onedio
Görüş Bildir
Türkiye İle Letonya İkili Ticaret Hacmini Yükseltmeyi Hedefliyor
ANKARA (AA) - Türkiye'nin Riga Büyükelçisi Gülsun Erkul, Türkiye-Letonya ekonomik ve ticari ilişkilerinin potansiyelin altında olduğunu belirterek, ikili ticaret hacmini ilk etapta 1 milyar dolara yükseltmenin en önemli hedeflerinden biri olduğunu söyledi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Letonya İş Konseyince çevrim içi düzenlenen 'Baltık Ülkeleri İş Fırsatları Letonya-Kayseri İş Dünyası ile Buluşma' etkinliğinde karşılıklı iş ve yatırım fırsatları konuşuldu.Etkinliğe, DEİK Başkanı Nail Olpak, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, DEİK Türkiye-Letonya İş Konseyi Başkanı Mustafa Necati Işık, Kayseri Sanayi Odası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyüksimitçi, Türkiye'nin Riga Büyükelçisi Gülsun Erkul ve Letonya'nın Ankara Büyükelçisi Peteris Vaivars ile iş dünyasından çok sayıda temsilci katıldı.Türkiye'nin Riga Büyükelçisi Erkul, yaklaşık iki buçuk yıldır 'mükemmel ilişkilere sahip dost ve müttefik bir ülkede' görev yapması dolayısıyla kendini şanslı gördüğünü vurguladı.Erkul, Letonya'nın Ankara Büyükelçisi Vaivars'ın da bu hissiyatı paylaştığını öğrenmekten memnuniyet duyduğunu aktararak, ikili ilişkilerin siyasi sorunlardan muaf ve uluslararası alanda dayanışma içerisinde olmasının, ilişkilerin diğer alanlarına odaklanma fırsatı verdiğini kaydetti.Bunun başında ekonomi ve ticari ilişkilerin geldiğini aktaran Erkul, 2020'de bu alandaki en önemli gelişmenin ilk kez düzenlenen 'Ekonomik ve Ticari Ortak Komitesi Toplantısı (JETCO)' olduğuna dikkati çekti. Mekanizmanın 2014'te oluşturulduğunun ancak bugüne kadar fiilen hayata geçirilemediğinin altını çizen Erkul, toplantının salgın koşullarında video konferans yöntemiyle yapılmış olmasının bile çok kıymetli olduğunu vurguladı.Büyükelçi Erkul, 'Salgın koşullarının el vermesi halinde, 2. JETCO toplantısını ve toplantı marjında iki ülke iş çevrelerini bir araya getirecek iş forumunu da ülkemizde düzenlemeyi ümitle, hevesle ve heyecanla bekliyoruz.' dedi. İkili ticaret hacminde hedef 1 milyar dolar İki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkileri konusunda gözlem ve beklentilerine değinen Erkul, 'Türk-Leton ekonomik ve ticari ilişkilerinin potansiyelin altında olduğu tespitini dürüstçe yapmamız gerekiyor.' diye konuştu.Erkul, Türkiye-Letonya ticaret hacminin düştüğünü ve sürdürülebilir bir artıştan söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, 'Salgın da ticaret hacmimizi olumsuz etkiledi. Bu durum, siyasi ilişkilerimizin düzeyine yakışmıyor. Bunu ilk etapta 1 milyar dolara yükseltmek en önemli hedeflerimizden biri.' ifadelerini kullandı. Kayseri'nin Letonya'ya ihracatında özellikle mobilya, kağıt ve orman ürünleri, tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon, demir çelik, demir döşeme metaller ve elektrik-elektronik ürünlerinin önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Erkul, Kayserili iş insanlarının 1 milyar dolar hedefine ulaşma konusunda önemli rol oynayabileceğine inancını dile getirdi.Erkul, Kayserili iş insanlarının Letonya ile iş birliği yapmasının onlara Avrupa'da yeni fırsatlar doğuracağına işaret ederek, şöyle devam etti:'Letonya'yla iş yapmanın, tüm iş insanlarımıza öncelikle Baltıklar'da, Kuzey Avrupa'da ve genel olarak Avrupa Birliği (AB) içerisinde yeni kapılar açacağını göz önünde bulundurmalarında fayda görüyorum. Bu hedefe ulaşmada iki ülke arasında 1997 yılında kurulmuş olan İş Konseyi'ne de önemli bir rol düşüyor. Konseyin faaliyetlerine yeni bir dinamizmle sürdürmesine ihtiyaç duyuluyor.'Bu konuda özellikle Letonya tarafına da görevler düştüğüne dikkati çeken Erkul, 'Konseyin Türk tarafında gördüğümüz iştirak ve hareketliliğin en kısa sürede Leton tarafında da görüleceğinden eminim. Önümüzdeki dönemde bu etkinliğe benzer bir etkinliğin Leton iş adamlarına dönük olarak da gerçekleştirilmesinde fayda olacağına inanıyorum.' ifadelerini kullandı. Erkul, Türkiye'nin Riga Büyükelçiliğinin kapısının iş insanları da dahil tüm vatandaşlara her zaman açık olduğunun altını çizerek, toplantının Türk-Leton ekonomik ilişkilerinde yeni başlangıçlara vesile olmasını diledi.'Potansiyelin çok daha büyük olduğunu görüyoruz'Letonya'nın Ankara Büyükelçisi Vaivars da Kovid-19 salgını nedeniyle çekilen zorluklara rağmen çevrim içi yapılan bu toplantının çok önemli olduğunu belirtti. Salgının er ya da geç biteceğini kaydeden Vaivars, ardından etkinlik ve ziyaretler organize edeceklerini ve iş temsilcilerini bir araya getireceklerini vurguladı.Vaivars, iki ülke arasındaki ticari potansiyelin büyük olduğuna işaret ederek, 'Letonya ve Türkiye çok dostane ve düşüncesi birbirine benzer iki ülke. Ticaret hacimlerimiz 300 milyon dolara erişse de potansiyelin çok daha büyük olduğunu görüyoruz.' dedi.Bu yılın geçen yıla kıyasla daha iyi olacağını aktaran Vaivars, iş insanlarına proaktif olmaları ve ikili ticaret hacmini artırma konusunda düşünmeleri yönünde teşvikte bulundu. Vaivars, geleneksel sanayinin yanında, tıbbi endüstri gibi alanlara da odaklanılması gerektiğine dikkati çekerek, 'Yeni teknolojilere, yeni fikirlere, yapay zeka, 5G ve nesnelerin interneti konularına da bakmalıyız. Bunlar tabii Türkiye ve Letonya'da da çok gelişmiş konular.' ifadesini kullandı. Yakın zamanda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştüğünü ve savunma sanayisinin çok önemli olduğu konusunda hemfikir olduklarını aktaran Vaivars, 'Letonya, Türkiye'yle bu konuda iş birliği yapmak istiyor.' diye konuştu.Büyükelçi, Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazandığını görmekten çok memnuniyet duyduğunu da belirterek, 'Her iki taraf da artık olumlu bir gündeme çok odaklandı.' değerlendirmesini yaptı.Vaivars, Türkiye ile AB arasında 'kesinlikle görüşülmesi gereken' Gümrük Birliği Anlaşması ve vize serbestisi gibi bazı konuların olduğunun da altını çizdi.Bu tür toplantıların ilkini gerçekleştirdiklerini kaydeden Vaivars, 'Kayseri iş çevresine söz veriyorum, bunun devamı gelecektir. Kovid-19 ortadan kalktıktan sonra büyük bir memnuniyetle Kayseri'ye de bir ziyaret gerçekleştirmek için söz veriyorum.' dedi.Etkinlik, Baltık ülkelerinde iş fırsatları ve sektör sunumuyla devam etti.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Schwab, Dijital Türkiye Konferansı'nda Konuştu:
İSTANBUL (AA) - Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Schwab, 'Ekonomik ve jeopolitik açıdan küresel olarak ve bölgesinde önemli bir aktör olan Türkiye, bu alanda (dijital dönüşüm) liderlik üstlenebilir ve dijital devrimin etkilerinin en üst seviyeye çıkartılması için öncülük edebilir.' dedi.Schwab, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından çevrim içi olarak gerçekleştirilen Dijital Türkiye Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ile uzun döneme yayılan, 40 yılı aşkın geçmiş ve köklü ilişkilere sahip olduklarını söyledi.Dünyanın kritik bir değişim döneminden geçtiğini ve onaylanan aşıların uygulamaya başlanmasının sağlık ve insanların korunması açısından umut ışığı olduğunu ifade eden Schwab, 'Bu sayede bizler tekrar ekonomik toparlanmaya odaklanabileceğiz. Daha birkaç sene önce aslında böyle bir dünyayı düşünmek mümkün olmayabilirdi. Yani küresel salgının arkasından sadece bir yıl içerisinde bir aşının bu şekilde dağıtılabileceğini düşünmek imkansız olurdu ama biz bunu başardık. Kovid-19, aslında bize medikal dünyadaki gelişmelerin ne kadar ilerlediğini gösteriyor.' şeklinde konuştu.Özellikle 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan dönüşüm sayesinde sağlık alanında da çok ilerleme kaydedildiğini aktaran Shcwab, şöyle devam etti: 'Kapsayıcı ve insan odaklı politikaların gerçekten bir ülkenin ve tüm dünyanın ekonomik ve sosyal stratejisinde ne kadar köklü bir önem arz edebileceğini gösterdi. Ama bütün bu deneyim bize aslında ne kadar hazırlıksız olduğumuzu da gösterdi, bu ölçekte bir zorlukla mücadele etme açısından... Sağlık altyapımız, sosyal altyapılarımız, ekonomik altyapılarımız, yaşama şeklimiz, iş yapma şeklimiz aslında her şey bir sınamaya tutuldu ve her şey değişiyor şu anda. Bu salgın bize hiçbir şey öğretmediyse şunu öğretti, aslında her zaman olduğu gibi iş yapmaya devam etmek artık işe yaramayacak. Bu yüzden dünyanın bir yenilenmeye, bir reset'e ihtiyacı var ve bu sadece ve sadece hükumetler ve devletler yeniden kendi stratejilerini değerlendirip yönlendirirse gerçekleşecek.' 'Türkiye, dijital devrimin etkilerinin en üst seviyeye çıkartılması için öncülük edebilir'Klaus Schwab, teknolojilerin yayılmasının, özellikle 4. Sanayi Devrimi altındaki teknolojilerin yaygınlaştırılmasının büyük yenilenmede önemli bir rol oynayacağını vurgulayarak, teknolojinin uygulanmasının, yeni teknolojilerin benimsenmesinin kapsayıcı ve adil bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi.Schwab, 'Ekonomik ve jeopolitik açıdan küresel olarak ve bölgesinde önemli bir aktör olan Türkiye, bu alanda liderlik üstlenebilir ve dijital devrimin etkilerinin en üst seviyeye çıkartılması için öncülük edebilir. Burada topluma yaygınlaştırılması ve ilgili zorlukların azaltılması açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.' dedi.'Türkiye, ulusal teknoloji girişimleri sayesinde teknolojiye çok ciddi yatırım yapmakta'Konuşmasında paylaşmak istediği 4 mesaj bulunduğunu aktaran Schwab, 'Öncelikle teknolojinin değişimi daha önce hiç görmediğimiz kadar hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Biz de buna ayak uydurmalıyız. Son derece hızlı gelişen teknolojiyle buna ayak uydurmalıyız ve bunu toplumun iyiliği için kullanıyor olmalıyız. Teknolojiler, son on yıllarda da hızlı bir şekilde gelişmişti ama dünyada şu an tecrübe ettiğimiz şey, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir durum.' değerlendirmesinde bulundu. Teknolojinin değişim hızına ayak uydurabilmek için artık işletmelerin geleneksel iş modellerinin sınırlarının dışında düşünmesi ve farklı bir değer zinciri perspektifi ortaya konulması gerektiğine işaret eden Schwab, 'Artık dikey değil, yatay olarak düşünmemiz lazım. Türkiye de bu noktada ulusal teknoloji girişimleri sayesinde teknolojiye çok ciddi yatırım yapmakta ve Ar-Ge'yi de önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde yüzde 1,8 artırmak istiyor.' dedi.'Bir eğitim devrimine ihtiyacımız var'WEF Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Schwab, sözlerini şöyle sürdürdü:'İkinci mesajım ise iş gücünün doğru becerilerle güçlendirilmesi çok önemli olacak. Teknoloji, bizim çalışma ortamımızı ve işlerin doğasını değiştirmeye devam edecek. Bu yüzden işlerin geleceği açısından bakacak olursak 2020 itibarıyla küresel olarak 85 milyon iş, belki de insanlar ve makineler arasındaki bir iş değişimi sebebiyle yok olacak. Bu konuda yeniden beceri kazandırma stratejileriyle ilerlemeliyiz ve hem devlet hem de iş yönetiminin her kademesine yeni becerileri yansıtıyor olmalıyız. Bunun için yaşam boyu öğrenme çok önemli ve geleneksel pedagoji sisteminden artık uzaklaşmak durumundayız. Gerçekten bir devrime ihtiyacımız var, bir eğitim devrimine ihtiyacımız var. Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusu olduğunu biliyoruz. Bu nüfus da Türkiye için çok ciddi bir fırsat teşkil ediyor. Bu sayede bu gençlerin nitelikleri ve becerileri kullanılabilir ve Türkiye'nin küresel liderlikteki yeri ilerletilebilir. Burada sadece eğitim kalitesine odaklanmamalı, aynı zamanda tüm ekosistemin kalitesine odaklanmalı bu beceriler stratejisi. Teşvikler, destekler sunulmalı. Bu sayede gençleri iş gücüne çekip burada tutmak mümkün olmalı. Özellikle burada iş dünyasının özel bir rolü var.Üçüncü mesajım, teknolojinin teknoloji yönetimiyle dengelenmesi yönünde... Teknoloji gerçekten harika fırsatlar sunuyor ama aynı zamanda birtakım riskler de barındırıyor. O yüzden önemli olan şey, burada ülkelerin teknoloji ile inovasyonu dengeli bir şekilde yürütebilmesidir. Örnek verecek olursak, yüz tanıma çok ciddi, güçlü bir araç artık. Pek çok uygulaması ve kullanım alanı bulunuyor. Havaalanlarında yüz tanıma teknolojisi kullanılmaya başlandı. Ancak bunun birtakım riskleri de var. Algoritma ve veriyle ilgili riskler var. Bu yüzden burada doğru bir denge ve kontrol sisteminin tesis edilmesi çok önemli. Son dönemde Türkiye, bir pilot girişim duyurdu, blok zincirlerle ilgili, dijital para birimiyle ilgili olarak... Sizleri tebrik etmek istiyorum. Türkiye, aynı zamanda WEF'in 4. Sanayi Devrimi ile ilgili network'üne katılan son ülke oldu. Bu network içerisinde dünyanın pek çok ülkesi birlikte çalışıyor, adil ve katılımcı teknoloji kullanımı için bir çerçeve çiziliyor. Bu çalışmalar arasında KOBİ'lerde teknolojinin benimsenmesine yardım edilmesi ve üst düzey yöneticilerin yapay zeka prensipleriyle ilgili eğitilmesi gibi alanlar yer alıyor.''Temel olan şey, iş birliği içerisinde rekabetçilik ya da rekabetçilik içerisinde iş birliği yapmak'Klaus Schwab, dördüncü mesajının ise dijital dönüşümün hızlandırılmasında iş birliğinin rolüyle ilgili olduğunu bildirdi. Schwab, şunları kaydetti:'Dijital dönüşümün bu şekilde gerçekleştirilmesi için iş birliğinin ve birlikte çalışmanın rolü gerçekten elzem. Bu bağlamda platformlardan ve ekosistemlerden de bahsedebiliriz. Platform dediğimizde ben sadece entegre iş hizmetleri sunan bir platformdan bahsetmiyorum. Aklımdaki şey aslında biraz da uluslararası iş birliği platformları, WEF gibi ve derin bağlantılar geliştiren tüm ekosistem aktörleriyle bağlantıya geçen işletmelerden bahsediyorum. Böylelikle doğru sanayi ve akademi ilişkisi tesis edilebilir ve kamu-özel iş birliğine odaklanabiliriz ve daha başarılı olma olasılığımız olur. Böylelikle de bu dönüşüm yolculuğunda ilerleyebiliriz. Bütün bunların örneğini aslında WEF küresel network'ünde de görüyoruz. Bugün temel olan şey, aslında iş birliği içerisinde rekabetçilik ya da rekabetçilik içerisinde iş birliği yapmak. Bu sayede her türlü çabayı hızlandırmamız mümkün. Uluslararası ve çok taraflı bir iş birliğiyle biz bunu yapabiliriz.' İş birliği ve ittifaklar kurarak dijital kapsayıcılığı sağlık, eğitim ve finansal katılım alanında da artırmak gerektiğini belirten Schwab, bu girişimler sayesinde Türkiye ve TÜSİAD üyeleriyle daha fazla iş birliği yapmayı umduklarını sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Cem Say, Yapay Zeka Nedeniyle Bazı Mesleklerin Ortadan Kalkabileceğini Belirtti
EDİRNE (AA) - Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say, yapay zeka uygulamalarına bağlı olarak zaman içinde bazı mesleklerin tümüyle ortadan kalkabileceğini savundu.Prof. Dr. Say, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Edirne Şubesince çevrim içi düzenlenen 'Dostumuz Yapay Zeka' panelinde, yapay zekanın insan beynini anlamlandırma merakından ortaya çıkan çalışmalar ışığında oluştuğunu söyledi.Yapay zekanın 1950'li yıllardan sonra insan hayatına girmeye başladığını belirten Say, 'Yapay zeka son yıllarda yoğun bir şekilde hayatımızda var. Telefonumuzun bize en iyi hangi yoldan gidileceğini söylemesi dahil olmak üzere bir sürü işimize yarar ürünler olarak kullanıma girmiş durumda.' dedi.Yapay zekanın artık hayatın birçok alanında kullanıldığına dikkati çeken Say, şöyle devam etti:'Yapay zeka dünyanın en iyi şoförünün, İstanbul'un en iyi taksicisinin bilemeyeceği şekilde o anda hangi yollar boş, hangi yollar kapalı, 'Nereden gidersem kaç dakikada varırım?' problemini bizim için çözüyor ve seçenekleri bize söylüyor. Hayatımızı kolaylaştırıyor. Tıbbi görüntülemelerde büyük bir fayda sağlıyor. İleride daha da çok kullanılacak. Benim röntgenime bir de yapay zeka baksın denecek. Çeviri gibi alanlarda büyük fayda sağlıyor. Bir kelime dahi bilmediğiniz dili, uygulamalar sayesinde karşınızdakiyle iletişime geçebiliyorsunuz.''Tarihte her zaman böyle olmuştur'Prof. Dr. Say, yapay zeka uygulamalarının bazı işleri insandan daha iyi yapabildiğini dile getiren Say, şunları kaydetti:'Günün birinde arabayı sürme işini de insanlardan daha iyi yapacak çünkü o uyumaz, alkol almaz gibi bir sürü yönü olacak. Tabii bunlar belli bir kaliteye geldikten sonra piyasaya sürülecek. Başarılı hale geldikten sonra kullanılacak. Tarihte her zaman böyle olmuştur. Bazı işleri eskiden insanlar yapıyormuş, sonra onu yapan bir makine 100 tane insandan o işi daha iyi yapınca artık o sistem kullanılıyor. Ama o 100 insan açlıktan ölmedi, onlar farklı işler yapıyor. Yapay zekaya bağlı olarak bazı meslekler tümüyle de ortadan kalkabilir. Olmayacak bir şey değil. Genel çıkara bakmak lazım.'
Türkiye'nin Yeni İHA Fabrikası Üretime Başladı
Ankara'da faaliyet gösteren Lapis Havacılık, 5 yıl önce başladığı Ar-Ge çalışmalarıyla ortaya çıkardığı İHA'ların üretimine başladı. Fabrikada iki ayrı türde yılda toplam 200 İHA üretilebilecek.
Reklam
Bakan Selçuk Ve Iea Direktörü Hastedt, Türkiye'nin Tımss Başarı Grafiğini Konferansta Değerlendirdi:
ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) dünya sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer almayı hedeflediklerini belirterek, 'Türkiye, bunu yapabilecek kabiliyete ve yeterliliğe sahiptir.' dedi. Ankara Eğitim Platformu tarafından çevrimiçi düzenlenen TIMSS 2019 Değerlendirme Konferansı'na Milli Eğitim Bakanı Selçuk ve TIMSS'in yönetiminde yer alan Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA) İcra Direktörü Dirk Hastedt katıldı. Bakan Selçuk, konferanstaki konuşmasında TIMSS 2019 Türkiye sonuçlarının yanı sıra Bakanlığın 2023 Vizyonu ve uzaktan eğitim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakanlık olarak 2023 Eğitim Vizyonu adını verdikleri bir eylem planıyla yola çıktıklarını anlatan Selçuk, ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakasının Türkiye'de görülmesinin ardından uzaktan eğitime geçilen Mart 2020'den beri zorlu bir gündemi paylaştıklarını, ortaya çıkan değişimlere uygun kararlar alabilmek için çalıştıklarını anlattı. Okulların kapanması, harmanlanmış eğitime geçme zorunluluğunun tüm süreçleri güncellemeye sebep olduğunu dile getiren Selçuk, bu durumun zorluklarının yanında bazı fırsatları da barındırdığını ifade etti. Selçuk, bu dönemin aynı zamanda öğretmenler, çocuklar ve veliler için yenilenme ve beceri edinme süreçlerini de içerdiğini söyledi. Bakan Selçuk, uzaktan eğitim sürecine ilişkin şu bilgileri paylaştı:'Uzaktan eğitimin başlamasından bu yana yaklaşık 13 milyar kez ziyaret edilen EBA platformu, dünyada eğitim kategorisinde en çok ziyaret edilen web sitesi oldu. Canlı sınıf ve alternatif uygulamaların sisteme entegrasyonuyla EBA'da günlük yaklaşık 3 milyon ders yapabilme kapasitesi bulunuyor. Her ülkenin EBA benzeri siteleri var ancak uluslararası verilere göre, dünyada öğretmen ve öğrencilerin en fazla kullandığı site EBA. Dünyada sadece birkaç ülke öğretim kademeleri için 3 ayrı TV kanalı kurabildi. Bunlardan biri Türkiye.Salgın döneminde topluma verilen hizmet kalitesi için çağrı merkezimiz, dünya ikinciliği ödülü; yapay zeka destekli sanal robotumuz EBA Asistan ise dünya birinciliği ödülü aldı. EBA Asistan halen dünyanın en fazla kullanılan sanal asistanları arasında yer alıyor. Sunduğumuz tüm bu eğitim hizmetlerine adil erişim için de yoğun şekilde çalışıyoruz. Bilgisayar ve internet erişimi konusunda desteğe ihtiyacı olan öğrencilerimiz için Türkiye genelinde 14 bin 300 EBA destek odası, 170 Mobil EBA destek noktası oluşturduk. Bunun yanında yaklaşık 1 milyon dolayında öğrencinin tablete erişmesi noktasında, öncelikli olarak 500 bin tabletin 360 binini dağıtmış bulunuyoruz. Ocak ayı sonuna kadar da 500 bin tableti dağıtmış olacağız. Ayrıca yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör kuruluşları ile sivil inisiyatifler tarafından sunulan ayni ve nakdi bilgisayar destekleriyle de yaklaşık olarak 200 bin dolayında tablet bilgisayar çocuklarımıza ulaşmış durumda. Bu sayıyı daha da artırma noktasında gayretlerimiz sürüyor.'Bakan Selçuk, öğretmen eğitiminde 30 bin dolayındaki yüz yüze hizmet içi eğitim kapasitesini salgın döneminde çevrimiçi olarak 840 bin öğretmene ulaştırdıklarını bildirdi. 'Analizler, Türkiye'nin yüksek etkili ve beklenenin üzerinde bir performans sergilediğini gösteriyor'Bakan Selçuk, köklü bir geçmişe ve büyük bir tecrübeye sahip olan TIMSS uygulamasının katılımcı ülke öğrencilerinin profilini ortaya koyduğunu belirtti.Türkiye'nin TIMSS 2019'da tüm alanlarda puanlarını artırdığını ve ülke sıralamasını yükselttiğini dile getiren Selçuk, 'Yapılan analizler, Türkiye'nin yüksek etkili ve beklenenin üzerinde bir performans sergilediğini gösteriyor. Ülkeler arasındaki sosyoekonomik farklılıklar da önemli. Türkiye, dünyada en yüksek performans gösteren ülkeler arasında yer aldı.' dedi. Ziya Selçuk, Türkiye'nin 4. sınıf matematik alanında 2015'teki 483 olan ortalama puanını 2019'da 40 puan artırarak 523'e çıkardığını, 2015'te 49 ülke arasında 36. sırada yer alırken 2019'da 58 ülke arasında 23. sıraya yükseldiğini belirtti. 'Bunlar sevindirici ama bu bizim olmak istediğimiz yer değil'Verilere göre, Türkiye'nin TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının yani 500 puanın her iki alanda da ilk kez üzerine çıktığını dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:'Ayrıca üst ve ileri yeterlik düzeylerindeki öğrenci oranları artarken performans iyileşmesi Türkiye'nin tüm bölgelerine yayıldı. Bunlar sevindirici ama bu bizim olmak istediğimiz yer değil, bizim hedeflerimiz var. Hem PISA'da hem TIMSS'de yakaladığımız yükselişi, sonuçlardan elde ettiğimiz verilerden faydalanarak yeni politikalara dönüştürüp gereken tedbirleri alacağız ve hedefimizi daha da yükselteceğiz. Bizim tabii ki hayallerimiz, hedeflerimiz var. Varmak istediğimiz yer, dünya sıralamasında ilk 10 içerisinde yer almak. İlk 10 ülke arasında olmak için gereken her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz, Türkiye, bunu yapabilecek kabiliyete ve yeterliliğe sahiptir. Uluslararası ve ulusal verilerde yükselişe geçmek sistematik uygulamalar ve bilimsel yöntemlerle çok da güç değil. Sadece bunun için çalışmak ve gerekli politikaları istikrarla uygulamak gerekiyor. Bu açıdan umudumuzun büyüdüğünü söyleyebilirim.'Öğrencilerin 21. yüzyıl becerilerini ölçmeye çalışan TIMSS ve diğer uluslararası değerlendirmelerin tek ölçüt olmadığının altını çizen Selçuk, eleştirel düşünce, akıl yürütme, yorumlama, okuduğunu anlama gibi birçok becerinin önemine işaret ederek, eğitimi sistemini çift kanadı olan aklı ve kalbi birleştiren bir bütün olarak gördüklerini söyledi. Bakan Selçuk, uluslararası sınavları son derece ciddiye aldıklarını, Türk eğitim sisteminin politikalarını belirlerken buradan elde ettikleri verileri sıklıkla kullandıklarını ancak Türk eğitim sisteminin kendi bireyselliği, kendi değerleri ve yerel bazı farklılıkları bulunduğunu, bu farklılıkları da dikkate alarak verileri karşılaştırmalı bir şekilde incelediklerini anlattı. Ülkenin her noktasında fedakarca çalışan öğretmenlerin ve eğitim için çalışan her bir kişinin Bakanlık nezdinde bambaşka bir anlam ve yere sahip olduğunun altını çizen Selçuk, 'Özel okullar, bizim sistemimizin ayrılmaz bir parçasıdır ve birlikte Türkiye'deki eğitim çıtasını yükseltmek, yenilikçi birtakım politikalar geliştirmek noktasında iş birliğimiz sürekli olarak devam ediyor.' dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların açılması noktasındaki ilkesel kararın sürdüğünü belirterek, 'Milli Eğitim Bakanlığının görevinin, okulları açmak ve çocukları, öğretmenleri okullarda buluşturmak olduğuna yürekten inanıyoruz. Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla beraber yapılacak istişarelerle bu konudaki değerlendirmelerimizi daha ileri noktalara taşıyacağız.' diye konuştu. 'Türkiye, büyük bir sıçrama yaptı'IEA İcra Direktörü Dirk Hastedt ise hükümet dışı bağımsız bir kuruluş olduklarını ve kuruldukları 1958'den beri 30'dan fazla eğitim araştırması yaptıklarını anlattı. Türkiye'nin 2019 TIMSS sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hastedt, 'Türkiye'den öğrencileri, matematik ve fen alanında elde ettiği mükemmel sonuçlar için tebrik ediyoruz. Araştırma verilerine göre, Türkiye'nin elde ettiği başarılarda yıllara bakıldığında büyük bir artış var. Özellikle 2011, 2015 ve 2019'daki sonuçlara baktığımızda büyük bir sıçramanın yaşandığını görüyoruz. Bence bu sonuçlar harika...Türkiye bu sonuçlarla, üst orta konuma yerleşti.' dedi. Hastedt, araştırma sonuçlarında kız ve erkek çocukları arasındaki başarı farklılıklarının her zaman dikkat çekici sonuçlar doğurduğunu söyledi. TIMSS'de genel olarak 4. sınıf matematiğinde ülkelerin neredeyse yarısında erkek çocukların kızlardan daha iyi puan elde ettiğini aktaran Hastedt, şöyle konuştu:'Dünya genelinde 2015 ve 2019'da erkek çocukların lehine büyük bir farklılaşma olduğunu görüyoruz. Sadece 4 ülkede, matematik alanında kız çocukları erkek çocuklarından daha iyi puan aldı. O nedenle dünya genelinde uluslararası sonuçlara baktığımızda özellikle 4. sınıf matematiğinde toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının gerilediğini görüyoruz. Türkiye'deki sonuçlara bakıldığında ise matematik ve fen alanında kız çocukların erkeklerden daha iyi puan alırken artık erkeklerin kız çocuklarını yakaladıklarını gördük. Son araştırmaya bakıldığında, Türkiye'de erkek ve kız çocukların hem matematik hem fen alanında benzer sonuçlar elde ettiğini görüyoruz ve bu kapsamda erkek ve kız çocukları arasındaki fark istatiksel olarak anlamsız.'TIMSS 2019 sonuçlarına göre, Türkiye'den iyi orandaki öğrencinin ileri düzey eşiği geçtiğini aktaran Hastedt, ancak nispi olarak yüksek orandaki öğrencinin minimum eşiği aşamadığını belirtti. Hastedt, araştırma sonuçlarının dünya genelinde öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin artırılması için mesleki gelişim alanına olan ihtiyacı ortaya çıkardığını sözlerine ekledi. 'Uzaktan eğitim konusunda 50 yılda alacağımız mesafeyi 1 yılda aldık'Ankara Eğitim Platformu Başkanı Mirkan Aydın ise konuşmasında, 'Uzaktan eğitim konusunda 50 yılda alacağımız mesafeyi 1 yılda aldık.' dedi.Uzaktan eğitimin ve teknolojinin daha çok uzun bir süre öğretmenin ve okulun yerini dolduramayacağını ifade eden Aydın, 'Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm karar vericilerden talebimiz, küresel salgın dönemi kısıtlamalarında, aşılamada ve kamu sağlığıyla ilgili tüm kararlarda okulların açık olması yönünde süreci yönetmeleridir.' değerlendirmesinde bulundu.
Reklam
Reklam
Berk Üstündağ Yazio: StarLink ve Yeni Bir İstila Türü
etiket
Yazının sonucundaki en önemli kısmı en başta ileteyim: Elon Musk’ın StarLink projesinde 0.03 saniye gecikme ile çok yüksek hızlı İnterneti abonelere vermeye başlamasının müttefik olmayan ülkelerde bir güvenlik ve egemenlik problemine dönüşebileceğinin farkında mısınız? 
Reklam
Reklam
Avustralya’da Görüntülenen Başsız Yılan Şaşkınlık Yarattı
Reddit’ten sosyal medyaya yayılan fazlasıyla sıradışı görüntülerde, Avustralya’daki bir kumsalda başı olmayan bir yılanın kendisine yaklaşan adama karşı tepki verdiği görülüyor.Reddit’te videoyu paylaşan kişinin verdiği bilgiye göre, başı olmayan yılan bir kuş tarafından kumsala bırakıldı. Köpeğini gezdirmek için kumasala inen adam, yılanı bulduğu bölgede yırtıcı kuşların uçtuğunu gördüğü için bu açıklamayı getirdiğini belirtti.
Özgür Akın Yazio: Geleceğin En Popüler Meslekleri
etiket
Teknolojinin son yıllarda göstermiş olduğu hızlı gelişim, toplumsal yaşamda farklı dinamiklerin oluşumunu da beraberinde getiriyor. Pek çok farklı ihtiyaca çözüm üreten bu dinamikler ve teknolojinin baş döndürücü hızı toplumsal yaşamda yeni kavramlar ve dahası yeni iş alanları oluşturuyor. Bu yazımda hepsi olmasa da bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler sonucunda tanıştığımız ve çok yakın bir zamanda hayatımızda yer alacak yeni mesleklere değineceğim. İnsanlık tarihine bakıldığında geçmiş tüm zamanlara kıyasla son 100 yılda yaşanan teknolojik gelişimin çok daha fazla olduğu bilinen bir gerçek. Bilimden sağlığa, finanstan çevreye tüm toplumsal yaşamın değişim ve dönüşüm yaşamasını sağlayan teknoloji büyük bir hızla gelişmeye ve ilerlemeye devam ederken beraberinde getirdiği dijitalleşme ile de yeni mesleklerin oluşmasını sağlıyor. Geleceğin meslekleri olarak nitelendirilen bu kavramların bazıları daha önce duyulmuş olsa da yakın geçmişte pek çoğu bilinmiyordu.
Reklam