Kibar ve Alçakgönüllü Olmanın Dozunu Kaçırıp Kendi Kendinizi Ezdirdiğinize İşaret Eden 10 Durum
Birçoğumuz, 'Kimse üzülmesin, kırılmasın' düşüncesiyle yaşıyoruzdur. Alttan almaya ve kibar olmaya çalışırken çoğu zaman tavizler vermek zorunda kalıyoruzdur. Ancak bu kadar duyarlı ve iyi olmak aslında herkese uygulanması gereken tarifeler değildir; çünkü bazı insanlar bunu bir zayıflık olarak görür ne yazık ki ve karşısındaki kişiyi ve iyiliklerini kendi çıkarları için kullanmaya çalışır.
İyi ve kibar olmaktan vazgeçin demiyoruz elbette; ancak öz saygınızın farkında olarak iyiliğinizi ve inceliğinizi gösterin. Kendi değerinizi kendiniz belirleyin, başkalarına karşı takındığınız fazla tevazu ve öz güvensizliğe evrilen üst düzey alçakgönüllülüğünüz değil. İçeriğimizde yer verdiğimiz davranışları yaparken durup bir düşünün deriz...👇
1. Başkalarının ihtiyaçlarını ya da isteklerini kendinizinkinin önüne koyuyorsunuzdur.
Örneğin, eşinizin/partneriniz istediği ya da bir şeye ihtiyaç duyduğu için kendi ihtiyaç duyduğunuz bir şeyi satın almamanız karşısında size minnettar kalacağını düşünüyorsunuz.
Ancak durum tam olarak böyle değil. Çünkü kendinize para ya da zaman harcamadığınızda, diğer insanlar bunu hak etmediğinizi düşünecekler.
2. Kendi bedeninizi sevmiyorsunuzdur.
Modern dünyada, 'kusurlu' vücudunuzu sevmek zor olabilir. Maruz kaldığımız tüm dergi kapakları ve web sayfalarında, kırışıksız, sıfır beden ya da kaslı mükemmel modellerin fotoğraflarıyla doludur.
Belki de birçoğumuz bundan dolayı bir aşağılık kompleksine sahibizdir. Ancak (klasikleşmiş ancak doğru olan bir argüman olarak) güzellik çok özneldir.
Bazı insanlar sizin bir tanrıça gibi göründüğünü düşünürken, bazıları düşünmeyebilir. Birkaç kişinin görüşü kendinizi yetersiz hissetmenize sebep olup sizi 'pleaser' yani herkesi memnun etmeye çalışan konumuna getirmemeli.
3. Düşüncelerinizi ve neyi isteyip istemediğinizi açıkça söyleyemiyorsunuzdur.
Bazen, nasıl hayır diyeceğinizi bilmediğiniz için bir şeyler yapmak zorunda kalıyorsunuzdur. Zamanınızı boşa harcıyor, işe geç kalıyor, hatta işlerinizi erteliyorsunuzdur.
Kendinizi yapmaya/kabul etmeye 'mecbur' kıldığınız bu şeylerin hepsi 'hayır' kelimesini söylemek zorunda kalmamak için... Ya başkalarını gücendirmekten korkuyorsunuz ya da kaba ya da bencil görünmek istemiyorsunuzdur. Ancak unutmayın ki etrafınızdaki insanlar hayır diyemediğinizin gayet farkında ve hem bu durumu hem de sizi kullanıyorlar.
4. Kendi fikirlerinizi önemsemeyip başkalarının fikirlerine göre hareket ediyorsunuzdur.
Güvensizlik bazen faydalı olabilir: Bizi gereksiz risklerden ve tehlikeli sonuçlardan korur. Ancak çok fazla özeleştiri yapmak öz güvensizliği de doğurur ve sizi bir noktada depresyona bile sürükleyebilir.
Kendilerine güvenmeyen ve sürekli etraftan tavsiye bekleyen insanlar, genellikle başka birinin manipülasyonlarının kurbanı olurlar. Bu yüzden kendi fikirlerinizi önemseyin.
5. Hayır derseniz sevgi ve onay görmeyeceğinizi düşünüyorsunuzdur.
Pek çok insan, diğer insanların onayını istedikleri için hayır diyemezler. Bunun nedeni büyük oranda, ebeveynlerinden yeterince sevgi görmemiş olmalarıdır. Bunu 'kazanılamamış' bir sevgi olarak görürler.
Sevginin kazanılması gerektiğini düşündüğünüz zaman, yetişkin olduğunuzda herkes için iyi olmaya çalışırsınız. Ancak yaptıklarınız yeterli olmayacaktır çünkü herkesi mutlu edemezsiniz.
6. Size karşı yapılan saygısızlıkları tolere ediyorsunuzdur.
Birçoğumuz saygısızlıkla uğraşmak zorunda kalsak da hepimiz farklı şekillerde tepki veriyoruz. 'Ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey' modundaki kişiler, birçok davranış biçimine ve saygısızlığa tahammül etmeye hazırdır.
Ancak diğer insanlar bunu 'demek ki bu durumdan hiç de rahatsız değil' şeklinde yorumlar ve yaptıklarını tekrarlar. Eğer bir kez de olsa size karşı yapılan herhangi bir saygısızlığı görmezden geliyorsanız yenilerine yer açmanız gerekli ne yazık ki...
7. Yapılan iltifatların aslında içten değil bir çıkar için yapıldığını fark etmiyorsunuzdur.
İnsanlar öz güven problemleri olduğunda, yeterince saygı ve ilgi görme, önemli olduklarını hissetme ihtiyacı duyarlar.
Bu durumun farkında olan birçok kişi ise bunu kendi çıkarları için kullanır. Bu nedenle, insanlar sizi pohpohlayarak konum atlama ya da bir yerlere gelme niyetinde olabilirler. Kimin içten olduğuna dikkat edin. :)
8. Çok fazla fedakarlık yapıyorsunuzdur.
Kendi zararımıza olsa bile çoğu zaman arkadaşlarımızın, akrabalarımızın ve sevdiklerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için her şeyi yapmak isteriz.
Ama aslında yapılan fedakarlıklar göründüğü kadar gerekli değildir. Hem kendinizden ödün vermiş hem de sorumluluk alması gereken kişilerin yüklerini üstlenmiş olursunuz. Yani bunlar sizin 'göreviniz' haline gelir ve değersizleşir.
9. İşinizi hafife almalarına müsaade ediyorsunuzdur.
Pek çok insan hala freelance çalışanların gerçekten çalışmadığını, sadece para aldıklarını düşünüyor. Çünkü onlar için çalışmak demek her gün iş yerine gitmek demek.
Bu yüzden insanlar zaten evde ve 'boş' olduğunuzu düşünüp size daha fazla şey yaptırmak isterler. Yapılması gereken gerçek bir işiniz olması umurlarında değildir. Verdiğiniz emeği hafife almayın ve kimsenin de almasına müsaade etmeyin.
10. Kendinize dinlenmek için bile vakit ayıramıyorsunuzdur.
Katlandığınız kişiler ve durumların yanında kendi işlerinizin ağırlığı da öz saygınıza ve sevginize zarar verir. Çok az bir zamanda bunların hepsini, yardım isteyemeden yapmaya çalışır ve hayattan zevk alamayacak kadar yorulursunuz. Kendinizi ve hayatınızı sevmek için bazı sınırlar çizmekten korkmayın. İyi, mütevazı ve kibar olmanın dozunu iyi ayarlayın bizce. 🙏
Bu durumlar size tanıdık geldi mi? Yorumlarda buluşalım...👇
Yorum Yazın
Yani kısaca diyorki siTTiret herkesi tek başına yaşa
Bunların bazılarını biraz geç öğrendim ama zararın neresinden dönersek kârdır. Şimdi de "gözünün üstünde kaşın var" diyene direk posta koyuyorum. Sıra bende ... Devamını Gör