PSİKOLOJİ

Bugün Z Kuşağı üyelerinin kendilerinden önceki kuşaklardan nasıl farklı olduklarını dinleyeceğiz.Sizin de aklınıza benzer farklar geliyorsa lütfen yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın.

Duygusal olarak birbirlerinden kopan, sürekli çatışma içinde olan ama çocukları için birlikte yaşamaya devam eden anne babalar “yasal” olarak boşanmadıkları halde, aslında “duygusal” olarak boşanmışlardır. Bu çiftler sadece aynı fiziksel ortamı paylaşmalarının çocuklarının yararına olduğu yanılgısına düşerek hem kendilerini hem de çocuklarını mutsuz bir yaşama mahkûm ederler. Çocuklarını boşanmanın olumsuzluklarından korumaya çalışırken, ona daha sarsıcı sorunlarla dolu bir ortam hazırladıklarının farkına bile varmazlar. Diğer yandan bunun farkında olarak boşanmayı seçen ama boşanma sürecini doğru yönetemeyen anne babalar ise çocuklarını boşanmanın yıkıcı etkileriyle karşı karşıya bırakırlar.

Bir koltuk, sizi bir lamba, bir sehpa derken evinizi baştan aşağı yenilemeye itiyorsa suçlu siz misiniz yoksa Diderot Etkisi mi? Bazı mağazaların labirent gibi koridorları ya da markaların cazip dünyasında nasıl birer alışveriş savaşçısına dönüştüğümüzü merak ettiniz mi hiç? Önceleri Twitter olarak bilinen X platformunda @ccemalcobanoglu isimli kullanıcı bu durumu güzelce anlatmış, gelin biz de öğrenelim. Detaylar içerikte. 👇Kaynak: 1

Dilan ve Engin Polat, sosyal medyada yıllardır olan kişiler olsa da son yıllarda dozunu artırdıkları gösteriş yine de insanlar tarafından ya gülünç, ya haset ya da şaşkınlık duygularıyla karşılanıyordu. Ancak alım gücündeki düşüş haset duygularını artırıp bir de üzerine işin içine aşağılama ve hakaret girince tepkiler arttı, yayıldı, medya konuya el attı ve beklenen son geldi. Peki bu sonu hesap etmede, görmezden gelerek, büyük bir körlük ve özgüvenle hareket eden Polat çiftinin psikolojisi için uzmanlar ne dedi?

Mutlu bir evlilik için gerekenler aslında çok basit olsa da bazenleri günün endişesi ile unutmak mümkün oluyor. Bugün mutlu bir evliliği 22 sırrını paylaşacağız.

Bugün alışagelmişin dışında kalarak partnerlerini aldattıktan sonra olanları anlatan 21 kişinin hikayesini sizin için topladık.

Çok üzülerek söyleyeceğim, bal gibi mutlu olur. Size öyle güzel yansıtır ki “bak neler kaybettin” görüntüsü yaratmaya çalışır. Fakat şunu unutma! Narsistlerin mutluluğu yapaydır. İçlerinden gelen bir mutluluk değil, sadece dışarıya o izlenimi vermek içindir. İnsanların beğenisini almak için gösterilen bir tiyatro sahnesi. Gerçeklikle alakası kesinlikle yok. Sen onun mutluluğunu araştırmaya çalıştıkça daha da mutsuz olacaksın. Narsist boşluk ve yalnızlık hissini kesinlikle sevmez. Boşluk ve yalnızlık hissi onun en büyük acısıdır. Bu acıya dayanamadığı için sizden sonra başkasını hemen bulur. Hatta sizin ayrılacağınızı hissettiği anda bile başkasını bulmaya başlar. Narsist ayrılık acısı yaşamamak içinde yerinize başkasını koyar. Kalkıp da sakın üzülmeyin “beni hiç sevmemiş, hemen başkasının koynuna atladı, bana değer vermemiş…” Bu düşüncelerin zihninizde dolaşması normal ama gerçeği yansıtmıyor. Narsistin aklı yine sizde ama o acısını hafifletmek için başka insanları yara bandı olarak kullanıyor.

Psikologlara göre aşk hem normal hem de nörotik olmaktır, yaratıcı ve yıkıcıdır. Platon, aşkı güzelliği anlama ve deneyimleme isteği ya da dürtüsü olduğunu belirtir. Sokrates ise arzu olmadan aşk diye bir şeyi olamayacağını savunur. Özetle, herkesin kendine göre bir aşk tanımı vardır. Aşk birçok bileşenin bir araya gelmesiyle doğan, kesin bir tanım ile sınırlandırılamayan bir olgudur. En iyi tanımı bile hep eksik kalmıştır. Henry T. Fink, Romantic Love and Beauty adlı eserinde “Aşk öyle bir çelişkiler silsilesidir ve öyle sonsuz rengiyle biçimi vardır ki, hakkında ne söylerseniz söyleyin muhtemelen doğrudur.” demiştir.

MyersBriggs Kişilik Tipi Göstergesi (MBTI) tarafından belirlenen kişilik tipi testini sanıyoruz ki artık çözmeyen yoktur. Peki bu 16 kişilik arasından çözen insanlarda en nadir görülen kişilik hangisi? Gelin birlikte öğrenelim...

Geçtiğimiz yıllarda Müge Anlı ve Tatlı Sert programında konuk Psikiyatrist olarak görev alan Prof. Dr. Arif Verimli'yi hepimiz tanıyoruz. Verimli'nin gündemin ortasına aniden dalıp ilginç sözler sarf ettiğine sık sık tanık oluyoruz. Yine kulağa garip gelen sözleri ile gündem olan Verimli, ruh hastalıklarını karşılaştırdı.

Mükemmel anne baba olabilmek her yiğidin harcı değil; herkes bunun farkında. Ebeveynliği deneyimleyen ya da dışarıdan gözlemleyen sosyal medya kullanıcıları, yaptıkları çarpıcı tespitler ile hem şaşırttı hem de tartışmaya yol açan düşüncelerini de paylaştılar. Bakalım siz kaçına hak vereceksiniz? Buyurun 👇

Merhaba Sevgili Onedio Ailesi! Bugün yemek ve duyguların biliminden konuşuyoruz.  Duygular hayatımızın merkezindeki deneyimlerdir. Birçok insan için yemekte merkeze yakındır diyebiliriz 😊 Mutlu, heyecanlı, coşkulu, veya üzgün de olsak, bu hayatın kendisidir. Bu bölümde anlıyoruz ki; duygular, beynimiz ve bedenimiz arasında kimyasal reaksiyonlardan meydana geliyor ve beslenme biçimimiz de bunu oldukça etkileme gücüne sahip.

Boşanma ve velayet davaları genellikle ebeveynlerin aşırı davranışlarına neden olabilecek yüksek stresli ve tartışmalı olaylardır. Bu süreç ve sonrasındaki olumsuz davranışlar kadınlarda daha çok görüldüğü için “Boşanmada Kötü Niyetli Anne Sendromu” olarak adlandırılır.  Bu durumdaki kadınlar, boşanma sürecinde veya boşandıktan sonra eski eşini cezalandırmak ve ondan intikam almak için çocuklarına zarar verecek veya onları babalarından mahrum bırakacak kadar ileri gittiği aşırı uçtaki davranışlar sergilerler.

Toplum içerisinde kelime anlamı “kırıştırmak” olan flört, kişilerin duygusal bağ kurma aracı olarak popüler kültür ile birlikte ortaya çıktı. Böylece kişi, var olabilme becerisini kanıtlayabilmek için içerisinde aşk, sevgi, saygı, değer, tutku ve bağlılığı barındıran duygusal bağ kurmayı flört edinerek gerçekleştirmiş oldu.

Şu sıralar okullarda kanlı para adında bir oyun oynanmakta. Hatta iki gün önce benim kızım da eve gelip bu oyunu arkadaşlarıyla oynadığını ballandıra ballandıra bana anlattı. Anladığım kadarıyla oyunun başlangıçları esasen fena değil. Ama sonunda kaybettiğinizde elinizi yumruk yaparak masanın üzerine koyuyorsunuz ve diğer oyuncular madeni parayı sizin elinize fırlatıyorlar. Özellikle eklem bölgelerin hedef alındığı bir oyun kan akana kadar devam ediyor.Hatta bazı çocuklar bu madeni paranın etrafını tırtık yaparak oyunu daha tehlikeli hale getiriyorlar.