Cumhurbaşkanı Erdoğan Mevlid-İ Nebi Haftası Açılış Programında Konuştu: (3)
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Son günlerde yaşanan hadiseleri, devlet başkanı düzeyinde sergilenen hadsizlikleri, sabah namazı vaktinde camilerimize yapılan polis baskınlarını sıradan vakalar olarak görmüyoruz.' dedi.Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında yaptığı konuşmaya, DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturasının İslam dinine ve müminlere kesilmeye çalışılarak, Müslümanlara yönelik kin ve nefret ikliminin körüklendiğini söyledi.Müslümanlara farklı isimler ve kisveler altında İslamsız bir dindarlık, profan bir din anlayışı dayatıldığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:'Batı'da yükselen İslam karşıtlığı, bugün artık kitabımıza, Peygamberimize ve tüm kutsallarımıza yönelik topyekun bir saldırıya dönüşmüştür. Esasen farklı din mensuplarına yönelik tehcir, engizisyon ve soykırım uygulamaları Avrupa'nın yabancısı olduğu bir pratik değildir. Alışkınlardır bunlar. 80 yıl önce Musevilere karşı işlenen insanlık suçları, daha 25 sene önce Srebrenitsa'da Bosnalı kardeşlerimize yapılanlar halen hafızalardadır. Son günlerde yaşanan hadiseleri, devlet başkanı düzeyinde sergilenen hadsizlikleri, sabah namazı vaktinde camilerimize yapılan polis baskınlarını sıradan vakalar olarak görmüyoruz. Bu olaylar oldukça tehlikeli, Avrupalı Müslümanlar için çok vahim sonuçlar doğurabilecek bir sürecin işaret fişeğidir.''İkinci Dünya Savaşı'ndaki katliamlardan herkes ders çıkarmalı'Ciddi bir inanç buhranı içinde olan Batı toplumlarının İslam'ı ve Müslümanları hedef alarak buradan çıkış yolu aramak gibi bir yanlışa düştüğünü ifade eden Erdoğan, 'Batılı siyasetçiler iç ve dış politikadaki başarısızlıklarını Müslümanları hedef haline getirerek örtmeye çabalıyor. Koronavirüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor. Bu nefret ikliminin günlük siyasetin olağan gerilimleriyle hiçbir bağının olmadığı açıktır. Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi bir planın çarkları işlemektedir.' değerlendirmesinde bulundu.Batı'da Müslümanlara karşı izlenen politikaların yanlışlığına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:'Buradan bir gerçeği çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum. 6 milyon insanı Avrupa'da yaşayan bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak muhataplarımıza şu ikazı yapmakta fayda görüyorum. Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur. Çapsızlığınızı perdelemek amacıyla girdiğiniz bu yolun sonu felakettir. İkinci Dünya Savaşı'nda yaşanan katliamlardan herkes ders çıkarmalıdır. Irkçı terörizm Avrupa'ya kan, gözyaşı ve iç çatışmadan başka bir şey getirmemiştir, getirmeyecektir. 2011'de Norveç'te Breivik denen bir caninin katlettiği 77 masum, izlediğiniz bu politikaların ne tür acı sonuçlar doğuracağını göstermiştir.''AB kurumlarına çok ciddi sorumluluk düşüyor'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin vatandaşlarının hak, hukuk ve güvenliğini korumakla kararlı olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:'İslam düşmanlığını ve ırkçı terörizmi bir milli güvenlik meselesi olarak değerlendiriyor, planlarımızı buna göre yapıyoruz. DEAŞ'tan PKK'sına terör örgütlerine nasıl bakıyorsak, neonazi terör örgütlerine de aynı nazarla bakıyoruz. Avrupa'nın kanser hücresi gibi yayılan bu örgütlerle ilgili artık daha tutarlı, kararlı ve medeni bir tavır alması gerekiyor. Irkçı terör tehdidiyle mücadelede özellikle Avrupa Birliği kurumlarına çok ciddi sorumluluk düştüğüne inanıyorum. Avrupa Konseyi, İslam düşmanlığını daha fazla görmezden gelemez. Ülkemizle ilgili olur olmaz her konuda görüş bildiren Avrupa Parlamentosu üç maymunu oynayarak bu meseleyi geçiştiremez. Avrupa'nın basiret, ahlak, vicdan sahibi liderleri korku duvarlarını yıkmalı, İslam ve Müslüman düşmanlığı hakkında konuşmaya başlamalıdır.'Aşırı sağcı fikirlerin Avrupa'nın ana akım siyasetini esir almasına izin verilmemesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: 'Avrupalı siyasetçiler, Fransa Devlet Başkanı Macron'un başını çektiği nefret kampanyasına artık 'dur' demelidir. Her ne kadar Macron'un hoşuna gitmezse de önceki gün yaptığım çağrıyı, buradan az önce ifade ettiğim, tekrarlamak istiyorum. Irkçılık ve İslam düşmanlığı görevi, konumu, makamı ne olursa olsun insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur. Reddederek, yokmuş gibi davranarak bu sorunun üstesinden gelinmez. Ülkesinin ve vatandaşlarının geleceğini düşünen her siyasetçi bunu kabul etmeli, yüzleşmeli, sorunu çözmenin yollarını aramalıdır.''Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz''Müslüman, şahit olduğu kötülükler karşısında, sessiz ve tepkisiz kalamaz. Müslüman, etrafında yaşanan adaletsizliklere gözlerini kapayamaz.' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:'Suriye'den Libya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar dünyanın birçok yerinde hakkaniyeti, adaleti, barışı savunan tavrımızın gerisinde işte bu hakikat vardır. Şartlar ne olursa olsun biz mazlumun yanında durmak zorundayız. Hakkın hatırını edep, ahlak yoksunu insanlık fukaralarının hoyratça çiğnenmesine izin veremeyiz. Zulmü alkışlamamak, hak namına haksızlığa takmamak, üç buçuk soysuzun ardından zaarlık yapmamak bizim milletimizin karakteridir. Bunun için dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi inanca, kökene, kültüre sahip olursa olsun haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.'(Sürecek)