Levent Uysal Yazio: Geleceğin Savaşları Ne Üzerine Olacak?
Bir gün robotlar bizi yönetecek diye karamsar olmaya gerek yok. Biz doğru şekilde planlama yapalım, doğruya iyiye ulaşma amacında olalım. Karşımıza çıkacak soru ve sorunları da aşacağımıza inanıyorum. Bazı sorunları şu anda göremiyor olabiliriz, ancak doğru eğitimle birlikte, bu sorunlar karşımızda çıktığında, çözecek yetide olacağız. Ama devam edeyim. Çok yakın bir tarihte, sayısız kaynakla oluşturulmuş büyük orduların birkaç bilgisayar veya birkaç kişi karşısında yenilgiye uğraması kaçınılmaz hale gelecek. Öyle ki, yapay zekâ sayesinde belki de insana gerek bile olmayacak. Bu yeni ortamla birlikte, yalnızca savaşların şekli değil aktörleri de değişiyor. Artık sadece devletler değil, organizasyonlar, gruplar, bireyler bile taraf olabiliyor.
Savaş teknolojileri tarih boyunca var olma içgüdüsüyle birlikte ortaya çıkmıştır.
Siber saldırılar sayesinde daha az kaynakla, insan gücüyle, daha az zaman harcayarak, daha fazla savunma ve saldırı şansı ele geçiyor, üstelik daha az riskli.
Hal böyleyken, siber savunmanın ve stratejilerin önemi göz ardı edilemez.
Önümüzdeki on yıl içinde, nasıl kendi fiziksel güvenliğimiz için kapılarımızı kilitliyor, arabada kemerlerimizi bağlıyor, motosiklete binerken kaskımızı takıyorsak, siber güvenlik konusunda da aynı bu şekilde farkındalığımız artmış olacak ve aynı şekilde siber güvenliğimiz için rutinlerimiz olacak. Artan siber saldırılar ve siber güvenliğin önemine bağlı olarak da siber saldırılara karşı savunması ve stratejileri nitelikli olan ülkeler gücü elinde tutan ülkeler olacak, bu ülkelerden biri olmanın yolu da bugün değişime açık olmaktan, değişimi yönetebilmekten geçiyor.
Her şey tek tıkla elimizin altındayken, dünyanın öbür ucunda yaşanan bir olaya anında ulaşabiliyorken, yaşananlara anında müdahale edebiliyorken; dijital çağın değişimlerini takip etmemek, askerleri dijital dünyaya uyarlamamak, kaynakların tamamını eski tip savaş ortamında üstünlük için yürütülen çalışmalara yönlendirmek, oluşan yeni siber ortamı tanıyan dijital askerler yetiştirememek, çok yakın bir tarihte, değişim için çok geç kalmamıza sebep olacak. Oysa zekâsını doğru şekilde kullanan, doğru araçlara yönelip doğru şekilde kaynak dağılımı yapan kişi; silah, tank, tüfek kullanandan çok çok üstün artık. Ne yazık ki, teknolojiden korkan; hem içinde olup hem de aslında son derece dışında olan; yönetmek, yönlendirmek bir yana efektif olarak kullanamayan bir toplum yapısındayız. Bir yandan teknolojiyi hayatımızın her alanına dâhil ediyor, getirdiği kolaylıklardan faydalanıyor; bir yandan da varlığından sürekli şikâyet edip onu kötülüyoruz.
Bir türlü onu anlamıyor, anlamaya da çalışmıyoruz, hayatlarımıza onu doğru şekilde entegre edemiyoruz. Oysa siber savaş döneminde, güçlü bir figür olabilmek için yapmamız gereken ilk şey; teknolojiyi yalnızca kullanan olmaktan çıkmamız ve onu yöneten konumuna gelmemiz gerektiğini anlamalıyız. Siber savunma ve strateji alanlarına yatırım yapmalı, bu alanı bilen ve bu alanı kontrol edebilen askerler yetiştirmeliyiz. Çok yakın bir tarihte savaşlar tamamen dijital ortama entegre olmuş olacak ve bu ortamı yöneten, dünyanın yönetiminde de söz sahibi olacak. Bu alanda güçlü olabilmek için de bilim ve siyaseti üreten kurumlarda, siber savunma alanında çalışmaların yapılması, bu çalışmaların sürekliliğinin sağlanması gerekli, ancak bu şekilde içinde bulunduğumuz dijital çağda var olabilir, barış ortamını sağlayabiliriz.
Yorum Yazın