onedio
Görüş Bildir

Dilenci Haberleri

Dilenci ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Dilenci ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Kılıçdaroğlu: 'Ortadoğu'da Akan Kanın Sorumlusu Erdoğan'
MİT TIR'ları dosyasında yardım malzemesi değil, silah olduğunu söyleyen CHP lideri, 'Ortadoğu'da akan kanın sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu.' dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında Başbakan Erdoğan'a yüklenerek 'MİT TIR'ları dosyasının kapağını açtık ne gördük. Yardım dedikleri TIR'ların içinden silah çıktı. O silahlar El Kaide ve IŞİD militanlarına gidiyordu. Türkmenlere gitmiyordu. Sonra da Müslüman Müslüman'ı öldürüyor böyle olmaz diyorsun. Ortadoğu'da akan kanın sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu'dur.' dedi. KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI 'TÜRKİYE'NİN BÖLGEDE AĞIRLIĞI KALMADI' 'Pek çok ülkeyi gezecek, taraflarla konuşacak. Türkiye hesapta yok. Niye yok? Çünkü Türkiye'nin bölgede ağırlığı kalmadı. Türkiye'nin sözü nerede dinleniyor? Suriye'de mi? Irak'ta mı? Bir Katar'da bir Suudi Arabistan'da dinleniyor. Batılılar biliyorlar mı biliyorlar, BM genel sekreteri de biliyor. Türkiye artık bu defterde yok.' 'MAHMUT ABBAS'IN YAPTIĞI AÇIKLAMA GİZLENİYOR' 'Mahmud Abbas'ın yaptığı açıklama çok önemli. Bu açıklama gizleniyor, tartışılmıyor. Ne diyor Mahmud Abbas 'Tabi bu olaylar gerçekleştikten sonra biz tüm dünya ülkeleriyle ateşkesin sağlanması için çabamızı devam ettiriyoruz. Aynı şekilde Batı Şeria'da sürekli bir şekilde Filistinli gençlerle İsrailliler arasında çatışma çıkıyor. Tabi ki bizim talebimiz üzerine Mısırlı kardeşlerimiz girişimde bulundular. Bunun temel amacı ateşkesin sağlanmasını amaçlamaktadır.'' 'KATAR'LA BERABER HANGİ HALTLARI İŞLİYORSUNUZ SİZ, ÖLEN HER ÇOCUĞUN SORUMLUSUSUNUZ SİZ' 'Bu esasen 2012 yılındaki anlaşmaya tıpa tıp benzemektedir. İsrail tarafı bunu kabul etti. Bizim de kabul etmemiz gerekiyor ki İsrail tarafını sıkıntıya sokalım. Çok açık net. Mısır'a gittik söyledik ateşkesi sağla. Mısır araya girdi, şartları oluşturdu. Bizim de bunu kabul etmemiz lazım, kabul edersek İsrail sıkıntıya girecek. Çok net. Niye söylüyor bunu? Mısır Dışişleri açıklama yapmıştı: 'Ateşkesi sağlayacağız Türkiye ve Katar engel oluyor.' Mahmud Abbas da bunu söylüyor. Katar'la beraber hangi haltları işliyorsunuz siz? Ölen her çocuğun sorumlususunuz siz. Mahmud Abbas net söylüyor. Sen kabul etmeyin diye bastırıyorsun. Neden?' 'Eskiden Ortadoğu’ya gelenler Türkiye’ye uğrarlardı. Hiç uğramıyorlar, gerek yok diyorlar. Söylemi ve eylemi tutarlı olursa bir başbakanın hiçbir sorunumuz olmaz. Söylemi de eylemi de vardır. Birileri destekler, dersiniz ki evet ne söylediyse onu yaptı. Ama farklılık varsa onun kaynağını güvensizlik oluşur. Güvensizliğin temel nedeni bol laf var ama yapılan hiçbir şey yok. Sabah akşam konuşuyor 20 kez. Ne yapıyorsun? Hiçbir şey. Dış politika konuşmakla çözülmez. Gereğini yapıyorsanız o sadece dedikodudan ibaret kalır.' 'ORTADOĞU'DA AKAN KANIN SORUMLUSU ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU İKİLİSİDİR' 'Ortadoğu’da akan kanın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisidir. Bakın, bilginler bir araya gelmişler olaylar tartışılıyor. Erdoğan da katıldı. Ortadoğu’daki örgütleri anlatıyor. “Bu örgütler Müslüman kardeşleri katlediyorlar. Akan kan Müslüman kanıdır” 'İNSANİ YARDIM MALZEMESİ DEĞİL, GİDEN FÜZELER' 'Diyorlardı ya, efendim biz oraya ilaç gönderiyor, insani yardım malzemesi gönderiyoruz, gizli gönderiyoruz. Dosyanın kapağını açtık. İnsani yardım malzemesi değil giden füzeler, silahlar. Kime gidiyor? El Kaideye ve IŞİD’e gidiyor. Ne diyor? Müslüman Müslümanı öldürür mü diyor. Öldüren de sensin. Onun eline silah veren sensin. Utanmadan bunu söyleyen de sensin. Böyle bir tablo olabilir mi?' 'Adana MİT bölge başkanının haberi yok. TIR’ları yüklemişsin götürüyorsun. Bu tablodan hepimizin ders çıkarması gerekiyor. Nasıl ders çıkaracağız sandığa gideceğiz. Ya Ortadoğu bataklığına sürükleneceğiz, ya çıkacağız. Seçim kimin? Seçim yurttaşların. Kimse haberim yoktu demesin. Efendim orada silah vardı yoktu onu da demesin. O silahlar Türkmenlere gidiyordu, hayır efendim Türkmenler silah falan gittiği yok. Kimsenin de sahip çıktığı yok. Dosyada bunların hepsi var fotoğrafları, filmleri var. neden gizlilik kararı koyuyorlar? Vatandaş öğrenmesin diyor.' 'GAZZE'DE İNSANLAR ÖLÜYOR, YAKITI BUNLAR VERİYOR' 'Orada insanlar öldürülüyor Gazze’de. Yakıtı bunlar veriyor. Ne yaptın sen? İsrail ile ticari ilişkilerini mi, askeri ilişkilerini mi kestin, hayır. Bak dedik Malatya’da Kürecik radar istasyonu var, radarı kapatırsın. Yapabilir mi? Kürecik’in yanına bile gelmiyor. Efendim diyor bu NATO’nun diyor. Yine yalan söylüyor 2014 sonunda NATO’ya devredilecek daha NATO’nun değil.' 'O RADAR İSTASYONUNUN NEDEN KURULDUĞUNU HEPİMİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ' '10 Şubat 2012. ABD ile İsrail ortak bir tatbikat yapıyorlar, Kürecik istasyonuyla İsrail’deki benzerini haber konusunda bir aksama çıkar mı çıkmaz mı test ediliyor. Her türlü bilgi oraya aktarılıyor. O radar istasyonunun neden kurulduğunu çok iyi biliyoruz. İran ile İsrail arasındaki gerginlik nedeniyle, İran’dan atılacak füzenin önceden bildirilmesi gerekiyordu, kurulma nedeni bu. NATO’nun falan da değil. Ama yüreği yetmez, yapamaz bunu sadece konuşur. Cezalandıracaksan adam gibi karar alacaksın. Hep beraber arkanda dururuz. Erdoğan sözünü tuttu, Kürecik’i kapattı. Eyvallah. Yapıyor musun? Yapamıyorsun, o zaman konuşmayacaksın.' 'TÜRKİYE DIŞLANMIŞ DURUMDA' 'BM Güvenlik Konseyi toplandı, çağrıyı kim yaptı Türkiye mi? Hayır, Ürdün yaptı. Bakın Türkiye dışlanmış durumda. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’de. Gazze’de bir dram yaşanıypr, Suriye’de de bir dram yaşanıyor, Türkiye’de de bir dram yaşanıyor. 81 ilden herhangi birine gidin Suriyeli bir dilenci çocuk göreceksiniz. O çocukları vatanından kim etti? O aileleler hangi gerekçelerle ayrıldılar? Silahla oraya militan sokan hangi ülkeydi? Yazık günah değil mi arkadaşlar. Gazze’de Suriye’de Türkiye’de dram var. ama sadece bir şey yapılıyor, sadece konuşuluyor.' 'EL KAİDE MİLİTANLARINA SİLAH GÖNDERİLİYOR, KAN DAHA FAZLA AKSIN DİYE' 'El Kaide militanlarına silah gönderiliyor, kan daha fazla aksın diye. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne oluyor bu ülkede diye.' 'BÜTÜN DÜNYANIN OYUNCAĞI OLDUNUZ' 'Biz oyun kurucuyuz diyorlardı. Hangi oyunu kurdunuz siz? Bütün dünyanın oyuncağı oldunuz. Ben Türkiye adına üzülüyorum, onlar adına değil.' 'Mavi Marmara’dan sonra atıp tuttular. Sonra ne yaptılar? OECD üyeliğinde vetoyu kaldırdılar. Hani siz karşıydınız?' 'EKMELEDDİN BEY ÇOK ÖNEMLİ BİR FIRSAT' 'Ekmeleddin Bey çok önemli bir fırsat sunuyor bize. Ortadoğu’da İslam dünyasında Batı’da bir ağırlığı var. sözü dinlenen bir isim. Ve önemli bir fırsatı yakalamış durumdayız. Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini Ekmeleddin Bey'den yana yapmak durumundadır.' 'Hepimize büyük görevler düşüyor. Şikayetçiysen sorunun çözülmesini istiyorsan, dünyada itibarı olması gereken bir insanı istiyorsan, tercihimiz açık. Yönümüz belli Ekmeleddin İhsanoğlu Bey'den yana oyumuzu kullanmak zorundayız.' 'HAYATIMDA DUYDUĞUM EN SAÇMA ŞEYLERDEN BİRİSİ' 'Erdoğan dedi ki 'Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a gitti orada bir otelde konuştu' diyor. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. STK’nın davetiyle gidiyoruz, onlar soracak biz cevap vereceğiz. Anlattık, düşüncelerimizi anlattık. Beğenirler veya beğenmezler düşüncelerimizi aktardık. Çok rahatsız olmuş, 'Biz sorunu çözeceğiz ama CHP karşı çıkıyor' diyorlardı. Bu kozu da elinden aldık.' 'EĞER BENİM YAPTIĞIMI YAPABİLİRSEN SENİ KUTLAYACAĞIM' 'Şimdi ben ona söylüyorum. Eğer sen benim yaptığımı yapabilirsen seni kutlayacağım. Sen de davetlerine icabet et. Seni de çağırıyorlar. Git sen de aynı otelde, istersen meydanda. Onlar sana soru sorsunlar sen de cevabını ver. Yapabilir misin? Bunu yapmak için adamda yürek lazım yürek. Olaylara adam gibi bakmak lazım. Sorunları çözmede samimi olmak lazım. İçten pazarlıklı olmamak lazım. Biz böyle partiyiz. Evet gittim konuştum, bütün sorulara da yanıt verdim. Şimdi sıra sende cesaretin varsa git. Havuz medyası diyoruz arkadaşlarımız itiraz ediyor havuz güzel bir şey haram medya diyorlar. Haram medyadan al birkaç kişiyi git.' 'BUNLAR KADDAFİ'Yİ SIRTINDAN BIÇAKLADILAR' 'Aman Libya’ya gitmeyin, oradaki Türkler gelsinler. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümüydü 20 Temmuz. Sayın cumhurbaşkanı gitti, bizden de arkadaşlar gittiler. Kıbrıs barış harekatıyla Libya’yla aramızda özel bir bağ oluştu. Batı bize yakıt, gönderdi. Rahmetli Kaddafi’ydi. Bütün hangarları açtı. Yakıt tekerlek gönderdi. Özel bir dostluk oluştu. Ama bunlar geldiler. Kaddafi’yi sırtından bıçakladılar ve linç ettiler. Davutoğlu bavuluna para doldurup, Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra koşa koşa Libya’ya gitti. Suriye’de ne olduysa Libya'da anyı şey oluyor. Kime kardeşim dediyse oraya felaket getirdi. İnşallah bana kardeşim falan demez.' 'BUGÜN BENİM FİLMİMİ GÖSTERMİŞ' 'Bugün grup toplantısı yapmış, açıklamış, Kılıçdaroğlu’yla ilgili film göstereceğim diye. Oğlumla çünkü parayı sıfırla diye konuşma yapmadık, ablasını göndermedik. Nedir bu diye merak ettim. Meğer Savaş Ay program yapmış. Beni takip ediyor. Ben arada bir gösteriyorum ya onun yalanlarını nasıl malı götürdüğünü. Diyor ki “Gafil Kılıçdaroğlu, şerefli ol, omurgalı ol, ecdadından dik durmayı öğren.” diyor.' 'BEN ŞEREFLİ OLMAYI BABAMDAN ÖĞRENDİM' 'Ben şerefli olmayı babamdan öğrendim, çünkü haram lokma yemem. Omurgalı olmayı ailemden çevremden arkadaşlarımdan öğretmenlerimden öğrendim. Ecdadından dik durmayı öğren, eyvallah ecdadımdan dik durmayı öğrendim. Ben hiçbir zaman, bizim askerin başına çuval geçirirken çark etmedim. Bana söylediği sözler dolayısıyla… bu nitelikler sende var mı acaba? 'ŞEREF'TEN BAHSEDİYOR, HANGİ ŞEREF?' 'Şereften bahsediyor. Hangi şeref? Herhalde bir arkadaşı şeref var ondan bahsediyor. Omurgalı olmaktan… Omurga yok ki omurgalı olsun. bugün söylediğini yarın yalanlıyor. Eşini ailesini ülkesini kişisel kariyeri için kullanıyor. Çocuklarını bile kullanıyor. Yalanın büyük ustası. Eyvallah ben söylemiyorum bütün dünya biliyor artık. “Kılıçdaroğlu’nu Rahşan affı kurtardı” diyor. Benimle ilgili bir şey bulacaklar tabi. Bürokraside çalışmışız 27,5 yıl. Maliye’ye bakıyorlar, Bağkur’a bakıyorlar, hesap uzmanı dönemine bakıyorlar bir şey yok. SSK’ya bakıyorlar, 2010’da bir olay hazırlanıyor. 11,11,2008. Teftiş kuruluna bir görev veriyorlar. 90’lı yıllardaki bütün inşaat ihalelerini inceleyin. İki yıl. Sonunda 21 Haziran 2010’da tek sayfalık bir metin. Belgeyle konuşuyoruz, yalan söylemiyoruz. Araştırdık baktık her tarafı inceledik diyorlar.' 'BÜTÜN UĞRAŞLARINA RAĞMEN BİR ŞEY BULAMADI' 'Raporun sonunda şöyle diyor “Yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığından olurlarınıza arz ederim” bitti. Bütün uğraşlarına rağmen bir şey bulamadı. Bulamazsın kardeşim. Bana haram yememeyi, kul hakkına el uzatmamayı öğretmediler.' 'BURADAN ÇOK NET ÇAĞRIDA BULUNUYORUM: ERKEKSEN...' 'Ben ona çok net çağrıda bulunuyorum. Bir Kasımpaşalı gibi söyleyelim. Erkeksen, senin istediğin havuz medyasında… Pardon haram medyasında. Senin istediğin gazetecilerle, sadece SSK’yı görüşmek üzere oturalım. Sen soracaksın. İstediğin soruyu sor. Arzu ediyorsan yanına Melih Gökçek’i de alabilirsin. Çıkarız ben sana sadece bir soru soracağım. Ama sen sınırsız soruyu sorabilirsin. Her soruya verebilecek cevabımız var. çünkü bizim alnımız kirli değil.' 'SADECE ONA ŞUNU SORACAĞIM' 'Sen gittin Libya’ya. İnsan hakları ödülü aldın. Sana 250 bin dolar para verdiler. Sen dedin ki, hayır kuruluşlarına vereceğim. Sana sorum şu. Önceden söylüyorum ki hazırlık yap. Bizde gizli işler yok. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Çıkabilir mi televizyonlara? Mümkün değil. Eğer erkeksen karşıma çıkarsın.'haberler.com
Köyde Ağaydı Şehirde Dilenci Oldu
Terör gerekçesiyle köyü boşaltılan ve şehre göçmek zorunda kalanlardan biri 76 yaşındaki Süleyman Baran. 1994’te varını yoğunu bırakıp ayrılmış Kutlu köyünden. Bağlar ilçesinde hayatını devam ettirmeye çalışan Baran, “Ekmek bulamadığım zaman sokak başında el açıp dilenmek zorunda kalıyorum.” diyor. Süleyman Baran 76 yaşında. 30 yıl önce Diyarbakır'da Lice'nin Kutlu köyünün varlıklı ailelerinden biriydi. Tarlası, bağı, traktörü, koyun ve keçileri vardı. Mutlu ve huzurluydu. Kendi tabiriyle ağaydı. Yıllarca önce köyü güvenlik gerekçesiyle boşaltılınca topraklarından kopmak zorunda kaldı. Şimdi Bağlar ilçesinde 70 yaşındaki hayat arkadaşıyla geçim mücadelesi veriyor. Şehrin en köhne yerinde eşi Emine Baran'la yaşayan Süleyman amca, çöplerden ekmek topluyor. Baran, “Ekmek bulamadığım zaman sokak başında el açıp dilenmek zorunda kalıyorum. Bunu yaparken çok utanıyorum ama insan mecbur kalınca neler yapıyormuş bunu da öğrenmiş oldum.' diyor. Kendisi gibi köyünü terk etmek zorunda kalan akrabaları, ülkenin farklı yerlerinde varoşlarda. Birbirinden habersiz… SİNAN YILMAZ | Zaman
Paralarını Alamayan İşçiler Fabrikayı Bastı
Fabrika girişinde masa, sandalye ve tekstil malzemeleri yakan ve barikat kuran işçilerin bekleyişi sürüyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir dokuma fabrikasından çıkarılan ve tazminat ile ücretlerini alamadıklarını söyleyen işçiler, fabrikayı bastı. Sadece bekçisi bulunan fabrikaya giren işçiler tekstil ürünleri, masa ve sandalye gibi büro malzemelerini ateşe verdi. Fabrika girişine 'İşçiler kardeş, patron kalleş', 'Biz hakkımızı istiyoruz', 'Dilenci değiliz paralarımızı istiyoruz' yazılı dövizler asıldı. Dokuma tezgahlarını fabrika girişine barikat olarak çıkaran işçiler, 1200 işçinin 20 milyon lira tutan ücretlerinin ödenmesini talep etti. Bugüne kadar başvurdukları yasal süreç ve görüşmelerden bir sonuç çıkmadığını belirten işçiler, paralarının fabrikaya getirilmesini bekleyeceklerini söyledi. Bina içerisinde amonyak kazanlarının bulunduğunu ve gerekirse patlatacaklarını savunan işçiler, jandarmanın firma yetkilileriyle telefonda görüştürmesine rağmen ikna edilmedi. DIŞARIDAN KİMSEYİ ALMADILAR Bu arada işçi olmadığı halde fabrika bahçesine girip eyleme katılmaya çalışan kişilere işçiler izin vermedi. Dışarıda itfaiye ve sağlık ekipleri hazır bulunurken, jandarma olası bir müdahale için hazır bekletiliyor. Akif ARICI/ANTALYA, (DHA)
Vali Mutlu'dan 'Suriyeli Dilenci' Açıklaması
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, kentte dilencilik yapan ve sokaklarda yaşayan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili olarak, 'Çok kısa sürede ciddi ve yeni bir uygulama başlatacağız' dedi. İl Koordinasyon Kurulu 2014 Yılı 2'nci Dönem Toplantısı, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun başkanlığında yapıldı. İstanbul Valiliği'nin Vatan Caddesi'nde bulunan Ek Hizmet Binası'nda gerçekleştirilen toplantıya, İstanbul'daki bazı ilçelerin kaymakamları, kamu kurum ve kuruluşlarının birinci derecedeki yetkilileri ile ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sanayi ve ticaret odaları, ilgili derneklerin temsilcileri katıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Vali Mutlu, İstanbul'da devam etmekte olan 1.026 yatırım projesi olduğunu söyledi. 2014 yılı için çok ciddi bir ödenek olduğunun altını çizen Mutlu, '8 milyar 829 milyon hem genel bütçe hem de yerel yönetimler itibariyle önemli bir kaynak var. Bizim hedefimiz, bu kaynağın İstanbullulara yatırıma dönüştürülebilmesidir. Bunun süratle tamamlanabilmesi için bürokrasimizin iyi bir takip içinde olması gerekiyor. Halen ihalesi tamamlanmadığı için çalışmalara başlanmayan pek çok projemiz var. Hem başlanmamış olanların süratle başlatılması hem de mevcutların ödeneklerinin kullanılma oranlarının yükseltilerek elimizdeki ödeneklerin yatırıma dönüştürülebilmesi, kurum yöneticisi olarak bizlerin diğer pek çok önemli işlerimizin yanı sıra önemli işlerimizden biridir' diye konuştu. İstanbul'da 2014 yılında yapımı devam etmekte olan yatırımların görüşüldüğü toplantıda, ilgili kamu kurum ve kuruluşların yetkilileri çalışmalar hakkında bilgiler verdi. SURİYELİ SIĞINMACILAR Vali Hüseyin Avni Mutlu, toplantının sonunda sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine söz vererek, sorularını yanıtladı. Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Levent Küçük, İstanbul'da yaşayan Suriyeli sığınmacıların sorunlarına dikkat çekerek, Vali Mutlu'ya, 'İstanbul'da her geçen gün artan bir Suriyeli sığınmacı sorunu var. Çeşitli şehirlerde bir takım olumsuzluklar yaşanıyor. Dilencilik yapan, viyadük altlarında yaşayan Suriyeli sığınmacıların barınmaları için tedbir almak adına toplama kampları düşünülüyor mu?' şeklinde bir soru yöneltti. 'İSTANBUL'DA 67 BİN SURİYELİ MİSAFİRİMİZ VAR' Vali Mutlu, şu yanıtı verdi: 'Bugün ülkemizde statüleri itibariyle sığınmacı, geçici sığınmacı gibi sıfatları kullanmadığımız ve oldukça kalabalık bir Suriyeli misafirimiz var. Biz, bunların İstanbul'da nerede oturduklarını, nasıl geçindiklerini, eğitim durumlarını, bunun gibi pek çok farklı bilgiyi elimizdeki envanterlerimizde kayıt altına aldık. Şu anda İstanbul'da 67 bin Suriyeli misafirimiz var. Bu rakamın üzerine çıkma ihtimali yok. Son üç ay içerisinde adeta bu rakama sabitlendi.' 'ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DAHA İYİ NETİCELER ALACAĞIMIZ BİR ÇALIŞMA BAŞLATACAĞIZ' İstanbul'da özellikle mali durumu daha iyi, mesleği olan ve kendi ayakları üzerinde durabilen Suriyelilerin daha fazla olduğunu söyleyen Mutlu, şöyle devam etti: 'İstanbul'da orta halli, eğitim seviyesi biraz daha yüksek bir kesim var. Ancak tamamı böyle değil. Özellikle hepimizi üzen ve meşgul eden ve sokakta dilenmek suretiyle geçimini temin etmeye çalışan, şehrin meydanlarında, yollarında, çok farklı mekanlarda karşımıza çıkan tablolar var. Dilencilik ile ilgili mevzuatımızda, zabıta ekipleri dilencilikle mücadele eder ve buna müsaade etmez. Fakat öyle bir tablo var ki, hem Sultanahmet'te olsun hem Taksim Meydanı'nda olsun bir takım uygulamalar var. Buna rağmen bunun çok da fazla önüne geçilemediğini hep birlikte görüyoruz. Biz sokakta kalanlar için geçtiğimiz kış itibariyle biri Tuzla, diğeri Pendik olmak üzere iki tane misafirhane oluşturduk. 700 civarında misafiri 5-6 ay kadar orada muhafaza ettik. Bunlardan 500'den fazlasını geçtiğimiz ay itibariyle kendi rızalarıyla Şanlıurfa'ya gönderdik. Geri kalanları da İstanbul'da ev tutmak itibariyle kaldı. 'Kendi rızası olmayanların kamplara gönderilmesi' konusunda bir mevzuat düzenlemesi üzerinde çalışılıyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda çok daha iyi neticeler alabileceğimiz bir çalışmayı başlatmış olacağız.' 'BAZI SURİYELİLER, DİLENCİLİK YAPAN SURİYELİLERDEN RAHATSIZ' İstanbul'daki Suriyeli vatandaşların sorunları için kendileriyle çalışan Suriyeli temsilcilerin de bu durumdan rahatsızlık duyduklarını dile getirdiklerini aktaran Mutlu, 'Bu durumdan sadece İstanbullular değil, İstanbul'da kalan Suriyeliler de rahatsız oluyor. Suriyeli temsilciler bizlere gelerek, 'Bunlar bizim buradaki Suriyeli misafir olma imajımızı zedeliyorlar. Bu imaj bütün Suriyelileri olumsuz etkiliyor' diyorlar. Dolayısıyla bu konu ile ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Çok kısa sürede ciddi ve yeni bir uygulama başlatacağız' diye konuştu. Enver ALAS / İstanbul DHA
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Söze ne zaman “Suriyeli mülteciler sorunu” diye başlansa… İktidar çevrelerinden hep aynı ezber yükseliyor: Ne yani? Zulümden kaçan insanlara kucak açmasa mıydık? Ne yani? Kapatsa mıydık sınırımızı? Ne yani? Bıraksaydık da sefalet ve ölümle burun buruna mı kalsaydılar? Ne yani? Ne yani? Ne yani? Zulümden, sefaletten, ölümden kaçan insanlara sınırını elbette açacaksın muhterem. Ama senin yaptığın sadece sınırı açmak… Ötesi yok. Vicdan kapını aralamıyorsun bile. Şu tabloya bir bak Allah’ını seversen: Misafirin bir büyük sefaletin göbeğinde çırpınıyor, sen aldırmıyorsun. Misafirin sokaklarında el açıp dileniyor, sen bakıp geçiyorsun. Halkın misafirine düşman kesilmiş durumda, senden tık yok. Misafirin perişan, sen seyircisin. Misafirinin izzet ve onuru ayaklar altında, sen öyle bakıyorsun. Misafirin aç, senin umurunda bile değil. Misafirin kin ve nefretin hedefi haline gelmek üzere, sen umursamıyorsun. Efendiler! Ev sahipliği, misafire kapıyı açmakla bitmez. Ev sahipliği, misafire kapıyı açmakla başlar. Kendinize gelin.
Çocuk İstismarını Konu Alan Çarpıcı Bir Kısa Film: Zorundayım
Gökhan Oğuztimur'un istismar edilen çocuklar için çektiği Zorundayım adlı kısa filmde gönüllü çocuklar kamera karşısına geçti.Oyuncular; Dilenci çocuk , Böbreği alınan çocuk, Hırsız çocuk, Çöpçü çocuk, Gelin Çocuk, Molotofcu çocuk, Dayak yiyen çocuk , istismarın en önemli rollerini büyük bir titizlikle oynayarak izleyicilere gerçek hayatta çocukların başına gelen olayları anlattı. Aile bireyleri tarafından istismara maruz kalmış çocukların fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları diğer çocuklara göre iki kat daha fazla olup bu sorunlar intihar düşüncelerini ve girişimlerini de kapsıyor.Çocukların yaşlarının küçük olmasından kaynaklı polis ve diğer yardım kuruluşlarından destek alamaması bu durumu daha da üstü kapalı hale getiriyor.Türkiye'de son bir yılda rapor edilen çocuk istismarı sayısı 216.875 in üstünde. Ayrıca, dünya suç sıralamasında ülkemiz 3. sırada. Toplum baskısı, aile tepkisi gibi kavramlar yüzünden kayıt dışı olan gerçek sayının ne olduğu ise hiç bilinmiyor. Çekimleri bir hafta süren Zorundayım kısa filmi, sponsor desteği olmadan, Yönetmenin ,ekibin ve oyuncuların ücret talep etmediği bir Sosyal Sorumluluk Projesi olmuştur.KÜNYEOYUNCULARDİLENCİ ÇOCUK Beril ÇolaklarBÖBREĞİ ALINAN ÇOCUK Berkay DenizHIRSIZ ÇOCUK Ece KaradenizÇÖPÇÜ ÇOCUK Simay KaradenizGELİN ÇOCUK Öykü KayaMOLOTOFCU ÇOCUK Berkant KaradenizŞİDDET GÖREN ÇOCUK Canay YenilmezSENERYOEsra OğuztimurGÖRÜNTÜ YÖNETMENİYaşar TuranlıMAKYAJYaşar TuranlıYARDIMCI ASİSTANNeslişah KaynardağMÜZİK / KURGUGökhan OğuztimurFOTOĞRAF / FİLMGökhan OğuztimurYÖNETMENGökhan Oğuztimur
Güçlü Beyin Kitabından Beyni İlgilendiren 10 Önemli Alıntı
Beyni etkili kullanma kılavuzu olan Ahmet YILDIZ’ın “Güçlü Beyin”  kitabını sizin için okuduk. İçerisindeki yüzlerce önemli bilgiden size fayda sağlayacak ve merak duygunuzu harekete geçirecek 10 bilgiyi derledik. Ayrıca kitapda cevabını bulacağınız 10 soruyu da buradan sorduk.
Çerkesler'in Ne Kadar Asil Bir Halk Olduğunu Gösteren, Daha Önce Duymadığınız 13 Bilgi
“Çerkes” dendiğinde ilk akla gelenlerin başında hırçın, süratli ve bir o kadar da estetik dansları, eşsiz lezzetlerden oluşan zengin mutfağı, zarif ve kendine has güzelliğe sahip asil kızları ve yüzlerinin keskin hatlarıyla kadim bir kayayı andıran erkekleri geliyor. Biraz da klişeleşen bu kavramların dışında, bu halkı özel kılan ve duyduğunuzda çok şaşıracağınız birçok sıra dışı özellik bulunuyor. Bu derlemede, Kafkas halklarının daha önce hiç duymadığınız özellikleriyle tanışacak ve çok şaşıracak, belki de hayran kalacaksınız!