Sanıyor musunuz ki Doğa Ondan Aldıklarınızı Geri İstemeyecek?
NASA Türkiye'yi kapsayan Doğu Akdeniz bölgesi için kritik bir açıklama yaptı. Buna göre 1998 yılında başlayıp halen süren kuraklık son 900 yılın en etkili kuraklığı...
NASA Türkiye'yi de içine alan İsrail, Ürdün, Lübnan, Filistin, Kıbrıs ve Suriye'yi kapsayan Doğu Akdeniz bölgesinde 1998 yılında başlayan kuraklığın son 900 yılın en kötüsü olduğunu açıkladı. Dış basının yer ayırdığı ve tam olarak Amerikan Jeofizik Birliği'nin 'Geophysical Research-Atmospheres' dergisi tarafından yayınlanacak araştırmada ABD'nin New York kentindeki NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü'nden iklim bilimci Ben Cook ve ekibi 9 asırlık verileri inceledi.
Ben Cook ve ekibine göre Türkiye'nin de yer aldığı Doğu Akdeniz'de 1998 – 2012 yılları arasında görülen kuraklık, son 500 yılın en kuru döneminden yüzde 50 oranında daha şiddetli geçti. Son 900 yıla göre ise en kurak dönemden yüzde 10 – 20 arası daha kuraktı. Bu kuraklığın etkileri ise halen sürüyor. Doğu Akdeniz'in iklim koşullarını ve suyun azalışını anlamak için yapılan araştırma sonunda elde edilen veriler, kuraklığın oluşumunda doğal etkenlerle, insan kaynaklı küresel ısınma arasındaki farklılıkları gösterdi.
Cook, 'İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin önemi ve büyüklüğü, doğal iklim değişkenliğinin boyutlarını anlamamız gerektiğini gösterdi. Asırlar süren doğal değişkenliğin dışında kalan son olaylara ve anormalliklere bakarsak, bunlara insan kaynaklı iklim değişikliğinin sebep olduğunu görebiliriz' ifadesini kullandı.
Haber için bakınız.
Peki doğa bunu burada bırakacak mı? Hayır, senin ondan aldıklarını bir şekilde senden geri alacak. Bunu hala öğrenemedin mi?
1. Birazdan görecekleriniz Türkiye'nin dört bir köşesinde yaşanan kuraklığa dair fotoğraflar.
2. Daha ne kadarı var, nereler kuruyor, nereler tükendi tam olarak bilmiyoruz.
3. Çünkü kuraklık uyarısını bile NASA'dan alabiliyoruz ancak.
4. Üniversitelerimiz, bilim kurumlarımız çok daha önemli başka işlerle meşgul durumdalar.
5. Mesela nehirlerimiz bir bir kururken.
6. Dağlarımız, tepelerimiz çırılçıplak kalırken bu kurumlarda başka ince hesaplar dönüyor.
7. Önceliğimizin doğayı korumak olduğunu bir türlü anlayamadık, anlatamadık.
8. Çünkü sen yol yapmak, fabrika dikmek, santral kurmak için gözünü kırpmadan yeşil harcayacak kadar cömert olamazsın, olmamalısın.
9. Sen o dere akmadan, o ağaç yaprak çıkarmadan, o hava temiz kalmadan enerji üretemezsin, yolda gidemezsin, evde oturamazsın.
10. İnsanoğlu az elektrikle, daha kısa yollarla, daha küçük evlerle yaşar ama su olmadan, hava olmadan yaşayamaz.
11. Sen hayatta kalabilmen için en gerekli şeyleri böylesine hunharca katledemezsin.
12. Sen herkesin olan ağacı, yeşili, ormanı, doğayı babanın malı gibi yok edemez, kafana göre kullanamazsın.
13. Bu ülkenin her ağacı, her çiçeği, her ormanı hepimizin ve bunlar hakkındaki her uygulamada bizlerin de söz hakkı var.
14. Yarın birgün, ülke tamamen kuraklığın esiri olduğunda, tarlalar boşaldığında, nehirler kuruduğunda bunun ceremesini sadece sen çekmeyeceksin.
15. Hepimiz bu kurak, çorak ülkenin tutsağı olacağız.
16. Bu kadar düşüncesiz, bencil, maddiyatçı olmayın.
17. Doğa ondan aldıklarınızı, günü gelecek tek tek geri isteyecek, o zaman verecek hiçbir şeyimiz kalmayacak.
18. Kestiğiniz bu ağaçlar.
19. Kepçelerle daldığınız bu yeşillikler.
20. Yol kenarlarına yığdığınız bu kütükler.
21. Bu maden sahalarınız.
22. Bu HES inşaatlarınız.
23. Asit gibi erittiğiniz bu ormanlar.
24. Bu taş ocaklarınız.
25. Sahiplendiğiniz, bu herkesin malı ormanlar.
26. Öncesini unutturduğunuz bu çorak alanlar.
27. Bağrına bir bıçak gibi girdiğiniz bu ormanlar.
28. Bu otelleriniz.
29. Bu köprüleriniz.
30. Bu havaalanlarınız.
31. Bu saraylarınız.
32. Bu kamyonlarınız.
33. Bu lüks rezidanslarınız.
34. Bu çöpleriniz.
35. Bu santralleriniz bir gün hepimizi yok edecek...
36. Bizler, sizin yüzünüzden bu ülkede açlığa, sefalete, kuraklığa mahkum olmadan önce.
37. Sesimiz çıktığınca, elimizden geldiğince bağırmaya devam edeceğiz.
38. "Bu orman bizim, bu ağaç bizim, bu göl, bu nehir, bu dere hepimizin!" diye.
Yorum Yazın
AKP Hükümeti olduğu müddetçe bu cennet vatan, tamda Uzun Adamın sevdiği Arap bedevilerinin yaşayabileceği bir çölden ibaret olacak.
1000 yıllik ağacı yerinden söküp, inşallah tutar diye kilometrelerce uzağa götüren biri var başımızda.
Bi tane burada Ak-it vardı neydi adı Murat mıydı neydi nerede lan o göt lalesi gelsin bunuda savunsun !!!
o beyinsiz işine gelen şeylere atlıyo :D tek bildiği o komünist ve dinsiz demek...