Kahraman Güler Yazio: Ben En Çok da Kaygılanmaktan Kaygılanıyorum
Bazı zamanlarda hepimizin yaşayabildiği bir duygudur kaygı. Bazen durumsaldır, bazen ise genele yayılmıştır. Genele yayılması demek, hayatımızın büyük bir alanını kaplıyor ve işlevselliğimizi düşürüyor demektir aslında. Nedenini bir türlü anlayamadığımız bir huzursuzluk hali sarar dört bir yanımızı. Bunları düşünmekten ana odaklanamıyor, yediğimiz yemekten, içtiğimiz sudan, ettiğimiz sohbetten bile bir şey anlamıyoruzdur. Bazen tam olarak neyden kaygılandığımızı bilmeden adeta kaygılanmaktan kaygılanıyoruzdur. Ancak burada eklemek istediğim ve önemli gördüğüm bir nokta da kaygının hayatımızdaki önemidir.
Kaygı belirli seviyede olduğunda hayatımızı kurtarabilir, başarıyı beraberinde getirebilir. Şöyle düşünelim, bizim için önemli olduğunu düşündüğümüz bir sınavla karşı karşıyayız. Bu sınav hayallerimize atacağımız ilk ve en önemli adım niteliğinde. Eğer hiç kaygılanmazsak bu sınava çalışmaz, elimizden geleni yapmaz, yeterince emek vermeyiz. Ancak buradaki kaygı harekete geçirecek ve hedeflerimize götürecektir.
Peki kaygılanmaktan kaygılanmak dediğimiz, hayatımızı esir alan, bizi yavaşlatmaktan ziyade adeta durduran o yoğun kaygıyla nasıl başa çıkacağız?
1. Paylaş
2. Düşünce yapını değerlendir
Genellikle duygularımız ve davranışlarımız farkında olmadığımız düşüncelerimizden kaynaklanır. Duygu ve davranış kolaylıkla fark edilse de bunu ortaya çıkaran düşünceyi keşfetmek genellikle zorlayıcıdır. Bu duyguyu hangi düşüncemizin oluşturduğunu bulmak ve bu düşünceyi değerlendirmek önemli bir adımdır.
3. Kaygıları yaz
Yazmak zihinsel yükü boşaltmak için en etkili yollardan biridir. Sizi nelerin kaygılandırdığını, nasıl hissettiğinizi, buna neyin neden olduğunu, hangi durum ve koşulların bunu tetiklediğini yazmak, hem yolunda gitmeyeni fark etmeye (dolayısıyla artık neyi çözeceğini de görmektir.) ve boşalıma yarayan bir yoldur.
4. Kaygılanacağın zamanı belirle
Her gün için belirlediğiniz bir zaman diliminde var olan kaygıyı yaşamayı deneyin. Bu zaman dilimi sizin bu duyguyu istediğiniz gibi yaşayabileceğiniz bir evredir. Bu süre dolana kadar kaygılanabilirsiniz. Ancak süre dolduktan sonra bu duyguyu yaşamayı yarın aynı saate bırakmayı deneyin. Böylelikle günün geri kalan vaktini verimli geçirebilir, kaygıyı hissettiğinizde bunu ertelemeyi öğrenebilirsiniz.
5. Koşulu değiştirip değiştiremeyeceğini değerlendir
6. Fiziksel aktivitelere yönel
Bu aktiviteler sadece fiziksel sağlığımız için değil aynı zamanda ruh sağlığımız için de oldukça etkilidir. Örneğin temiz bir havada yapılan yürüyüşün gerginliği azaltma üzerindeki etkisi önemlidir.
7. Rahatlama yollarını öğren
Bu yollardan en etkilileri meditasyon, yoga ve nefes egzersizleridir.
8. Ertelemeyi bırak
Kaygının en önemli nedenlerinden biri de ertelemeler sonucunda yaşanan birikim ve üstesinden gelinemeyeceği düşüncesidir. Adeta ipin ucu çoktan kaçmış gibi hissedilir. Bu nedenle biriken her şey, kaygının körükleyicilerindendir.
9. Üzerine git
Kaçtığınız her korku güçlenir. Güçlenen bu durum giderek sizi içine hapsetmeye başlayabilir. Bu nedenle var olan korku ve kaygılarla yüzleşmek her zaman daha korkutucu gelse de orada yaşanan stres çözüm yolu geliştirmeyi sağlayacak ve problemi kaçarak değil, öz becerinizle çözdüğünüz için durum sizi güçlendirecektir.
Yorum Yazın