Görüş Bildir
Haberler
Levent Buda Yazio: Tıbbın Alternatifi Yoktur!

etiket Levent Buda Yazio: Tıbbın Alternatifi Yoktur!

Dr.Levent Buda
02.09.2020 - 17:41 Son Güncelleme: 10.09.2020 - 15:23

Lao Tzu İ.Ö.4000 yıllarda akupunktura dair kadim bilgilerden bahsederken kendinden 6000 yıl sonra bile bu söylediklerinin hala geçerlilik arz edip, kullanılacağını ne kadar tahmin ediyordu? Elbette, bu bilgiye sahip değiliz. Ama biliyoruz ki, akupunktur artık dünya çapında kullanılan bir iyileştirme sistemi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yine, suyun karşı yakasında İ.Ö.460 yılında Kos adasında doğan ve bütün hekimlerin ettikleri yeminin babası Hipokrat üç önemli konudan bahsediyordu.

Yine, suyun karşı yakasında İ.Ö.460 yılında Kos adasında doğan ve bütün hekimlerin ettikleri yeminin babası Hipokrat üç önemli konudan bahsediyordu.

1. Natura Medicatrix Morborum:

Eğer bir sisteme dışarıdan herhangi bir müdahale olmaz ise o sistem sorun çıkarmaksızın işler. Günümüze geldiğimizde bu bilgi bize travma ya da hastalık başlatıcı etkenin ne anlama geldiğini, dönemin yaklaşımı ile açıklıyor.

2. Contraria Contraiis Curantur:

Zıtlar zıtlara iyi gelir diye çevirebileceğimiz bu cümle ise daha sonra Bergamalı Galenos tarafından daha sıkı bir şekilde ele alınmış ve günümüzün ortodoks iyileştirme modalitelerinin temelleri atılmıştır.

3. Similia Similibus Curantur:

'Benzerler, benzerini iyileştirir' diye çevirebileceğimiz bu cümle de günümüz homeopatik iyileştirme yönteminin temelini oluşturmuştur. Hipokrat sonrasında modern farmakolojinin kurucusu kabul edilen İsviçreli Paracelsus homeopatiden bahsetmiş, ancak sonrasında Alman Hekim Hahnemann ile homeopatinin temel uygulama esasları 1796 yılında tanımlanmıştır.

İ.Ö. 3000li yıllarda Hindistan’da yazılan Bhagavad Gita şiirsi bir dille vedik yaşama sanatının inceliklerinden bahsederken cehalet, acı, hastalık ve ölüm gibi insanın günlük yaşam içerisinde yüzleşmek zorunda kaldığı sorunlara değinerek, denge unsurunun sağlığın korunması için temel öge olduğu konusunda uyarılarda bulunur. Böylece Ayurvedik tıbbın temellerini atar.

İ.Ö. 3000li yıllarda Hindistan’da yazılan Bhagavad Gita şiirsi  bir dille vedik yaşama sanatının inceliklerinden bahsederken cehalet, acı, hastalık ve ölüm gibi insanın günlük yaşam içerisinde yüzleşmek zorunda kaldığı sorunlara değinerek, denge unsurunun sağlığın korunması için temel öge olduğu konusunda uyarılarda bulunur. Böylece Ayurvedik tıbbın temellerini atar.

1873 yılında bulunan ve antik Mısırda kullanılan tedavi edici bitkilerin kullanımı ile ilgili Ebers Papirusu modern Fitoterapinin ana prensiplerini ortodoks iyileştirme modaliteleri prensiplerine benzer bir yaklaşım ile açıklar. İ.Ö. 1600’lü yıllara tarihlenen bu papirüs günümüz Avrupa Fitoterapi Monogramlarının da temellerini atar.

Amerikalı D.D.Palmer’ın 1895’te temellerini attığı Kayropraksi, 1874 yılında yine Amerika’da A.T. Still tarafından tanımlanan Osteopati ve İsa Öncesi dönemlerde temelleri atılan ve yüzyıllar boyunca gelişimini sürdüren Manuel Terapi gibi yöntemlerin hepsi manuplatif yaklaşımlardır ve kişinin bütünsel fonksiyonlarının kinetik olarak düzeltilmesi esasına dayanırlar. 

20. yüzyıl boyunca da bilim insanları pek çok yeni iyileştirme yöntemi geliştirmişler ve bu yöntemler ile ilgili bilimsel yayınlar üretmişlerdir. Bu yöntemlerden pek çoğu hala günümüzde değerini korumaktadır ve bu anlamda hasta insanın iyileşmesi için kullanılmaktadır. Fayda ve zarar ya da faydasızlık değerlendirmesinde sınıfta kalan yöntemler ise tarihin tozlu raflarında kaybolmuşlardır.

Fonksiyonel Tıp, Orthomoleküler Tıp, Ozon Terapi, Nöralterapi, Proloterapi, Mezoterapi, Hirudoterapi (Tıbbi Sülük Uygulamaları) gibi yöntemler ülkemizde de başarı ile uygulanan hemen aklıma geliveren ve bilimsel geçerlilikleri yayınlar ile kanıtlanmış yöntemlerdir.

Günümüz Ortodoks iyileştirme yöntemleri ve bu kadar çok kadim bilgiler içeren iyileştirme modalitesi varken hangisini seçeceğiz diye düşünmemek elde değil.

Günümüz Ortodoks iyileştirme yöntemleri ve bu kadar çok kadim bilgiler içeren iyileştirme modalitesi varken hangisini seçeceğiz diye düşünmemek elde değil.

Herkes bir kafadan bir söz söylüyor ve kafa karıştırıyor. Bu anlamda söylenmesi gerekenler bence şudur:

Tıbbın alternatifi olamaz.

Olması gereken hasta insanın azami faydası ve asgari zararı esası ile bütün bu yöntemlerin hasta insana ihtiyacına bakılarak uygulanmasıdır. Bu amaçla kronik hastalıklar için bütün bu yöntemlerin ortak uygulanmasına karar verecek integratif tedavi uygulamaları konseyleri ideal olanıdır. 

Buna bakarak söylenmesi gereken sadece bütün bu yöntemlerin hekimler tarafından uygulanması gerekliliği olabilir. Bu yüzden ülkemizdeki yasal zemin de bu doğrultuda yasalaşmıştır.

İkinci önemli konu ise hasta insanın bireyselliği ve bütünselliğine fokus olmaktır.

Bu haftadan itibaren sizler ile bu köşede düzenli olarak buluşacağım ve sağlığa dair bilgi ve düşüncelerimi paylaşacağım. Umarım keyifle okursunuz.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
34
8
6
2
1
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Rickorick

Bahsettiğiniz uygulamalar halen bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Bilimsel standartlarda etkililiklerinin denenmesi oldukça zor uygulamalar. Tıbbi otoritele... Devamını Gör

iatros_alaattin

Merhaba, Son yıllarda zaten alternatif tıp dediğimiz fikirler ve uygulama modaliteleri modern tıp otoriterileri ve hekimler tarafından hastalara öneriliyor... Devamını Gör