birikimlerini yatıran kişilerin kayıpla karşılamaları muhtemeldir. Borsanın işleyiş mekanizması hakkında bilgi sahibi olmayan kişiler yıllar boyunca çalışarak edindikleri birikimleri bir anda kaybedebilirler. Bunun nedeni her şeyden önce eğitimsizlik ve psikolojik açıdan aşırı getiri beklentisine girerek kayıp yaşamaya uygun hale gelmesidir. Borsalarda nasıl işlem yapıldığının yanı sıra yatırımcı olmak isteyen kişilerin psikolojik açıdan da kendilerini yatırım yapma konusunda hazırlamaları gerekmektedir.Borsalarda aşırı getiri beklentisi her nokta gözden geçirilse dahi bir noktanın atlanmasına neden olacaktır. Panik ve stresli bir şekilde piyasa takibinin yapılması, kazançlı görünen noktanın aslında borsanın yön değiştirme noktası olduğunu göremez ve bir anda büyük kayıplar ile karşılaşır. Finans piyasalarında yapılan en büyük hatalardan bir tanesi eğitimsiz bir şekilde aşırı getiri beklentisine girilmesi ve psikolojik açıdan yatırımcının borsalara hazırlıklı olmamasıdır. Bunların dışında yapılan hatalar de bu iki nedene bağlı olarak gelişmektedir. Örnek vermek gerekirse; yatırımcının kendine uygun olan borsa tekniğini geliştirmemesi ve başka bir yatırımcının kazanç sağladığı tekniğe göre işlem yapması kayıp yaşaması olasılığını arttırır. Bunun nedeni her yatırımcının bakış açısının farklı olması ve borsalar hakkında bilgisizlik nedeniyle yatırımcının kendine teknik geliştirememesidir.Birikimlerini değerlendirmek için borsalarda yatırım yapmak isteyen kişiler her şeyden önce borsa nasıl oynanır, borsaların işleyiş mekanizması, yatırım aracı, borsada fiyat oluşumu gibi önemli konuları öğrenmeleri gerekir. Yatırımcı olmak isteyen kişiler ancak bunları öğrendikten sonra yatırım yapmaya ve yatırım kararları almaya uygun hale gelecektir. Yatırımcılar borsada işlem yapmaya başlamadan önce alması gereken bir karar da kısa vadeli mi yoksa uzun vadeli mi yatırımlar yapacağıdır.Kısa vadeli yatırımcılar hiperaktif kişiliklerdir ve günlük, seanslık alım – satım işlemleri yaparak kazanç elde etmeyi amaçlarlar. Yatırım araçlarının uzun vadeli hareketlerini, geçmişlerini, geleceklerini değerlendirmeden teknik analizlerden aldıkları sinyaller yardımıyla anlık dalgalanmalardan faydalanarak alım – satım kararı alırlar ve kazanç elde ederler. Elde edilen kazançlar uzun vadeli yatırımlara göre küçük miktarlardır ama uzun vadeli yatırımlarda en az 1 yıl elde bulunan hisse senedinin elden çıkarılmasını bekleyecek kadar sabırlı kişilikler değillerdir. Bu nedenle de yatırımcı kendi borsada işlem yapma yeteneklerini keşfetmeli ve kendine buna göre bir borsa tekniği oluşturmalıdır.Uzun vadeli yatırımcıların ise sabırlı olmaları ve seçtikleri hisse senetlerinin geçmişlerini, bugününü değerlendirerek analizler çerçevesinde geleceğe yönelik yatırım kararlarını almaları gerekir. Kendilerine uzun vadede portföylerine zarar getirmeyecek borsa teknikleri geliştirmeli ve en az 1 yıl boyunca elde bulunan hisse senedinin piyasa takibini yapmaları gerekir. Uzun vadeli yatırımcıların 10 – 20 yıla kadar aynı hisse senedini ellerinde tuttukları ama vadesi geldiğinde de gerçekten büyük miktarlarda kazançlar elde ettikleri bilinmektedir. Ünlü milyarder yatırımcılardan örnek vermek gerekirse; Warren Buffett uzun vadeli yatırımcıların en çok kazananlarındandır.Borsa teknikleri geliştirirken yatırımcıların borsalarda en genel yatırım felsefesi olan, “yüksek kazanç isteyenlerin yüksek riski de göz almaları gerekir” görüşünü dikkate almaları gerekir. İyi derecede bir bilgi birikimi ve deneyim sayesinde borsalarda söz konusu olan riskler minimum düzeylerde tutulabilir. Önemli olan yatırımcının risklerini nasıl kontrol altında tutabileceğini bilmesi ve kendini buna göre geliştirmesidir. Borsa teknikleri risklerin minimum düzeyde tutularak yüksek kazanç elde etmeye yönelik olması gerekir. Bunun için de borsaların işleyişi iyi bir şekilde tayin edilmelidir. Aynı zamanda yatırım araçlarının piyasadaki durumlarının ve fiyatlarının etkilendiği faktörlerin üzerinde durulması gerekir.Piyasalarda kazanç getirdiği garanti olduğu söylenen birçok borsa tekniği dolanmaktadır ve yatırımcıların birçoğu da asılsız olan bazı haberler neticesinde dolandırılmaktadır. Tüm bunlara maruz kalmamak adına yatırımcıların kendi yeteneklerine uygun olan stratejileri ve teknikleri geliştirmesi gerekir. Borsa eğitimlerini alan bir yatırımcı böyle yapması gerektiğini en başından öğrenecektir ve eğitimlerini de bu yönde alacaktır. Psikolojik açıdan da kendisine en uygun işlem yapma yöntemini geliştirmesi normal yaşamına devam ederken birikimlerini değerlendirip kazanç elde etmesini mümkün kılacaktır. Çünkü borsalarda işlem yapmak, portföy yönetimi ve piyasayı takip etmek gerçekten de sabır isteyen stresli bir iştir. Bu nedenle yatırımcıların kendilerini psikolojik açıdan da borsada yatırım yapmaya hazırlamaları gerektiği söylenir.Günümüz imkanları ile borsalarda yatırım yapmak eski yöntemlere göre çok daha kolay ve hızlıdır. İnternet kullanımının borsa piyasalarında da hakim olması sayesinde, alım – satım emirlerinin internet üzerinden gerçekleştirilmesinin dışında piyasa takibinin de internet üzerinden gerçekleştirilmesi büyük kolaylıktır. Borsa seans salonlarında geçirilen vakit yerine ev, ofis gibi istenilen mekanda borsa takibinin gerçekleştirilmesi ve yatırımlara bu şekilde yön verilmesi hem zaman kaybını önlemiştir, hem de seans salonlarının stresli ortamından uzaklaşılmasını sağlamıştır.Bilinçli bir şekilde borsalarda yatırım yapmaya başlayan yatırımcılar, kendilerine en uygun borsa teknikleri ile yatırım kararlarını alarak stres yaşamadan, normal yaşamını devam ettirerek birikimlerini değerlendirip kazanç elde edecektir. Bu nedenle borsada işlem yapmaya başlamadan önce aracı kurumlar veya bu amaca hizmet eden kuruluşlardan, internet üzerinden borsa eğitimleri alınmasının önemi unutulmamalıdır.KAYNAK: http://www.borsanasiloynanir1.com/borsa-teknikleri/
Borsa Günü Yüzde 1,10 Oranında Değer Kazanarak Kapattı
BIST 100 endeksi birinci seansa 554,24 puan ve yüzde 0,85 oranında değer kazanarak 65.437,15 puandan başladı, ilk seansı 647,77 puan ve yüzde 1,04 kazanımla 65.557,68 puandan kapattı.BIST 100 endeksi ikinci seansa, evvelki kapanışa göre 1,72 puanla yatay seyrederek 65.559,40 puandan başladı. Endeks gün içinde en düşük 65437,15 puana geriledi, en yüksek olarak da 65.915,73 puana çıktı.İkinci seansta evvelki oturum kapanışına göre 41,49 puan artan endeks, 65.599,17 puandan kapandı.İkinci oturum kapanışında mali endeks 369,11 puan artarak 87.229,06 puana yükseldi, hizmetler endeksi 110,53 puan değer kaybederek 50.793,25 puana, sanayi endeksi de 256,74 puan azalışla 60.458,18 puana geriledi.Böylece ilk seansa göre mali grup hisseler vasati yüzde 0,42 oranında değer kazandı, hizmetler grubu hisseler vasati yüzde 0,22 oranında, sanayi grubu vasati yüzde 0,42 oranında değer kaybetti.İkinci seansta işlem gören payların 133'ü değer kazandı, 167'si ise değer kaybetti.İkinci seansta Güvence Bankası, Halkbank, İş Bankası (C), Türk Hava Yolları, Akbank en çok işlem gören pay senetleri oldu.BIST 30 endeksi ise ikinci seansta 104,67 puan ve yüzde 0,13 oranında artarak 79.690,98 puandan kapandı.Altının onsu 1.327,78 dolarSaat 17.53 bakımından uluslararası piyasalarda altının onsu 1.327,78 dolardan işlem görüyor.Borsa İstanbul Altın Piyasası endeksinde evvelki kapanışa göre yüzde 0,76 değer kazandı, altının kilogramı kapanışta 92 bin 900 lira oldu.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), doların bugünkü efektif kurunu alışta 2,1795 lira, satışta 2,1882 lira olarak açıkladı. TCMB, evvelki efektif kurunu alışta 2,1830 lira, satışta 2,1917 lira olarak belirlemişti.Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası Net Alım Satım Pazarında işlem gören 7 Ekim 2015 vadeli tahvilin bugün valörlü işlemlerinin kolay faizi yüzde 10,50'den, bileşik faizi de yüzde 10,78'den gerçekleşti.Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası Net Alım Satım Pazarında işlem hacmi 687 milyon 626 bin 772,48 lira olarak belirlendi.Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında, toplam 10 milyar 656 milyon 251 bin liralık işlem hacmi kaydedildi. Repo-Ters Repo Pazarında gecelik işlemlerde faiz vasati yüzde 10,34'ten gerçekleşti.Uluslararası piyasalarda, saat 17.57 bakımından avro-dolar paritesi 1,3704, sterlin-dolar paritesi 1,6717, dolar-yen paritesi de 101,91 düzeyinde seyrediyor.Londra Brent tipi ham petrolün varil maliyeti ise 109,03 dolardan işlem görüyor.Etiketler Borsa günü yüzde 1,10 oranında değer kazanarak kapattı
Reklam
Fenerbahçe: Özür Diliyoruz!
Fenerbahçe Spor Kulübü'nden Galatasaray'ın yaptığı son açıklamaya 'Özür Diliyoruz' başlıklı çok sert bir yanıt geldi.Yüzyılı aşkın bir süredir birlikte olduğumuz Sarılı-Kırmızılı Yönetici Dostlarımıza, Sporun ve futbolun manipülatif eylem ve açıklamalarla yönetilemeyeceğini, borsa ile futbolun birbirinden çok farklı şeyler olduğunu, Spor müsabakalarının, müsabakadan bir gün önce alacakaranlıklarda yapılan kumpas ve kurgu açıklamalarla değil, ancak ve sadece sahada kazanılabileceğini, Büyüklük iddiasında bulunan kulüp yöneticilerinin, futbol oyun kurallarını bilmeden ve öğrenmeden kurumsal açıklama yapmaya kalkışmalarının trajikomik sonuçlar doğuracağını, Kurumsal açıklamaların yönetici portföyü doğrultusunda mutlaka edebiyat, bilimsel bilgi ve zeka motifleri taşımak zorunda olmasa da, belirli bir ciddiyet ve anlatım yeteneği açısından mutlaka en az orta öğretim seviyesinde olması gerektiğini, Rakibinin, Anayasal ve insan hakları için omuz omuza destek veren onurlu taraftarlara yakışmayan yönetimlerinin temsil kabiliyetlerinin er geç sorgulanacağını, Her kulüp yönetiminden ve başkanından aynı duruş ve cesaretin beklenmesi mümkün olmasa da, en azından taklit ve tekrar yeteneği sergilenerek toplumda iyi-kötü bir yer edinilmesinin mümkün olabileceğini, 'Korku'nun insani bir duygu olduğunu, saklanılacak ya da utanılacak bir yanının olmadığını, Tarih yazma yalanlarını bırakıp tarihi okuyanlar için Fenerbahçe’nin sadece bir 'rakip' olmadığını anlatamadığımız ve öğretemediğimiz için, Tüm kamuoyundan özür diliyoruz... ! Cumhuriyet
Umut Oran: Vurdumduymaz Ekonomi Yönetimi Reel Sektörü Vurmak Üzere
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ekonomide gelinen nokta itibariyle reel sektörün içine düştüğü açmaz ve bu tablodan çıkmak için neler yapılması gerektiğini sıralayarak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimi yerine reel sektörü suçlayan ifadelerini eleştirdi. 'Bunlar ekonomi yönetimi için talihsiz ifadelerdir, basiretsizlik ve sorumsuzluk örneğidir' diyen Umut Oran, 'Türkiye'nin, içine düştüğü bu girdaptan sağ salim çıkabilmesi ve küresel para otoritelerinin operasyonlarıyla oluşacak yeni şoklara karşı daha dirençli olması isteniyorsa, ekonomide kırılganlıklarını hızla azaltması ve siyasal istikrarı bir şekilde sağlaması gerekiyor. Aslında Türkiye'de çok daha derin ve çok yönlü kriz yaşanıyor: Siyaset krizde, devlet yönetiminde kaos…Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmayları bu kriz ortamından çıkmak istiyorsa öncelikle güven iklimini yaratmak zorunda. İtibarlı, saygın bir Türkiye için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekiyor. Güçlü ekonomi içinse nitelikli, kaliteli demokrasiye ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için belli olan adımlar acilen atılmalıdır' dedi. CHP İstanbul Milletvekili umut Oran'ın konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle: Yüksek faiz ve kur koşulları ilk aşamada en fazla reel sektörü vuruyor, sıkıntı zincirleme olarak tüm kesimlere yayılacak. Ciddi boyutlardaki döviz açığı nedeniyle; dövizdeki yükseliş reel sektörde sıkıntıyı giderek büyütüyor. Reel sektör firmalarının net açık döviz pozisyonu 170 milyar dolar. Firmaların bir yıl içinde ödemeleri gereken dış borç ise 53 milyar dolar. Reel kesimin borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda, döviz ise giderek kıtlaşıyor ve pahalanıyor, borçları döndürmek zorlaşıyor. Borsada işlem gören 406 şirketten 210'unun toplam 101 milyar TL'lik net yabancı döviz pozisyonu açığı var. Yani ciddi kur riski taşıyorlar. Türk Telekom, Tüpraş ve THY'nin başını çektiği bu şirketler kurdaki artışa aşırı duyarlı. Ekonomi yönetimi, görmezden geldiğinde kötü gidişatın yok olacağını sanıyor; bozulan dengelerin ve biriken risklerin zamanla adeta kendiliğinden düzeleceği gibi bir yaklaşım içinde kayıtsız davranıyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ' Kriz diye  ifade  edeceğimiz bir ortam yok ki bir kriz paketi ortaya koyalım ' diyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise döviz açıkları konusunda ' Kamuda ve bankacılıkta sorun yok, sıkıntının kaynağı reel sektör ' diyerek suçu o kesime atıyor. Bunlar ekonomi yönetimi için talihsiz bir ifadelerdir, basiretsizlik ve sorumsuzluk örneğidir. Reel sektörün aşırı borçluluğu, döviz açıkları ve yüksek kur riskleri AKP iktidarının uyguladığı ekonomi politikalarının kaçınılmaz bir sonucudur. Hükümet ekonomide adım adım gelen krizi yok sayarak, yaşanan sıkıntıların suçunu bir kesime yıkarak sorumluluktan da kaçamaz. Reel sektörün borcu Türkiye'nin borcu demektir. Reel sektör sıkıntı yaşarsa bankalar da yaşar, tüm Türkiye de… Ekonomide Fed'in likiditeyi kısmasıyla başlayan ve artan siyasi tansiyonla zirve yapan olumsuz trend bütün yıla damgasını vuracak, döviz açığı bulunanlar sıkıntı yaşayacak. Döviz borcu olanlar geri dönüşlerini yapmakta giderek daha da zorlanacak, artan maliyetler de şirket karlarını eritecek. Büyüyen finansman giderleri ve kur farkı maliyetleri bilançoları tahrip edecek. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı eğilimi güçlendiğinde daha büyük bir dalga yaşanabilir, sıkıntı daha da büyüyebilir. Fed'in önde gelen 15 gelişmekte olan ülkede ekonomik kırılganlığı ölçen endeksinde en kırılgan ülke Türkiye oldu. Yani sıcak paranın en hızlı kaçacağı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Oysa reel sektör başta Türkiye'nin dış borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda. Reel sektör temsilcileri piyasalarda yaşanan daralmanın işletmelere olumsuz yansımalarının görülmeye başlandığını belirtiyor. Şimdiden birçok işletmenin nakit darlığına girdiği, bir yandan faiz, bir yandan da ara ödemeler nedeniyle kapanma eğilimindeki işyerlerinin sayısındaki artışın Mart ayında hızlanacağı belirtiliyor . İflasların yaygınlaşması ekonomik ve sosyal alanda etkisi uzun yıllar sürecek bir tahribat demek. Reel sektörde yaprak dökümü, aynı zamanda işsizliğin tavan yapması, devletin vergi pastasının küçülmesi demek... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmayları bu kriz ortamından çıkmak istiyorsa öncelikle güven iklimini yaratmak zorunda. İtibarlı, saygın bir Türkiye için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekiyor. Güçlü ekonomi içinse nitelikli, kaliteli demokrasiye ihtiyacımız var. Bunları sağlamak için acilen atılacak adımlar bellidir. Ekonomide; Fed'in sıkılaştırmaya giderek piyasaya verdiği likiditeyi kısmasıyla başlayan ve AKP yolsuzluklarının ortaya saçılmasıyla siyasette artan çalkantının da etkisiyle zirve yapan olumsuz trend, yüksek boyutlardaki döviz açıkları nedeniyle en çok reel sektörü vuruyor. Reel sektör firmalarının 170 milyar dolar döviz açığı var… Finansal kesim dışındaki firmaların, yani sanayici, üretici, ihracatçı ve KOBİ şeklindeki reel sektör kuruluşlarının 170 milyar doları aşkın döviz pozisyon açığı var. Bu tutar firmaların döviz borçlarının, döviz varlıklarını aşan kısmı. Döviz mevduatı, dövize dayalı menkul kıymet, ihracat alacağı ve yurt dışı doğrudan yatırım olmak üzere toplamda 93 milyar dolarlık döviz varlığına sahip olan reel kesimin döviz yükümlülükleri ise 263 milyon dolara ulaşıyor. Bu borcun 236.5 milyar doları nakdi döviz kredileri, bunun da 151.7 milyarı yurt içi bankalardan, 84.8 milyarı yurt dışından sağlanmış. Firmaların ithalat borçları da yaklaşık 27 milyar dolar. Reel sektör firmalarının bir yıl içinde ödemesi gereken dış borç miktarı ise 53 milyar dolar civarında… Reel kesimin borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda, döviz ise kıtlaşıyor ve pahalanıyor, maliyeti artan borçları döndürmek giderek zorlaşıyor. 210 Borsa şirketinin döviz pozisyonu, açık veriyor   Borsada işlem gören 406 şirket içinde 210'u döviz pozisyon açığı nedeniyle kur riski taşıyor.  Bu 210 şirketin toplam net döviz pozisyon açığı 101 milyar TL'ye ulaşıyor. Yani kurda her 10 kuruşluk artış bu şirketlere yaklaşık 5 milyar TL'lik ek yük getiriyor. Uzun vadeli borç yükü olanlar için kurların bir süre sonra düşecek olma ihtimali bulunsa da, özellikle kısa vadeli döviz borcu yüksek şirketler ödeme vadesi geldiğinde yeni kur düzeyinden etkileniyor. Kur artışı döviz açığı olan firmanın bilançolarına olumsuz yansıyor. Artan kur düzeyi üzerinden şirketin kasasından daha fazla nakit çıkıyor. Yüksek döviz pozisyon açığı nedeniyle kurdaki yükselişten en çok etkilenen şirketlerin başında ise Türk Telekom, Tüpraş ve THY geliyor. Reel sektör vurgun yiyebilir Dövizdeki yüksek seyir devam ederse, ciddi boyutlarda döviz açığı bulunan reel sektörde sıkıntı giderek büyüyecek. Döviz borcu olan firmalar geri dönüşlerini yapmakta giderek daha da zorlanacak, artan maliyetler karları eritecek. Büyüyen finansman giderleri ve kur farkı maliyetleri bilançoları tahrip edecek. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı eğilimi güçlendiğinde çok daha büyük bir dalga yaşanacak ve sıkıntı daha da büyüyecek. Dolarla alıp TL ile satan bir ülke olarak enerji maliyetlerindeki artış da reel sektörü zorlayacak bir diğer unsur. Toplam enerjide yüzde 72 dışa bağımlılığımız var, bu oran doğalgazda yüzde 98, petrolde yüzde 92 düzeyinde… Bir yandan yüksek faiz ortamında iç talep daralırken, temel girdi olan enerjide kura bağlı maliyet artışları firmaları zorlayacak, karları eritecek.   Fed: En kırılgan Türkiye Fed'in uzman analistlerle oluşturduğu ve önde gelen 15 gelişmekte olan ülkede ekonomik kırılganlığı ölçen endeksinde durumu en kötü ülke Türkiye çıktı. Türkiye'yi sırasıyla Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika izliyor. Yani ekonomisinin yapısal sorunları nedeniyle, küresel likiditeyi daraltan parasal sıkılaştırma uygulamasından en şiddetli etkilenen; sıcak paranın en hızlı kaçacağı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Oysa reel sektör başta Türkiye'nin dış borçlarını döndürmek için döviz ihtiyacı ciddi boyutlarda.   Bankaların batık kredi alacağı 30 milyar TL Bankaların takipteki alacakları geçen yıl yüzde 26.4 oranında net 6.2 milyar lira büyüyerek 29.6 milyara ulaştı. Bunun 9.3 milyarını, pastada en büyük paya sahip olan hizmet sektörlerinden alacaklar oluşturuyor. İmalat sanayiinden 5.6 milyar, tüketicilerden 10.1 milyar, tarımdan 1.3 milyar, madencilikten 1.2 milyar, diğer sektörlerden de 2 milyar lira dolayındaki alacak takipte. En yüksek batık oranı ise yüzde 21.2 ile imalat sanayiinin ulaşım araçları sektörünün 'gemi/tekne yapımı ve imalatı' alt sektöründe. Tahribatı yıllar sürer… Reel sektörde iflasların yaygınlaşması ekonomik ve sosyal alanda etkisi uzun yıllar sürecek bir tahribata yol açar. Reel sektörde yaprak dökümü, kapanan ya da işçi çıkaran firmalar dolayısıyla aynı zamanda işsizliğin tavan yapması, yoksulluğun artması, ekonomik faaliyetlerin daralması, devletin vergi pastasının da küçülmesi demektir... Küresel yatırımcılar, hangi ülkelerin temel kırılganlıklarını azaltmak için önlemler aldığını yakından izliyorlar. Küresel likiditenin giderek kıtlaştığı bu süreçte kırılganlığı fazla, makro göstergeleri kötü, açıkları büyük ekonomiler yatırımcı iştahının azalacağı, yabancı sermayenin en hızlı çıkış yapacağı ülkeleri oluşturuyor. Türkiye'nin, içine düştüğü bu girdaptan sağ salim çıkabilmesi ve küresel para otoritelerinin operasyonlarıyla oluşacak yeni şoklara karşı daha dirençli olması isteniyorsa, ekonomide kırılganlıklarını hızla azaltması ve siyasal istikrarı bir şekilde sağlaması gerekiyor.   Aslında Türkiye'de çok daha derin ve çok yönlü kriz yaşanıyor: Siyaset krizde, devlet yönetiminde kaos…   PEKİ NE YAPMALI, KRİZDEN NASIL ÇIKMALI? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmayları bu kriz ortamından çıkmak istiyorsa öncelikle güven iklimini yaratmak zorunda. İtibarlı, saygın bir Türkiye için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekiyor. Güçlü ekonomi içinse nitelikli, kaliteli demokrasiye ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için acilen şu adımlar atılmalıdır: Ekonomik Sosyal Konsey gecikmeksizin toplanmalı Merkez Bankası tam olarak bağımsız kılınmalı Gelir İdaresi Başkanlığı özerk hale getirilmeli, iktidar vergi denetimini silah olarak görmemeli Sayıştay, kamu kurum kuruluşlarını denetleyen kimliğine yeniden kavuşmalı TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyonu dışında, başkanlığını anamuhalefetin yapacağı Kesin Hesap Komisyonu kurularak bütçe gerçekleşmeleri ve kesin hesaplar acilen incelenmeli. Yeni ekonomi paradigması yaratıp; üretimi, istihdamı teşvik edip, katma değer yaratacak bilgi toplumuna geçiş yapılmalı Sosyal devlet sadece maddi yardımları indirgenmemeli, yurttaşın temel ihtiyaçlara istediği her an ücretsiz ulaşması sağlanmalı Kamu yönetiminin her aşaması saydam, hesap verebilir olmalı Yasama, yürütme ve yargı kağıt üzerinde değil gerçekten ayrı ve bağımsız kılınmalı. Siyasi ahlak yasası çıkarılmalı
Reklam
Galatasaray'a 140 Milyon Liralık Gol!
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Galatasaray’ın yaklaşık 1 yıldır beklediği sermaye artırımına da izin verdi. Ancak bunun için öyle şartlar getirdi ki, Galatasaray sermaye artırımı isteyip istediğine pişman oldu. Çünkü SPK yapılacak olan sermaye artırımının tümünü Galatasaray’ın yapmasını istedi.Böylece sermaye artırımı için 173 milyon lira nakit koyan kulüp başlangıçta borsa ortakları yerine de 140 milyon lira para koyacak. SPK bülteninde yer alan izin yazısına göre küçük yatırımcı sermaye artırımı yapıldıktan sonra 1 ay içinde eğer isterse hissesi oranında para yatırıp sermaye artırımına katılacak ve payı eski haline gelecek. Sermaye artırımı ile Galatasaray’ın borsa şirketindeki payı küçük yatırımcıların haklarını da kullandığı için yüzde 55’ten yüzde 80’e çıkacak. Eğer tüm yatırımcılar hakkını kullanır ve 140 milyon lirayı sermayeye yatırırsa pay tekrar eski haline geri düşecek. Önemli bir şart da kulübün sermaye artımından sonra borsada hisse satışının 1 yıl boyunca yasak olması.FENER’E BANKA GARANTİSİ ŞARTI GELDİSPK ayrıca Fenerbahçe’nin 200 milyon liralık tahvil ihracına da izin verdi. Ancak Fenerbahçe’nin 200 milyon liralık tahvil ihraç edip borçlanmasını bu tahviller için bir bankadan garanti alması şartıyla izin verdi. Fenerbahçe bankadan eğer tahvillerin vadesi sonunda ödeme yapamazsa bankanın ödeyeceğine dair garanti alacak.
Döviz Zarar Ettirdi Ama Altın ve Borsa Kar Ettirdi
Kapalıçarşı piyasasında işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 3,18 oranında değer kazandı. Haftalık bazda Cumhuriyet altınının etiket fiyatı % 3 yükselişle 618 lira oldu. Geçen hafta sonu 89,65 lira olan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 92,50 tl’ye, önceki hafta sonu 600 lira olan Cumhuriyet altınının satış fiyatı 618 tl’ye yükseldi. Haftalık bazda BİAŞ’de işlem gören hisseler ortalama yüzde 0,42 yükselirken, BIST 100 Endeksi 268,57 puan artarak 64.882,91 puana çıktı. Geride bıraktığımız hafta Amerikan Doları’nın fiyatı ise % 0,86 oranında, Euro’nun satış fiyatı yüzde 0,23 oranında değer kaybetti. Borsa yatırım fonları % 0,26, Bireysel emeklil...Etiketler: borsa fonları, bireysel emeklilik, hisse senedi, para piyasası, tahvil, bono, altın, euro, dolar
Borsa İstanbul'da 1 Kg Altın 91.250 TL
BORSA ISTANBUL Altın Piyasası endeksi önceki kapanışa kıyaslandığında % 0,16 değer artışı gösterirken, altının kilogramı 91 bin 250 TL civarında oldu. BİST Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda, BORSA ISTANBUL altın piyasası endeksi önceki kapanış rakamlarına göre yüzde 0,16 değerlendi. Altının kilogramı 91 bin 250 TL civarlarında oldu. Altın pazarında 1 işlemde 730.000 TL, 26 işlemde 29 milyon 620 bin 676,75 dolar işlem hacmi kaydedildi. Gümüş pazarında ise 1 işlemde 1 milyon 656 bin TL ve 4 işlemde 241 bin 943,85 dolar işlem hacmi meydana geldi. Bugün altın borsasında en çok işlem gerçekleştiren kurumlar Atasay Döviz, DenizBank ve Kıymetli Madenler, Nadir Döviz, Garanti Bankası ve Uğuras Kıymetli Madenler oldu.Kaynak: 365haber.org/altın
Reklam
Borsa İstanbul'da 6 Yılın En Kötü Ocak Ayı
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi 2014 yılının ilk ayında özellikle endeksin lokomotifi görevini gören banka hisselerinde etkili olan satışlarla son 6 yılın en kötü ocak ayını geçirdi. 2014 yılına negatif başlayan Borsa İstanbul, ocak ayının ilk yarısında yatay bir seyir izledikten sonra ikinci yarıda Türk Lirası'nda değer kaybının artmasının etkisiyle düşüşe geçti. Ocak ayında aralık ayı kapanışına göre yüzde 8,77 oranında düşüş kaydeden BIST 100 endeksi, ocak ayı içinde 60.753,53 puan ile 24 2012 tarihinden beri gördüğü en düşük seviyeye geriledi. Endeksin ocak ayı performanslarına bakıldığında, bu seneki performansın 2008 yılı ocak ayında gerçekleştirdiği yüzde 23,12'lik düşüşten beri en kötü performans olduğu dikkati çekiyor. Faiz artışıyla döviz kurları ile endeks korelasyonu bozuldu Yıl başından bu yana genel olarak döviz kurlarındaki yükselişle ters orantılı bir korelasyonla hareket eden BIST 100 endeksi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) güçlü faiz artırım kararının ardından döviz kurları ile korelasyonunun bozulduğu görüldü. TCMB'nin 1 hafta vadeli repo faizini 550 baz puan artırarak yüzde 10'a yükseltmesi ve fonlamada bu oranın etkin olacağının anlaşılması ile döviz kurlarının yükselişi sınırlanırken, BIST 100 endeksi, yükselen faizlerin banka karlılıklarına ve büyüme üzerinde yaratacağı negatif etki nedeniyle hızlı bir şekilde değer kaybetti. Ocak ayı içinde aralık ayı kapanışına göre dolar karşısında bir ara yüzde 10'un üzerinde değer kaybeden TL, faiz artırım kararıyla toparladı ve Ocak ayını dolara karşı yüzde 5,4 oranında düşüşle tamamladı. Banka hisseleri yaklaşık 5 yılın en düşüğüne geriledi TCMB'nin faiz artırım kararına kadar gelişmekte olan piyasalar içinde yüzde 11 ile yılbaşına göre en fazla değer kaybeden para birimi olan TL, daha sonra kayıplarının büyük bir kısmını telafi ederek aylık bazda Arjantin pesosu, Güney Afrika randı, Rusya rublesi ve Macaristan forintinden daha iyi bir performans gösterdi. Döviz kurlarının TCMB'nin faiz artırımının ardından hızlı yükseliş eğiliminin önüne geçilmesine karşın Borsa İstanbul'da banka hisseleri üzerinde güçlü satış baskıları oluşturan ukash. BIST Banka endeksi ocak ayında yüzde 12,7 oranında değer kaybederek, aylık bazda 2012 yılı mayıs ayından beri yaptığı en kötü kapanışı gerçekleştirdi. Dolar bazında bakıldığında ise bankacılık endeksinin 2009 yılı nisan ayından beri gördüğü en düşük seviyeye gerilemesi dikkati çekti. 'Seçimler kırılganlıkları artırıyor' ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, Borsa İstanbul'un ocak ayındaki performansına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Yeni yıla siyasi risk ve Fed'in parasal genişleme haberleri ile giren Türkiye'de Türk Lirası (TL) ve borsada şiddetli değer kayıpları görüldüğünü belirten Karabulut, kur artışını her zaman olumlu karşılayan ihracatçıların dahi kurdaki volatiliteden rahatsız olduğunu, döviz borcu olan şirketlerin yakınmalarının duyulduğunu söyledi. TCMB tarafında ise en önemli olayın 28 Ocak tarihi gecesinde olağanüstü toplantı yaparak piyasa oyuncularının beklentisinin çok dışında bir faiz adımı atması olduğunu ve piyasa tarafından bu kararın olumlu karşılandığını belirten Karabulut, bu kararın dolar/TL'nin yukarı yönlü hareketini sınırladığını fakat Fed beklentisi ve döviz açığı olan şirketler tarafından bu durumun alım fırsatı olarak değerlendirildiğini kaydetti. Karabulut, 'Peki Kırılgan Beşli bizden farksız mıydı bu durumda? Kırılgan Beşli'nin tamamında bu sene seçimler var, dolayısıyla kırılganlık hepsinde artmış durumda' dedi.
Google Motorola'yı Neden Sattı?
Motorola’yı 12,5 milyar dolara alan Google’ın şirketi dün 3 milyar dolara Lenovo’ya sattığını sizinle paylaştık. Bundan 3 yıl önce o dönemde borsa değeri 7,27 milyar dolar olan Motorola’yı, Google yüzde 30 daha fazla değerlemeyle satın almıştı. Dün açıklanan satışa şirket değeri açısından bakıldığında şirket değeri 4′te 1′ine düşmüş durumda. Google’ın Motorola’yı almasında sıkça konuşulan konu Motorola’nın sahip olduğu patent hakları ve dün yapılan satışta Lenovo’ya patent haklarının sadece bir bölümünü sattığı konusu gündeme gelse de basit bir matematikte patent haklarının değerine bakmamız mümkün. Google’ın Motorola’nın bir parçası olan Motorola Home’u ARRIS’e geçen yıl 2,35 milyar dolara satmasını ve Lenovo’ya 3 milyon dolara satışı toplayıp 12,5 milyar dolarlık satın almadan çıkardığımızda Google’ın zarar etmemesi için 7,15 milyar dolar patent değerini elde etmiş olması gerekir. Bu konuda tüm patent varlıklarını incelemenin mümkün olmadığını ama geçtiğimiz yıl Motorola’nın Microsoft’tan istediği yıllık 4 milyar dolar patent hakkına karşılık mahkemenin kararı 1,8 milyon dolar yani 3 binde biri olduğunu paylaşmakta yarar var. Google’ın istediği ama satın alamayacağını düşündüğü patentler haricinde Motorola’yı sadece bunun için satın aldıysa sonuç Google en büyük satın almasından zararla çıkmış oluyor. Soru da burada geliyor; Google 2003 yılından beri yaptığı satın almalar arasında en fazla para verdiği Motorola’yı neden sattı? Soruyu olası cevaplarla değerlendirdiğimizde ilk cevap yazılımla yakaladığı katma değeri seven Google donanım sektöründe çekirdek yetkinliğini kullanamadı, uyum sağlamayadı. IBM’in PC bölümünü donanım sektöründen Lenovo’ya satmasını takip eden Google da aynı yolu izleyerek geç girdiği donanım sektöründen çıkıyor mu? Cevap tabii ki hayır; hatırlayacağınız üzere Google Ocak ayının ortasında akıllı ev sistemi Nest’i 3,2 milyar dolar nakit karşılığında ve robot üretimi için Boston Dynamics’le birlikte 7 robot üreticisini Aralık ayında satın almıştı. Ayrıca Google Glass’ta yeniliklerini devam ettiriyor. Google’ın donanımdan çıkması bütünsel olarak değerlendirdiğimizde doğru sonuç olmasa da aradığımız cevabın buraya yakın olduğunu Larry Page’in Motorola’nın satışı için kaleme aldığı akıllı telefon pazarının aşırı rekabetçi yapısına değindiği yazıdan anlıyoruz. Samsung’un akıllı telefonlarda satışının büyüme hızının düşmesiyle birlikte değerlendirğimizde doygunluğa ulaşmaya yakın olan pazardaki rekabetçi yapıda Google, yeni pazarları değerlendirdi. Google’ın hangi pazarları değerlendirdiği için uzağa gitmeden Nest’i satın alması önemini koruyor. Ekim ayında paylaştığımız Cisco’nun raporunda birbirlerine bağlantılı cihazlar 2018′de akıllı telefon pazarından daha büyük pazar olması öngörülüyor. Pazardaki oyuncuların yeterli büyüklüğe ulaşmaması da Google’ın burada ki isteğini artırıyor. Google’ın yoğunlaşmak istediği bir diğer pazar Google Play olması önemli noktların başında geliyor. Distimo’nun Aralık raporunda Google Play’in uygulama mağazalarının pazar payında Haziran 2013′ten bu yana yüzde 7′ lik bir artışla yüzde 37 pazar payına çıktığını Apple’ın ise %63 ‘e gerilediğini görüyoruz. Google, Motorola ile ulaşamadığı noktaya Google Play’le ulaşmış durumda. A. Buğra FerahWebrazzi
Borsa Yüzde 1 Primle Kapandı
BIST 100 Endeksi, TL'deki güçlenmeye paralel olarak, günü yüzde 1 kârla kapattı Gün boyu dalgalanan borsa seans içerisinde 61 bin puanın altına kadar geriledikten sonra günü yüzde 1 primle tamamladı. Cnbc-e'nin haberine göre, Borsa İstanbul 100 (BIST 100) Endeksi dalgalı seyrettiği günü yükselişle tamamladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 'in sermaye hareketlerine kontrol planlanmadıklarını açıklaması, Güney Afrika'da bütçe verilerinin iyi gelmesi ve Rusya Merkez Bankası'nın döviz piyasasına müdahalesi, gelişmekte olan piyasalara yönelik bozulan risk iştahını canlandırırken, BIST-100 endeksi dalgalı günde TL'deki güçlenmeye paralel yönünü yukarı çevirdi. T24
Reklam
Erdoğan: 'B ve C Planlarımız Var'
Başbakan Erdoğan Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmesiyle ilgili konuştu: 'İyi niyetle sabredip sonuçlarını bekleyecegiz, etkili olmazsa B, C planlarımız var.' Başbakan Erdoğan Merkez Bankası'nın faizlerde artırıma gitmesini değerlendirdi. Erdoğan şunları kaydetti; 'Ben öncelikle şunu söyleyeyim. Merkez Bankası malum bağımsız bir kurum. Biz bugüne kadar buna müdahale etmediğimizi, bizimle direkt bir bağlantısı olmadığını defalarca söyledik. Ama maalesef birileri hep köşelerine bizim baskı yaptığımızı yazarlar. Şimdi tabii ben bir defa faizin yükseltilmesine her zaman karşıyım. Ama, şu anda merkez bankası böyle bir karar almış. Bana düşen buna bir sure sabretmektir. Nereye gidiyoruz diye bunu görmektir. Faizin tekrar bir geri dönüşü veyahutta döviz kurlarında olumlu istikamette gelişme, Borsa İstanbul’da yükselme görmemiz halinde bu iyi niyetimizi korumak zorundayız. Ama aksi olduğunda iyi niyetimizi koruyamayız. Çünkü her zaman söylediğimiz şey yüksek faizin bu noktada tek enstruman olmadığıdır. Ben burda bir tezimi söyleyeyim, isterseniz değerlendirirsiniz. Ben enflasyon olayında enflasyon ile faizin ters orantılı değil, doğru orantılı olduğuna inanırım. Yani enflasyon ile faiz arasındaki ilişki sebep netice ilişkisidir. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faizi yükseltirseniz, enflasyon da yükselir. Düşürürseniz, ikisi beraber düşer. Ters orantılı olarak düşündüğünüzde her zaman için çok daha olumsuz neticeler alırsınız.' B planınız var mı? 'B planı, C Planı benzeri şeyler noktasında bunu önümüzdeki günlerde açıklayacağımız bir çalışmamız olabilir. Belki birkaç hafta sonra böyle bir çalışmayı açıklayabiliriz.' Deniz Zeyrek | Hürriyet
Ekonomistler Faiz Artırımını Nasıl Karşıladı?
Türkiye'den finans uzmanları, Merkez Bankası'nın faiz artırım kararını olumlu karşıladı Ekonomistler, Merkez Bankası'nın kurdaki yükselişi geriletmek için faiz artırma kararını değerlendirdi. Merkez Bankası’nın piyasanın önüne geçtiğini ve kontrolü eline aldığını belirten uzmanlar, Merkez’in sert kararının da yerinde olduğu görüşünde. Cnbc-e'ye konuşan ekonomistlerden Saxo Capital Menkul Değerler Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy , 'Merkez Bankası güvenilir olduğunu ve siyasete rağmen her türlü radikal kararı alabileceğini gösterdiğini' ifade etti. Tacirler Menkul Değerler Koordinatörü Erkin Şahinöz ise Merkez Bankası'nın daha düşük oranda faiz arttırsaydı, kurdaki yükselişin devam edeceği yorumunu yaptı. Şahinöz: Merkez sıkıntıları kalıcı görüyor Erkin Şahinöz, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 'nın enflasyon raporunu açıklarken son yaşananların geçici mi kalıcı mı bir türbülans olduğunu değerlendireceklerini söylediğini hatırlattı. Şahinöz, Başçı'nın yaşanan sorunların kalıcı olduğuna kanaat getirilmesi halinde bütün faizlere dokunabileceklerini söylediğini belirterek, 'Merkez Bankası son dönemdeki sıkıntıları kalıcı görüyor' dedi. Sıkıntıların kalıcı olmasının iki faktöre bağlı olduğunu ifade eden Şahinöz, bunların Amerkia Merkez Bankası’nın (Fed) varlık alımlarını azaltarak normalleşme sürecine girmiş olması ve de Türkiye'de içeride süren siyasi gerilim olduğunu söyledi. Fed'in 2016'da faiz artırmayı planladığını hatırlatan Şahinöz, 'Fed baskısı altında geçecek üç yıllık dönemde Merkez baskıları kalıcı görüyor' değerlendirmesini yaptı. Şahinöz, kararla birlikte doların 2,25-2,40 bandından 2,07-2,25 bandına gerileyeceğini ifade etti. Kurdaki düşüşün borsaya olumlu yansıyacağını düşünenlerin yanılacağını belirten Şahinöz, 'Çünkü borsa faiz artışını sevmez' dedi. 'İlk yumruğu siz atın’ 'Kendinizden daha azılı bir rakiple kavga ediyorsanız ilk yumruğu siz atacaksınız, onu bitireceksiniz, yoksa onu daha çok sinirlendirirsiniz. Eğer merkez küçük bir adım atsaydı, kurdaki artış sürecekti' dedi. Kurdaki artışın sadece spekülatif olmadığını, dövize reel talebin de olduğunu kaydeden Şahinöz, 'Son dönemde yurtiçi yerleşiklerin davranışı değişti. Geçmişte döviz yükselirken döviz satıp, döviz düşerken döviz alanlar, son dönemde döviz yükselirken de döviz almaya başladı. Bu da reel talep olduğunu gösteriyordu' şeklinde konuştu. Şahinöz, Merkez'in hem yurt içi yerleşikleri, hem açık pozisyonu olan özel sektörü rahatlatmak ve de yabancıya 'Biz kurda 2,35in üzerine izin vermeyceğiz' mesajını vermek istediğini söyledi. Ash: Merkez, güçlü bir sinyal gönderdi Standard Bank Gelişen Piyasalar Araştırma Bölümü Müdürü Tim Ash , Merkez Bankası'nın kararını 'İyi ve büyük bir hamle' olarak değerlendirdi. Ash, Merkez'in aldığı faiz artırım kararıyla piyasaya ve yabancı yatırımcılara TL'yi koruma ve enflasyon konularında ciddi olduğunu gösteren 'güçlü bir sinyal' gönderdiğini söyledi. Altınsaç: Son derece tatmin edici Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç , Merkez'in faizleri artırmasını 'Son derece tatmin edici' diye nitelendirdi ve 'Banka yüzde 4,5'le yaptığı fonlamayı yüzde 10'a çekti. Temel olarak bu seviyenin üzerine kuruyor, bu da olumlu' dedi. Faiz koridorunun üst bandının yüzde 12, alt bandının ise yüzde 8 seviyesinde olmasını da olumlu olarak nitelendiren Altınsaç, fonlamanın yüzde 10'un üzerinde oluşacağını belirtti. Ek parasal sıkılaştırma günlerinde uygulanan yüzde 9'luk faizin etkisiz kaldığını belirten Altınsaç, bunun bir sadeleşme olduğunu söyledi. Artan faizin ekonomi üzerinde baskı yaratacağını ifade eden Altınsaç, 'Ama kurun yüksek olması da baskı yaratıyordu' dedi. Paksoy: Bağımsızlığını kanıtladı Saxo Capital Menkul Değerler Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, faiz artırım kararını 'Açık olarak radikal bir karar. Piyasaların beklentisinin ötesinde gelen bir karar' şeklinde niteledi. Faiz koridorunun bundan sonra aşağıda yüzde 10, yukarıda yüzde 12 olarak gerçekleşeceğini belirten Paksoy, 'Merkez Bankası bu kararla piyasanın önüne geçti' dedi. Kararın kurda pozitif etkisinin görüldüğünü belirten Paksoy, 'Bu yabancı algısının da kararlara desteğini gösteriyor. Merkez Bankası, uzun süredir Fed'in etkileri ve siyasi belirsizliklerin kura yansıması noktasında yöneltilen eleştirilerden kurtuldu. Paksoy, 'Merkez Bankası bence güvenilir olduğunu ve her türlü radikal kararı alabileceğini gösterdi, siyasete rağmen. Seçimler yaklaşırken böyle bir karar almak bağımsızlığını kanıtladı' şeklinde konuştu. 'Geçici bir maliyet’ Kurda normalleşme oldukça, bant içine girdikçe, orada dalgalı kura girdikçe faizde de geri adım imkanı olacaktır' diyen Paksoy, 'Bu geçici bir maliyettir' şeklinde konuştu. Türkiye'nin cari açığını tolere etmek için fon girişi sağlamak zorunda olduğunu hatırlatan Paksoy, 'Türkiye'nin belirli bir dönem fon girişinde sorun yaşamayacağı bir ortam sağlanmış oldu' dedi. Kararı başarılı bulduğunu vurgulayan Paksoy, 'Sanayici öngörülebilir bir kur istiyordu, ona kavuştu' ifadelerini kullandı. Keresteci: Çok iyimserliğe kapılmamak lazım HSBC Bank Hazine Sermaye Piyasaları Grup Başkanı Fatih Keresteci 'Merkez Bankası uzunca bir süredir piyasaların arkasında gidiyordu, bugünkü kararı ile piyasaların önüne geçerek direksiyon koltuğuna oturdu. Kredibilite kaybını telafi edici bir adım olarak görüyoruz' değerlendirmesinde bulundu. Keresteci, Merkez Bankası'nın enflasyona karşı savaşta, uzunca bir süredir kullanmadığı faiz silahını, sert ve etkili bir şekilde kullanacak olmasının orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinde olumlu etkiye yol açacağını ifade etti. 'Merkez Bankası'nın bu adımı ile son birkaç hafta içerisinde yaşanan negatif ayrışmanın yerini daha sağlıklı bir fiyatlama eğilimine terkedeceğini düşünüyoruz' diyen Keresteci, şu değerlendirmelerde bulundu: 'Kısa vadede bu eğilim hakim olacaktır. Ancak, piyasalar dengeye geldikten sonra dikkatler yeniden seçimler, Amerikan Merkez Bankası, vb faktörlere çevrileceğinden dolayı çok da iyimserliğe kapılmaması gerekiyor. Tavsiyemiz, bu iyimserliğin risklerin azaltılması yönünde kullanılması yönünde olacak.' Ferman: Yaptırım gücünü deklare etti Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Ferman , 'Merkez Bankası beklentileri aşan düzeyde olmak üzere faiz aracını devreye soktu. Bu suretle bir kere daha piyasalar üzerinde yaptırım gücünü deklere etti' dedi. Ferman, 'Merkez Bankası, siyasi otoriteyi kurların geldiği seviye ile ihracata teklif verilmediği savından hareketle ikna etmiş görünüyor' değerlendirmesinde bulundu. T24
Reklam
Dolar/TL Sert Geriledi!
Merkez Bankası'nın 28 Ocak'ta ara PPK toplantısı yapacağını açıklaması ardından dolar/TL sert geriledi. Açıklama öncesi 2.3865 seviyesinde olan dolar/TL, 2.3311'e kadar geriledi. Merkez Bankası yakın dönem gelişmelerinin değerlendirilmesi ve fiyat istikrarı için gerekli politika tedbirlerinin alınması amacıyla 28 Ocak'ta ara Para Politikası Kurulu toplantısı yapacağını açıkladı. En son Ağustos 2011'de ara PPK düzenleyen TCMB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, PPK 28 Ocak 2014 Salı akşamı toplanacak ve karar saat 2400'de bir basın duyurusu ile açıklanacak. Sepet bazında TL ise 2.8250'den 2.76'nın altına kadar geriledi. Dolar/TL saat 1247'de 2.3425, sepet bazında TL ise 2.7722 seviyesinden işlem görüyor. Borsa ilk seansta sert düştü Borsa İstanbul 100 endeksi ilk seansta önceki ikinci seans kapanışına göre 873,38 puan azalarak günün ilk yarısını 63.554,14 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetleri ortalama yüzde 1,36 oranında değer kaybetti. BIST 30 endeksi ise ilk seansı 999,78 puan, yüzde 1,28 oranında değer kaybederek 77.360,14'ten kapattı. Önceki seansta 64.427,52 puandan kapanan BIST 100 endeksi ilk seansa 67,37 puan ve yüzde 0,10 oranında değer kaybederek, 64.360,15 puandan başladı. Endeks en düşük olarak 63.380,16 puana kadar geriledi, en yüksek olarak 64.467,29 puanı gördü. Seans sonunda mali endeks 1.048,33 puan azalarak 84.053,54 puana, hizmetler endeksi 514,88 puan değer kaybederek 49.903,38 puana, sanayi endeksi ise 1.023,72 puan azalışla 58.206,90 puana geriledi. CNN Türk
17 Aralık Operasyonun 30 Günlük Bilançosu Ağır
17 Aralık operasyonu doları fırlatırken, borçlanma maliyeti arttı, borsa yatırımcısına kaybettirdi..Bir ayı geride bırakan sürecinin ekonomideki izleri mercek altında alındı. AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı tarafından yapılan 8 sayfalık analizde vatandaşın kredi almaktan uzak durarak tüketimden kaçındığı görünüyor.İşte raporda öne çıkan tespitleroranı 16 Aralık itibariyle yüzde 8.90 seviyesindeyken, 27 Aralık'ta yüzde 10.08, 6 Ocak'ta da yüzde 10.26 seviyesine ulaşmış ve daha sonra 14 Ocak tarihinde yüzde 9.95 seviyesine gerilemiştir.Operasyonlarla birlikte ülkenin risk primi yükselmiştir. Yüzde 26.5'lik artış, ve sektörün daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına, ülkemizin daha az yabancı sermaye çekmesine, siyasi riskimizin çok arttığına işaret etmektedir. Vatandaşların , ihtiyaç ve diğer kredileri kullanmasını olumsuz yönde etkilemektedir.9 Aralık'ta 2.046 seviyelerinde olan dolar, 15 Ocak'ta 2.198 seviyelerine ulaşmıştır.Reel kesimin yabancı para pozisyon açığında 25.18 milyar TL artış oldu.16 Aralık tarihinden itibaren borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinde yaşanan düşüş, 14 Ocak itibarıyla yaklaşık 50.5 milyar TL olarak hesaplanmıştır.Operasyon öncesi 19.75 milyar TL olan 'ın piyasa değeri, 16.5 milyar TL'ye kadar düşmüştür. Söz konusu dönemde Halkbank'ın piyasa değerinde 3.25 milyar TL azalma yaşanmıştır.Kısa vadeli dış borç stoku 18.9 milyar TL arttı.TÜRKİYE GAZETESİ
'Allah'ın Vasıflarını Taşıyan Lider' Dil Sürçmesiymiş...
AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan'ın Başbakan Erdoğan için 'Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan lider' nitelemesine Hüseyin Çelik'ten açıklama geldi AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan , Başbakan Tayyip Erdoğan için “Bugün Türkiye’de Allahu Teala’nın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var” deyince dikkat çekti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de Twitter hesabından açıklama yaparak Arslan'ın dilinin sürçtüğünü iddia etti. T24
Borsa'dan 'Şeytani' Kapanış: 66.666!
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, ilk seansı önceki kapanışa göre 252,50 puanlık yükselişle 66.666,09 puandan tamamladı. Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, ilk seansı önceki kapanışa göre 252,50 puanlık yükselişle 66.666,09 puandan tamamladı. Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri ilk seansta önceki kapanışa göre ortalama yüzde 0,38 oranında değer kazanırken toplam işlem hacmi 1 milyar 161 milyon lira oldu. İlk seansta bankacılık endeksi yüzde 0,68, holding endeksi ise yüzde 0,57 oranında değer kazandı. ABD tarımdışı istihdam verilerinin beklendiği ortamda yurt içi haber akışı borsada dalgalanmanın devam etmesine neden oldu. 67.200 direnç bölgesini güncelliğini koruduğunu belirten analistler, söz konusu seviyenin aşılamaması nedeniyle endekste yeniden 66.000 desteğine yönelik baskının oluştuğunu belirtiyor. Şu aşamada döviz sepetinin hisse piyasası açısından önemli bir gösterge olma özelliğini sürdürdüğünü ifade eden analistler, TL'deki eğilimin şimdilik 66.000 desteğinin korunmasını sağlayabildiğini ancak baskının azalması adına 67.200-67.300 direnç bölgesinin aşılması gerektiğini ifade ediyor. Analistler, 66.000 desteği altındaki kırılmaların ise BİST 100 endeksinde satış baskının yeniden artmasına neden olabileceğini öngörüyor. (AA)
Reklam