Görmez, Tartışılan Fetva ile İlgili İlk Kez Konuştu: 'Yanlış Tercüme'
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, fetva tartışmalarıyla ilgili ilk kez konuştu. Bunun bir haber değil, 'İslâmofobik nefret içeren, gayriahlâki bir haber mühendisliği' olduğunu söyleyen Görmez, Diyanet'in 'itibarsızlaştırma kampanyasına' hedef olduğunu savundu. Söz konusu fetvada ise Arapça alıntıların yanlış tercümelerinin kullanıldığını söyleyen Görmez, ilgili kişilerin de açığa alındığını ifade etti.
TRT Haber'e konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kurumun 'sabotaj' diye nitelediği ve tepkiler üzerine silinen fetva hakkında ilk kez konuştu.
8 Ocak'ta Diyanet'in soru-cevap platformunda yayınlanan, 'Öz kızını öperken şehvet duymanın nikâha etkisi olur mu?” sorusuna verilen yanıt tepki çekmiş, soru ve cevap silinmiş ardından da site kapatılmıştı. Diyanet İşleri konuyla ilgili olarak 'sabotaj' açıklamasında bulunmuş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş de 'Kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır, olamaz' demişti.
Görmez'in 'fetva' açıklaması
Bunun bir haber değil, 'İslâmofobik nefret içeren, gayriahlâki bir haber mühendisliği' olduğunu söyleyen Görmez, Diyanet'in 'itibarsızlaştırma kampanyasına' hedef olduğunu savundu.
Görmez’in ifadeleri şöyle:
'Bu öyle bir haber ki, öyle bir itibarsızlaştırma kampanyası ki... Bu, Diyanet’i, başkanlığı, hocalığı, imamlığı toplumun yüzüne bakmaktan bile alıkoyan bir iftira. Babalarımıza, kızlarımıza, annelerimize, ailelerimize mahcup etmeyi hedefleyen bir iftira.'
'Tekzibi yayınladık, soruşturmayı başlattık. O günden beri konuşmadım ama her şeyi içime akıttığımı, nasıl bir üzüntü duyduğumu, Türkiye’nin en ücra köşesinde bu toplumun her anında onlarla birlikte olan din görevlilerin nasıl üzüntü duyduğunu anlatamam.'
'Bu bir haber değildir. İslâmofobik nefret içeren gayriahlâki bir haber mühendisliğidir.'
'İngilizce'ye çevrildi, Vatikan'ın yanı başında manşet yapıldı'
'Benim toplum huzurunda telaffuz etmekten hayâ ettiğim bu haber yüzbinlerce yerde yer aldı, yanına benim sarıklı cübbem yerleştirildi. Buna üzülmedim. Ama bu haber İngilizce’ye çevrildi ve Vatikan’ın yanı başında İtalya’nın en büyük gazetesine manşet yapıldı. Bu haber bizatihi bu topraklarda bu milletin sadakasıyla kurulan bir haber ajansı tarafından Arapça’ya çevrildi ve Arap dünyasına servis yapıldı. ‘Diyanet aile içinde şunu şunu câiz görüyor’ diye haberleştirildi.'
'Halkımıza soruyorum; beni üzen şahsımla ilgili şeyler değil. Ben aklını ve ahlâkını yitirmiş hiçbir insanın söyleyemeyeceği bir cümleyi hiçbir vatandaşımızın Diyanet’e isnat edeceğine ihtimal vermedin. Onun için konuşmadım ve geciktim.'
'İlgili arkadaşları açığa aldık'
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Din İşleri Kurulu'nun, Din İşleri Kurulu uzmanları ve illerde müftülüklerin bu sorulara cevap verdiğini de kaydeden Görmez;
“Din İşleri Kurulu'nun fetvası olduğu doğru değil. Din İşleri Kurulu uzmanlarına gelmiş. E-mail yoluyla gelenlere cevap veriliyor. Verdiğimiz 1700 cevabı kendim okudum. Aile içi ensest ilişkiyle ilgili 13 soru sorulmuş. 12 soruya ‘patolojik sapkınlık', ‘tedavi altına alınmalıdır' yönünde cevap verilmiş. Yetkilerinin bundan haberdar olması gerekir denmiştir. 13 sorudan birisinde ise hükmü inşa ederken Arapça alıntıların yanlış tercümelerinin cevabın içine derç edildiğini görüyoruz. İlgili arkadaşları açığa aldık. Bu ifadelerden bütün dünyaya duyurulan başlık çıkmaz. Haram kelimesinin bilmemeden ortaya çıkan cehalettir. Teknik tabirdir' şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na günlük 60-100 bin arasında soru yönetildiğini vurgulayan Görmez, bu cevapların zaman zaman insanları intihardan, aileleri dağılmadan koruduğunu kaydetti. Görmez, fetva verilme sürecinde yeni bir prosedür getirmek için çalıştıklarını kaydetti. Görmez, “Alevi kadınla evlenmenin caiz olmadığı” şeklinde yer alan haberdeki fetva iddiasının gerçek olmadığını da sözlerine ekledi.
TRT Haber ve Ajanslar
Yorum Yazın
herşey sabotaj herşey montaj zaten amk, kılıf bitmiyor hiçbirinde.
sakalını siktiklerim.
Sabotaj dedin de kanıtı nerde jamiryo ? Her konuşana inansaydık Adnan Oktar Mehdi olmuştu.